Musa Kıranlı’dan Abonelere Uyarı

der

Elektrik zammı ve faturalarda yapılan bazı değişiklikler bir süredir kamuoyunda tartışılıyor. Ellerine ocak ayı faturalarını alan vatandaşın, özellikle kafasını karıştıran nokta ise aralık ayına kıyasla büyük bir artış gösteren dağıtım bedeli. Dağıtım bedelindeki artış ile ilgili Ünye Fen Adamları Derneği olarak bilgi ve araştırmalarımızla sizleri teknik düzeyde bilgilendirmek ve sizlerin de kamuoyunu daha iyi bilgilendirmesine destek olmak amacıyla bazı hususları belirtmekte fayda görüyoruz.

Elektrikte 1 Ocak 2015 itibarıyla kilovatsaat başına 31 kuruş öderken, 1 Ocak 2016 itibarıyla bu rakam 33,18 kuruşa yükseldi ve dolayısıyla faturalara vergi fonları hariç yüzde 6,8’lik bir zam yansıdı.

Daha önce dört farklı kalem olan dağıtım, iletim, kayıp-kaçak ve sayaç okuma bedellerinin tek bir kalem olarak “dağıtım bedeli” altında toplanmış olduğu, Aralık 2015 ile Ocak 2016 faturaları karşılaştırıldığında faturaların kırılımlarında bir sadeleşmeye gidildiği görülmektedir.

Bu nedenle Aralık 2015 ve Ocak 2016 faturaları karşılaştırıldığında yanlış anlaşılmalar oluşacaktır.  

Vatandaşlarımız “Bir önceki ayın faturası alıp dağıtım bedeline bakıyor, bir sonraki faturada da dağıtım bedeli var, fakat daha yüksek bir rakam. Bu yüksek rakam aslında dağıtım, iletim, kayıp-kaçak ve sayaç okuma bedellerinin hepsini kapsıyor. Bu birleştirme sadeleştirmek amacıyla yapıldığı ifade edilse de pek inandırıcı gelmemektedir.

EMO’dan yapılan yazılı açıklamada, Danıştay’a yapılan başvuruda, 1 Ocak 2016’dan itibaren geçerli olan tarifeye ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) kararının, Elektrik Piyasası Yasası’nın şeffaflık ilkesi ve tüketicinin korunmasına ilişkin mevzuata aykırı olduğu belirtilerek iptali ve yürütmesinin durdurulması istendi. EMO açıklamasına göre dava dilekçesinde, Daha önce 1 kilovat saatlik enerji için, “Kayıp/Kaçak Bedeli”, “Dağıtım Bedeli”, “Perakende Satış Hizmet Bedeli”, “İletim Bedeli” ile “Perakende Tek Zamanlı Enerji Bedeli”nin kaç kuruş olduğunun ayrı ayrı belirtildiği; sayaç okuma bedelinin de maktu bir bedel olarak tanımlandığı anımsatıldı.

Tüketicilerin faturaları karşılaştırırken yanılgıya düştükleri temel bir sorun, iki ayrı faturadaki tüketim miktarı bilgisine bakmaksızın toplam fatura tutarlarını karşılaştırarak elektrik fiyatlarındaki değişimi hesaplamalarıdır. Örneğin bir önceki faturasının tutarı 100 TL olan bir tüketici sonraki faturada 300 TL gördüğünde elektrik fiyatlarının yüzde 200 arttığı gibi bir yanılgıya düşmektedir. Oysa, tüketim miktarındaki değişime bakmaksızın yapılacak bu analiz yanlış olacaktır. Doğrusu, faturalardaki toplam tutarları önce tüketim miktarlarına bölmeli ve çıkan birim bedeller üzerinden analiz yapılmalıdır. Herhangi bir itiraz dahilinde EPDK  ayrı ayrı bu maliyet kalemlerini izliyor ve denetliyor.

Aralık 2015 mesken tarifesi ile Ocak 2016 mesken tarifesini karşılaştırdığımızda ayda ortalama 150 kilovat saat (kWh) elektrik tüketen bir evin, aylık elektrik faturasının 3.2TL arttığı görülüyor.  Dağıtım bedelindeki artış yeni yatırımlardan ve daha önce dört farklı kalem olan dağıtım, iletim, kayıp-kaçak ve sayaç okuma bedellerinin tek bir kalem olarak “dağıtım bedeli” altında toplanmış olduğundan kaynaklanmaktadır. Bu dört kalemin birleştirilmesindeki yasal dayanak tartışmaya açıktır.

