Ünye Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Mimar Sevindik DİKTEPE DEMİR, 5 Aralık Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının Verilişinin 84.Yılı nedeniyle basın bildirisi yayınladı;
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra; Türk kadını, çağdaş, demokratik ve laik bir Türk toplumu hedefleyen Atatürk ’ ün girişimiyle, kadınların iktisadi ve siyasal yaşama katılmaları yönünde Anayasa’da yapılan bir dizi düzenlemelerle bir çok hakka sahip olmuştur.
Kadınlarımız 1930 yılından itibaren çıkarılan bir dizi yasa ile, yerel ve genel se- çimlerde seçme ve seçilme hakkına sahip oldu. Kadınlar ilk önce 3 Nisan 1930’ da Belediye Kanunu’nda yapılan düzenleme ile belediye meclislerine, 1933 yılında Köy Kanunu’nda yapılan değişiklikle muhtar ve heyetlerine seçme ve seçilme hak kına sahip oldu.
5 Aralık 1934 tarihinde Atatürk devrimlerinin en önemlilerinden bir gerçekleşti; Anayasa ve Seçim Kanunu’nda yapılan değişikliğin meclis oturumunda kabul edil – mesiyle, kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkının verilişiyle birlikte; kadın lar 22 yaşında seçme, 30 yaşında seçilme hakkına sahip oldu.
5 Aralık 1934 günü dünyada kadınların yasal olarak milletvekili seçme ve seçil- me hakkına sahip olduğu ülke sayısı 28 ve bu hakkın kullanıldığı ülke sayısı 17 idi. Türkiye’deki kadınlar dünyanın birçok ülkesinden ve ileri Avrupa ülkelerinden çok daha önce seçme ve seçilme hakkına sahip oldu.
Kadınların ilk kez oy kullandığı ve aday olabildiği TBMM 5. Dönem seçimleri 8 Şubat 1935’de yapıldı; 17 kadın milletvekili meclise girdi, ara seçimlerde bu sayı 18’e ulaştı. 400 milletvekilinin bulunduğu mecliste kadınlar, meclisin % 4.5’ ini oluşturdu.
Türk kadını 84 yıl önce parlamentodaki 18 kadın milletvekili ile % 4.5 temsil o- ranı ile dünyada 2. iken; günümüzde % 14 temsil oranı ile, 133. sırada yer almakta dır. 7 Haziran 2015 seçimlerinde 98 kadın milletvekili ile % 17.8 oranında temsil edilerek en yüksek seviyeye ulaştı ancak, 1 Kasım seçimlerinde meclise girebilen 81 kadın vekil ile bu oran %14‘e geriledi.
Bu oranlar; 84 yıl içerisinde kadınlarımızı aktif siyasette yeterince temsil edilme diği, Anayasa’da, siyasi partiler tüzüğünde, seçim yasalarında, parti tüzüklerinde ka dınların seçme hakkında pozitif düzenlemelerin yapılmadığını göstermektedir.
Kadının toplumda yerinin ve değerini artırılması için kadının eğitilmesi ve önün deki engellerin kaldırılması gerekmektedir. Eğitilen ve güçlenen kadın; aile ve top -lumda birey olarak yer almalı, sahip olduğu hakların değerini bilmeli ve haklarını korumalıdır.
Atatürk Türk kadınına verdiği değeri bir konuşmasında şöyle ifade eder; ‘’ Top lumu kalkındırmak istiyorsak izlememiz gereken daha emin ve etkili bir yol vardır. O da Türk kadınını çalışmalarımıza ortak etmek, hayatımızı onunla birlikte yürüt -mek, kadının, bilimsel, toplumsal, ekonomik hayatta, erkeğin ortağı, arkadaşı , yar- dımcısı ve koruyucusu yapma yoludur. ‘’
Kadının siyasal yaşama aktif katılımını sağlamak için kadın–erkek eşitliği temel ilkesinin, yani toplumsal cinsiyet eşitliğinin okul öncesi eğitimden başlayarak önce eğitim ve öğretimde sonrasında toplumun tümünde, kurum ve kuruluşlarda hayata geçirilmesi ülkemizin ilerlemesi ve toplumun bilinçlenmesi açısından zorunludur.
Nüfusun yarısını oluşturan Türk kadının halen yeteri oranda seçilememesi daha çok çalışmamızı gerektirmektedir. Bu nedenle yapmamız gereken çok şey var. Seç-me ve seçilme hakkımıza her zamankinden daha fazla sahip olmak zorunda olduğu muz bu günde ;
Güçlü bir toplum için, kadın erkek eşitliğinin sosyal ve siyasal hayatta koşulsuz uygulanması, kadınlarımızın ülkemizin karar mekanizmaları ve mecliste daha çok temsil edilmesi temennisi ile
‘’ 5 Aralık Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı’nın Verilişinin 84. yılını ’’ kutlar , saygılar sunarım …