Başkan Temiz; ”13 Aralık 2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan 465 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Basın Kartı Yönetmeliğinde yapılan değişiklik, Türkiye’de basının tamamen saraya bağlı ve bağımlı olmasına sebebiyet verecektir” diyerek tepki gösterdi.

Bu tam anlamıyla muhalif seslere yönelik bir darbedir diyen Saadet Partisi Ordu İl Başkanı Av. Erkan Temiz;

”Yönetmelikte yapılan değişiklikle, Basın Kartı Komisyonunun yapısı değiştirilmiş, meslek örgütlerinin komisyona alınması hususu Cumhurbaşkanının insiyatifine bırakılmıştır. Bu durum kabul edilemez.

Cumhurbaşkanlığı veya Bakanlıklarda çalışan ve basınla ilgisi olmayan kişilere de basın kartı verilme imkanının getirilmesi, saraya özel basın ekibi oluşturulması sonucunu doğuracaktır. Resmi programlara davet edilen basın mensuplarının kadrosu, oluşturulacak yandaş ekiplerle doldurulacak ve toplumun diğer kesimlerinin sesi olan basın mensuplarının, remsi programlara katılması engellenmiş olacaktır.

Yeni getirilen düzenlemede İNTERNET GAZETECİĞİ alanında faaliyet gösteren basın mensuplarının, basın kartı sahibi olacaklar arasına dahil edilmemesi çok büyük bir eksikliktir. İntrernet gazeteciği günümüz teknolojisinde olmazsa olmaz durumdadır. İnternet gazetecilerinin de basın kartı sahibi olması en tabii haklarıdır.

Yapılan düzenleme bir bütün olarak ele alındığında; Kendisi gibi düşünemeyen, muhalif olan herkesi “vatan haini, terörist” ilan eden bir yönetim tarafından idare edilen ülkemizde, tek tip gazetecilik, iktidarın borazanlığını yapan bir medyanın hukuki alt yapısını oluşturma çabasıdır.

Gerek temel haklar ve özgürlükler açısından, gerek demokrasi ve özgürlükler açısında, gerek basın özgürlüğü açısından değerlendirildiğinde, kabul edilemez bir düzenlemedir. Bu durum ülkede hakim kılınmaya çalışılan tek adam rejiminin ürünüdür. Bu düzenleme ve uygulamalar, 1930 – 40’lı yıllarda var olan faşizan yönetim anlayışı ile zerrece farkı olmayan düzenlemelerdir.

Bu yönetmelik kapsamında yapılacak uygulamalar karşısında, yargıdan netice almak oldukça zordur. Çünkü yargıya olan güven her geçen gün yok olmakta, yargı, tamamen yürütmenin yani CB’nın tahakkümü altına girmektedir.

Bu düzenleme, anadoluda faaliyette bulunan ve toplumun her kesiminin sesi olmak gibi öenmli bir görev icra eden yerel medyanın sesinin tamamen kısılması sonucu doğruacaktır. Demokrasi adına, hukukun üstünlüğü adına, temel haklar ve özgürlükler adına, basın özgürlüğü adına CB’nınca yapılan bu düzenlemeyi reddediyor, TBMM’ni göreve çağırıyoruz. Bu tehlikeli gidişe karşı, derhal bir kanun çıkarılmalı ve özgür basının sesinin kısılmasına mani olunmalıdır”dedi.