Önceki uygulama dönemlerinde dağıtım ve iletim gibi şebeke faaliyeti kapsamındaki bedeller (dağıtım bedeli, iletim bedeli, kayıp enerji bedeli ve sayaç okuma bedeli), ayrı ayrı uygulanmakta iken, 1 Ocak’tan itibaren dağıtım bedeli olarak tek kalemde uygulanmaya başlandı. Özetle, tüketici faturasındaki aylık 3.2 TL artışın, 1.15 TL’lik dilimi enerji bedelindeki artıştan, 1.46TL’lik dilimi iletim ve dağıtım maliyetlerinden, 0.59TL’lik dilimi ise vergi ve fonlardaki artıştan kaynaklanıyor.

 

Yanlış bilgilendirme ve yanlış algı yaratılıyor. Vatandaşların kafası karıştırılıyor. Bakınız sizlerde dikkatlice faturanızı incelediğinizde göreceksiniz; Faturalara vergi fonları hariç yüzde 6,8’lik bir zam yansımıştır. Bu da enflasyon oranlarına göre normaldir. Ancak Daha önce 4 kalem olarak faturada gösterilen bedeller ise ‘dağıtım bedeli’ altında toplanarak faturalarda sadeleşmeye gidilmiştir. Bir başka deyişle elektrik tüketimi haricindeki haksız ödemeler gizlenmiştir.

Elektrik Mühendisleri Odası, Tüketici Hakları Derneği, ilgili kurum ve kuruluşlar ile duyarlı vatandaşlar tarafından Kayıp-kaçak bedelinin tüketiciye yansıtılmasına karşı mücadelelerinin sürdüğünü biliyoruz. Bazı masrafların yasal olmadığını düşünüyoruz.

Başka bir bakış; Bir ürünün fiyatı eğer enflasyonun altında kalıyorsa, o ürünün fiyatı reel bazda düşmüş demektir. Ülkemizde Enflasyon oranı yüzde 9,54 seviyesinde gerçekleşmiş. 1 Ocak 2015 itibarıyla elektriğin kilovatsaatine 31 kuruş öderken, 1 Ocak 2016 itibarıyla bu rakam 33,18 kuruşa yükseldi ve dolayısıyla faturalara vergi ve fonlar hariç yüzde 6,8’lik bir zam yansımıştır. Baktığımızda, elektrik fiyatları enflasyonun altında kalmış. Enflasyon etkisini dikkate aldığımızda, elektriğin 1 Ocak 2015’e göre 1 Ocak 2016’da daha ucuz olduğunu görüyoruz.

Bir örnekleme yapacak olursak; Biz meskenlerde evimizdeki elektriğe günün sonunda ne kadar ödedik diye baktığımızda 59 liralık 2015 faturamız 2016’da 3 lira artarak 62 lira olmuştur. Tüketici cebinden çıkan paraya baktığında 3 lira daha fazla faturasının olduğunu görecektir.

Tartışılan elektrik fiyat ve faturalarını anlayabilmek için Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun (EPDK) her ay açıkladığı tarifelerin en doğru referans noktasıdır.

Elektrik fiyatını oluşturan üç unsur önemlidir. Bu unsurlardan enerji bedelinin nihai faturanın yüzde 52’sini, şebeke maliyetlerinin yüzde 29’unu ve vergi ve fonların yüzde 19’unu oluşturmaktadır.

AB ülkeleri ile kıyaslandığında, şu anda hem elektriğin nihai fiyatına hem de şebeke maliyetleri açısından dağıtım bedeline en ucuz fiyatı ödeyen ülkelerden birisiyiz. Bu sevindirici ancak her konuda Avrupayla kıyaslama yapmamız daha gerçekçi olacaktır.

Tüm bu tartışmalara rağmen Konu ile ilgili EPDK başkanı Sayın Mustafa Yılmaz; elektrikte yeni yılla birlikte yapılan zammın miktarıyla ilgili iddialara ilişkin, belirli fiyat unsurlarının, özellikle zamlar gibi söylentilere ve dedikodulara neden olacak hususların gizlenmesinin mümkün olmadığını söylemektedir. Sayın Yılmaz; “Şunu net olarak söylüyorum. Gizlediğimiz herhangi bir husus yok. Zam yüzde 6,8. Fakat birileri çıkıp farklı oranlar söylemektedir. Yüzde 20-30 diyen, yüzde 250-300 diyenler. Bunlar gerçekle bağdaşmamaktadır. Faturaların değişmesinin olağan olduğuna, her fatura değişikliğinin zam anlamına gelmediğine de işaret eden Yılmaz; çarpıcı bir örnekle “Bu ay kendi evimde 36 liralık enerji tükettiğini. Gelecek ay bu 70 liraya çıkabileceğini. Ne kadar enerji kullanırsa o kadar bedel geleceğini. Şimdi iki faturayı, ödenecek miktarı karşılaştırarak, bakın işte zam yüzde 200, yüzde 20, yüzde 30 demenin adil olmadığını. Ne kadar tüketirsen o kadar enerji bedeli ödeyeceğini” anlatmaya çalışmış. Yanlış bilgi ve algı yaratılarak Vatandaşımızın kafa karıştırılmasına gerek olmadığını, Önemli olan geçtiğimiz ayda alınan bedelle tüketim miktarını bölerek, birim fiyatı bulduktan sonra iki birim fiyat arasındaki fark eğer yüzde 6.8’i aşıyorsa bununla ilgili her türlü şikayete açık olduklarını, Zerre kuruş farkı çıksın, bunun hesabını bütün dağıtım şirketlerinden soracağını ifade etmektedir. Ayrıca; EPDK’nın kendi internet sitesinde fatura hesaplamak için modülü olduğunu, vatandaşların tüketim miktarı, okuma tarihi gibi bilgileri modüle girerek faturalarını hesaplayabileceklerini açıklamıştır.

