Ünye Yüzüncü yıl mevkiinden başlayarak, Yalı ve Atatürk parkı sosyal tesislerine kadar uzanan alanda denizin kıyıdan belirgin bir şekilde çekilmesi vatandaşları tedirgin etti. Karadeniz’in doğal koylarından bir tanesi olan Ünye Yüzüncü yıl ve yalı mevkiinde yer alan deniz sularının yaklaşık 40 metre çekildiği gözlemleniyor. Ünye kıyılarında 37 yıl önce hesapsızca başlatılan çalışmaların günümüzde sonuçlarının ortaya çıktığı görülürken, Ünye Kent Konseyi Başkanı Musa Özgür Kıroğlu, “Ünye körfezi olarak bildiğimiz bölge kendi içine hapsedildi” dedi.
Ünye Kent Konseyi Başkanı Musa Özgür Kıroğlu;
“Bizim sahilimizde denizin çekilmesi, kumsal sahanın denize doğru genişlemesiyle ilgili aslında önemli bir gerçek var. Deniz çekiliyor, kumsal genişliyor, dolayısıyla kumsalımız bol olsun mantığıyla bakılabilir mi bu olaya, bence bakmamak gerekir. Çünkü işin doğal vaziyeti neyse onu korumak, onu yaşatmak çok daha önemlidir, diye bakmak gerekir. Orada eski adıyla Galabuzu, yeni adıyla 1980’lerden sonraki adıyla da Yüzüncü Yıl olarak ifade edilen bölgede şuanda, Atatürk Parkı sosyal tesislerine kadar olan alanda ciddi manada denizin çekilmesi ve kumsal sahanın genişlemesi var. Bunu nereden daha çok anlıyoruz, eski iskele ayaklarından ve mevcut iskelemizin ayaklarından çok daha iyi anlıyoruz. Bundan 10 sene önceye baktığımızda eski iskelenin ayakları tamamen suyun içerisindeydi ve eski iskeleden kumsala doğru yaklaşık 15 metre yine denizin bulunduğu saha vardı. Ama şimdi baktığımızda eski iskelenin ayaklarında şuanda kumsal. Mevcut iskelemize baktığımızda, mevcut iskelemizin altında geçiş imkanı yoktu. Yani yalı bölgesindeki kumsaldan Yunus Emre parkının önünden belediyenin önündeki kumsala geçme imkanı yoktu. Şuanda çok rahatlıkla o iskelenin altındaki kumsaldan da her iki tarafa geçilebiliyor.”
Denizin Kıyı Hareketi Engellendi…
Kent Konseyi Başkanı Musa Özgür Kıroğlu;
“Yüzüncü yıl dediğimiz bölgede 1980’lerden sonra başlayan bir çalışma oldu ve bu çalışmayla beraber, yüzüncü yıl bahçesinin denize doğru ucu, burnu genişletildi uzatıldı. Bu uzatılmayla birlikte denizin o noktada yalı kumsalı, yalı körfezine doğru olan doğal hareketi, asırlardan beri süregelen doğal hareketi önemli ölçüde darbe aldı, engellendi. O engellenme sonucu yalı bölgesindeki kumsal hızla büyümeye deniz çekilmeye başladı. Benimde hemen evimin önü orası, her yıl orada denizin ne kadar çekildiğine ve kumsalın ne kadar genişlediğine en çok şahit olanlardan birisiyim. Son 15-20 yıl öncesinde Ünye’de bir durum daha yaşandı Atatürk Sosyal tesisleri olarak yapılan alanda geçmişte dolgu başlamıştı, akabinde “orayı düzeltiyoruz” diye biraz daha denize doğru genişletilerek bir dolgu sahası daha yaratıldı. Denizin oradaki kıyı hareketi de aynı şekilde engellendi. Dolayısıyla yüzüncü yıldaki o burun çıkıntısı, Atatürk parkındaki denize doğru genişleme sonucu bizim daha önce Ünye körfezi olarak bildiğimiz bölge kendi içine hapsedildi ve kıyı hareketi, kumsal hareketi, kum hareketi, su hareketi engellendi. Bu geçmişten günümüze yapılan, yani 1980’lerden başlayıp bugün geldiğimiz bir nokta. Bu çalışmalar yapılıyorken tabi gerek yapanların çok büyük bir kısmı gerekse kamuoyu bunun sonucunun ne olacağını kestiremediler. Kestirmekte mümkün değildi, çünkü çok teknik bir meseleydi. Ama gelinen nokta Ünye’nin önüne olmadık bir fatura olarak çıktı” diye konuştu.
Yüzüncü Yılda Bir Çalışma Yapılabilir…
Başkan Kıroğlu; “Kumsalımızı, körfezimizi kaybediyoruz. Körfez denize doğru kayboluyor ve Ünye’yi körfez olarak ifade ettiğimiz, bu anlamıyla da bir gümüş gerdanlık olarak dile getirdiğimiz Ünye’nin böyle bir gerdanlığı da maalesef süreç içinde yavaş, yavaş kayboluyor. Peki, buna karşılık bir çözümü var mı bu işin, bu saatten sonra Atatürk parkını ortadan kaldırmanın ne kadar imkanı vardır, düşünüldüğünde bakıldığında yoktur. Belki yüzüncü yılda bir çalışma yapılabilir. Oradaki burun eski haline dönüştürülebilir ve eski haline aldırılabilir. Buna mukabilde bir düzelme olabilir. Ama eski vaziyetiyle, bundan 30 sene önce, 40 sene önceki vaziyetiyle körfezimizi geriye getirme şansı yok. Dolayısıyla bunları oldu bilelim, bu faturanın, bu gerçeğin ne olduğunu çok iyi görelim, farkında olalım ve bundan sonra kıyılarımızda bu tür çalışmalara Ünyeliler olarak, Ünye kamuoyu olarak ve kurumlar olarak, sivil toplum teşkilatları olarak duyarlı olmakta fayda var. Çünkü bütün bu güzellikle, doğal değerler, bize büyüklerimizin emanet ettiği ve çocuklarımıza aktaracak olduğumuz değerlerdir. Bu emanete sahip çıkarsak vazifemizi yaparız, sahip çıkmazsak emanete hıyanet eden bir nesil olarak tarihe geçeriz” diyerek sözlerini noktaladı.