Levent Akçay bürokrat, Levent Akçay mimar ve kentsel dönüşüm alanında Türkiye’de birçok önemli projelerde üst düzeyde yönetici ve üzerine imzasını atmış kişi Levent Akçay.
“Öncelikle bu güzel muhteşem programa beni davet ederek yurt dışındaki hemşerilerimle, bizi izleyen Türkiye’mizin güzel illerinde ikamet eden hemşerilerime ve büyükşehirimiz Ordu’muzun önceliğinde 19 ilçesinde yaşayan tüm gönül dostu hemşerilerimizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum.
Biz üreten insanlarız.Mesleki bir formasyonumuz var ve biz bu şekilde yetiştirildik.Tabi bizi yetiştiren hocalarımızın bizlere öğrettiği ilk şey mütevazi olmaktı.Toplumların, insanların yaşamları, hayalleri, beklentileri ile ilgili bir kentte istedikleri her şey ile ilgili tasarımlar yapmamız doğrultusunda bizi yönlendirdiler.
Ben 1956 yılında Ordu’nun Ünye ilçesinde doğdum.Öncelikle bir Ordulu olmak benim onurum ve gururum.Ben bunu yurt içinde ve yurt dışında her fırsatta ifade ediyorum.Bunun yanı sıra Ordulu olmanın ayrı sorumlulukları var.Mesela adam olmak lazım, oturaklı, ağırbaşlı, mütevazi ve başarılı olmak lazım.Ben bu ilkeler doğrultusunda kendima bir hayat felsefesi edinerek daha çok mesleki performans eğitimleri çalışmaları üzerinde hayatımı devam ettirme kararı aldım.Bu doğrultuda 1980 yılında Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesini başarıyla bitirdim.Ardımdan 1992 yılına kadar özel proje kuruluşlarında yani masanın hem kamu hem özel sektör tarafını tanımak istiyordum ve bu doğrultuda kentsel tasarım projeleri ile ilgili bir atölye kurdum.Orada projeler ürettim.
Daha sonra 1992 yılında ordulu bakanımız mekanı cennet olsun, sayın Refahattin Şahin birlikte çalışmamız konusunda teklifte bulundu. Bürokrasi hayatım başladı. Benim mimaride ilgi duyduğum 2 alan var. Bir tanesi çökmüş kentlerin yeniden düzenlenmesi ve yenilenmesi, ikincisi ise korunması gereken tarihi ve kültürel taşınmazların restorasyonu.Bu alanlara inanılmaz ilgim.Ama ana branşım kentse dönüşüm uzmanlığı, onun paralelinde de birçok tarihi restorasyonda görev yaptım.
İlk göreve Tarım Bakanlığında başladım ve üst düzey yerlerde görev aldım.Daha sonra yapmış olduğum projelerin, siyasi büyüklerimin beğenmesi doğrultusuında, kamuda projelerimin başına atanarak, ilk Başbakan Toplu Konut İdaresinde Projeler Daire Başkanlığına atandım.
Toki Türkiye’de çok önemli bir kurumdur.Çok özel yetkilerle donatılmıştır ve direk Sayın Başbakana bağlıdır.Bir bakanlık statüsünden daha güçlüdür.İyi bir tasarımcı böyle bir kurumda, bu kadar yetki ve rahat bir alan bulursa ekibi ile beraber çok güzel şeyler üretebiliyor.
Benim mesleğimdeki atak yapma sürecim şimdiki Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Beyefendinin Başbakan olup Toki’nin ona bağlanması ile başladı.Bu konuda kendimi çok şanslı hissediyorum.O dönemde Toki’ye başkan atandı.Bende bu görevin başına getirildim.Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonu o kadar müthiş ki bize inanılmaz talimatlar verdi.Mesela Türkiye marka kenti, kentsel dönüşümü ilk defa orada duydu.Ayrıca, Dünya ve Avrupa Şampiyonası finallerinin oynayacağı bir stad istiyorum dedi.Biz bu konularda eğitim olarak biraz yetersizdik.Sağolsun devletimiz bizim gibi değerli evlatlarını yurt dışına gönderdi.Birçok çalışmalar yaptık.Orada vizyonumuzu geliştirdik ve bu eserleri Türkiye’ye getirdik.Bu konuda kendimi gerçekten şanslı olduğumu düşünüyorum.
Türkiye’yi Yeniden İmar Etmeye Başladık
Yeni kentsel dönüşüm projeleri başlattık, Ankara’dan başladık ve bu Türkiye’nin çok yerinde devam etti.Tabi Ordumuza da hizmetlerimiz oldu.Fakat bizler mütevazi insanlarız.Yaptığımız şeyleri konuşmayız.Önemli olan her memleketin evladı, kendi memleketinin gelişmesi doğrultusunda bir tuğla koysa Allah ondan razı olsun.Benimde bir katkım olduysa gurur, onur duyarım.” dedi.