Ünye Fen Adamları Derneği Başkanı olarak sözümüz o dur ki; Bugün malesef ülkemizde vatandaşlarımız çaresiz, bilgisiz ve bu nedenledir ki her kafadan bir ses ve ortaya çıkan bilgi kirliliği. Elektrik, sigorta, gıda fiyatları vs aldı başını gidiyor. Müjdeleri garibanın başına balyoz gibi iniyor. Bağkur 570 tl olmuş. Vatandaşlarımız onlarca faturaya kiralara ne aklı yetiyor ne de parası yetişiyor.

Gün geçtikçe kabaran elektrik ve su faturaları haksızlıktır. Normalde 46 liralık bir elektrik faturasına 25 liraya yakın vergi yükü nedeniyle 71 lira ödüyoruz. Yani bir faturanın yüzde 60’ına yakınını vergi oluşturuyor. Elektrik, su ve ekmek zorunlu tüketimler arasındadır. Yoksullaşan insanların daha fazla taşıyabileceği bir yük değildir.  Sosyal Devletin, zorunlu tüketim harcamalarında özellikle dar ve sabit gelirlileri koruyup kollaması gerekmektedir. Konutlarda tüketilen elektrik fiyatının sanayide kullanılana göre düşük tutulmasının ya da gece-gündüz farkı uygulanmasının tek başına yeterli değildir.

Tüketim tutarına KDV, katılım ve tüketim vergilerinin dahil edilmemesi gerekir. Pırlantadan KDV alınmazken, kitaptan, tüpten, ekmekten, sudan, elektrikten alınması büyük haksızlık olduğunu düşünüyorum.

Bugün yapılan araştırma verilere göre ülkede 22 milyon yoksul var, 9.5 milyon kişinin de eline sadece ayda 350 lira para geçiyor. Elektrik, su ve benzer zorunlu tüketim harcamalarındaki artış sosyal devlet ilkesine aykırıdır.  Bu haksızlıktır, ek bir yüktür ve daha da yoksullaşan insanların taşıyabileceği bir yük değildir.

Kaldı ki Doğu ve Güneydoğu’nun birçok kentinde elektrik faturası ödenmediğini, bunun da yine faturasını ödemek zorunda kalan illerdeki vatandaşlara ödettirildiğini herkes biliyor.

Asgari ücrete zam yapıldı ancak bir gerçeği görmezden ve söylemekten de kaçınmamalıyız.  Asgari ücretli bir kişi, 4 çocuklu bir aile 150 TL elektrik faturası, 250 TL de doğalgaz, 200 TL de su öderse 600 TL eder. Nasıl geçinecek acaba? Asgari ücretin 1300 TL olduğu ülkede 600 TL fatura ödenir mi?

Elektrik Faturalarındaki Enerji Dağıtım Bedeli adı altında alınan kalemlerden bazılarının yasal, bazıları ise yasal değil. Enerji fonu, sayaç okuma gibi kalemler yasal değil. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) kararıyla konmuş. Herhangi bir Yasal dayanağı yok. Sayaç okuma gibi bedellerin yeniden değerlendirilmesi gerekiyor.

Bilgi kirliliği yaşanıyor. Kayıp Kaçak bedeli iadesi konusunda da Hukukçu kimliğine sahip kişiler tarafından umut verici hatta kesin olarak iade edileceğine dair açıklamalar yapılmaktadır.

Gerçekleri görmezden gelmemeliyiz. Hiç kimse bir ekmek için mücadele eden ihtiyaç halinde olan vatandaşlarımızın umutları ile oynamasın. Çaresizliğe düşmüş olan vatandaşlarımızın umutlarını mesleki ranta çevirmesin. Öyle yazıp konuşmak yasaları, kararları açıklamakla olmuyor. Hadi bakalım; Hukukun üstünlüğüne inancım güvenim olan bir kişi olarak Ünye’de ki hukukçu mesleğini icra eden avukatlara sesleniyorum. Sizde aynı tutarı ödüyorsunuz. Hadi. Yapın bir başvuru. Alın  haksız yere alınan Kayıp Kaçak bedelini. 

