Herkese kasım ayından merhaba!
11.11 indirimleri, köklerini Çin’den alıp, yalnızlar için bir kutlama günü olarak başlarken, zamanla küresel bir alışveriş çılgınlığına dönüştü. İlk kez 2009’da büyük markalar tarafından bir kampanya olarak başlatılan bu dönem, artık alışveriş tutkunlarının sabırsızlıkla beklediği bir etkinlik. Saatlerini kurup, sepetlerini doldurup indirim saatini bekleyenlerden misiniz? Yoksa bu indirimlerin gerçekte “bindirim” olduğunu düşünen şüpheci grupta mı yer alıyorsunuz?
Evet, ne yazık ki hepimizin aklında aynı sorular dönüyor. Gerçekten indirim mi yapılıyor, yoksa fiyatlar önce üç katına çıkarılıp ardından iki katına mı düşürülüyor?
Kandırılmaya Müsait Bir Düzen
Artçı bir deprem olur, ardından “Bu öncüydü, büyük deprem geliyor” derler. Burç yorumlarında “Başak burcu bu ay dışarı çıkmasın, dikkat etsin” diye yazılır. Kasım ayında ise “Efsane indirimler! Böyle fırsat bir daha gelmez!” söylemleri yükselir. Fakat gelin görün ki her konuda olduğu gibi burada da kandırılıyoruz. Ve maalesef bu düzen devam edecek. Çünkü hem insanlar hem de mevcut ortam buna fazlasıyla müsait.
Eskiden alışveriş dediğimiz şey bayramlarla özdeşleşirdi. Ramazan ve Kurban Bayramları, ülkenin dört bir yanında hem esnafın hem de halkın yüzünü güldürürdü. Çocukların bayramlık heyecanı, mahalle manavının tatlı telaşı, esnafın bayram bereketi… Şimdi ise kapitalist düzenin bize dayattığı “Kasım indirimleri” ile karşı karşıyayız. Büyük e-ticaret platformlarının depoları ve kargo şubeleri bile bu trafiği kaldırmakta zorlanıyor. Ancak bu düzenin kazananları küçük esnaf değil, büyük markalar ve dev şirketler oluyor. Küçüğü affetmeyen bu sistemde, ne yazık ki “kazananlar” değişmiş durumda.
Şeytana Uymayın, Mantıklı Olun
Sonuç olarak, alışveriş yaparken dikkatli olun. İhtiyacınız olmayan ürünleri sadece “indirimde” diye almayın. Unutmayın, en büyük tasarruf, harcamadığınız paradır. Yazıyı bir dörtlükle bitirerek sizleri düşündürmek istiyorum:)
Komşum Ayşe, indirim canavarı,
Market gezer, sanki safari!
“1 alana 1 bedava!” diye,
Aldı tavayı, bıraktı çayı!
Şimdi karar sizin: Gerçek ihtiyaçlarınız için mi alışveriş yapıyorsunuz, yoksa “indirim” furyasına kapılıp şeytana mı uyuyorsunuz?