Yok yok değerli kamuoyu. Değerli basın. Tüketicilerin bu bedelleri geri alması söylendiği gibi kolay değil.

Tüketicilerin ikinci kez mağduriyet yaşamamaları için; Tüketicilerin bu konuda yargı yoluna başvurmadan ya da dolandırıcıların tuzağına düşmeden önce iyi düşünmesi gerekiyor.

Kayıp kaçak bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17 Aralık’taki kararının Sadece o dosya için hüküm ifade edeceğini düşünecek olursak ki ihtimaller dahilindedir. Davayı kaybedebilirsiniz de… Kaybedildiğinde ise karşı tarafın avukatlık ve bilirkişi ücreti ile tebligat giderleri tüketiciye yüklenecektir.

Hemşerilerimizin mağdur olmamaları için yapılması gerekenler hakkında bilgi edinmek ve dilekçe temin etmek için 0543 6271407 nolu telefonla Ünye Fen Adamları Derneği Başkanı Musa Kıranlı ile iletişim kurabilir,  derneğimize gelerek temin edebilirler. Ancak bu işlem öyle kolay değil. Kesin olmamakla beraber uzun bir süreçtir.

Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin, kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır.

Ünye Fen Adamları Derneği olarak sözümüz o dur ki;  Bu hal, parasını her halükarda tahsil eden Kurum’un çağın teknik gelişmelerine ayak uydurmasına engel olur, yani enerji iletim dağıtım kurumu kendi teknik alt ve üst yapısını yenileme ihtiyacı duymayacağı gibi; elektriği hırsızlamak suretiyle kullanan kişilere karşı önlem alma ve takip etmek için gerekli girişimlerde de bulunmasını engeller. Oysa ki, elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan kuruluşa aittir. Tüketici/Abone olarak tanımlanan mesken yada işyeri sahipleri yapılarındaki ölçü devresi de dahil olmak üzere yapı bağlantı noktasına kadar olan kısımdan sorumludur.

Tüm yukarıda açıklamaya çalıştığım nedenlerden dolayı çıkan sonuç;  daha önce dört farklı kalem olan dağıtım, iletim, kayıp-kaçak ve sayaç okuma bedellerinin tek bir kalem olarak “dağıtım bedeli” altında toplanmış olması yasal dayanağı olmadığı gibi kayıp kaçak bedellerinin tahsil edilmesinin hukuka aykırı olduğu ve tüketicilerce iadesi talep edilebileceği gün gibi aşikâr hale gelmiştir. Buna rağmen teknik ve hukuki destek almadan yapılan başvurularda yanlış talepler yüzünden tüketicilerin de hak kayıplarına uğradığını, haklı iken haksız konuma düşebileceklerini belirtmek isterim.

İlçemizde bulunan hukukçuları göreve davet ediyorum.

YUKARIDA YAZILANLARI OKUYARAK;  DANIŞMADAN TEKNİK BİLGİ ve DESTEK ALMADAN HAKEM HEYETLERİNE/MAHKEMELERİNE BAŞVURMAMANIZ, KONU İLE İLGİLİ MUTLAKA HUKUKİ DESTEK ALMANIZ TAVSİYE OLUNUR.  Bu ve benzer enerji konularında şahsım ve derneğimiz olarak hemşerilerimizin hizmetindeyiz.

Yasalar gereği Tüketici olan vatandaşın faturalara yansıtılan kayıp-kaçak bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, yani şeffaflık hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır. Bu nedenle DAĞITIM ŞİRKETLERİNİN KESTİĞİ KAYIP-KAÇAK BEDELLERİNİ GERİ ALABİLMEK İÇİN ELEKTRİK ŞİRKETİ ABONELERİ, ŞİRKET TARAFINDAN YETERLİ BİLGİ VE BELGE VERİLMELİDİR. Yetkilileri göreve davet ediyorum.

Sonuç olarak olması yapılması gereken; Hükümet yetkilileri, EPDK veya ilgili Enerji Yönetimi’nin yapması gereken iş, ivedi olarak yasal bir düzenleme yaparak bu karmaşaya son vermeli,36,8 milyon abonenin uğramış olduğu haksızlığı ve kayıp-kaçak bedelinin iadesini kolaylaştırmak olmalıdır.

 

Musa KIRANLI (Mekanik-Elektrik-Elektronik Teknikeri)

Ünye Fen Adamları Derneği Başkanı

Türkiye Teknikerler Birliği ORDU İl Temsilcisi

 

Exit mobile version