Herkese merhabalar, kucak dolusu selamlar! 😊 Bu hafta biraz eğlenerek, biraz düşündürerek, hem kadınların hem erkeklerin ilgisini çekecek bir konuyu masaya yatırmak istiyorum: Nafaka! Evet, kimine göre sadaka, kimine göre destek, kimine göre de “Allah bereket versin, başka kapıyaJ
Oturduğum yerden dünyayı dolaşıp sizler için nafaka işine el attım. Meğer işin rengini ülkesine göre değiştirmişler. Lafı uzatmadan başlayalım:
ALMANYA:
Nafaka işinde bayağı titizler. “Herkes elini taşın altına koysun” diyorlar. Çalışabiliyorsan çalış, öğrenim görüyorsan oku, ama tembellik yok! Nafaka süresi belirlenirken tarafların işi, yaşı, sağlığı her şey göz önüne alınıyor. Çocuğa bakan tarafa da hakkaniyetli bir destek sağlanıyor. Bir nevi Alman disiplini yani, “Adalet yerini bulsun, nafaka yuvarlansın!”
JAPONYA:
Samuray ruhuyla hareket eden Japonlar, boşanmada adaleti kılı kırk yararak sağlıyor. Kadın, erkeğin gelirinin yarısını alabiliyor. “Nerde eşitlik?” derseniz, iki taraf da boşanmayı kabul ederse, mahkemeye bile gerek kalmadan boşanabiliyorlar. Çaylarını içerken, belediyeden aldıkları boşanma kağıdını imzalayıp işi bitiriyorlar. Yani, “Bir yudum çay, yarım maaş.”
AVUSTURYA:
“Kusurun bedeli ağırdır” diyen Avusturya, boşanmada tarafların kusur oranına göre nafaka ödetiyor. Ama şöyle bir güzellik var: Nafaka ödemeye başladıysan, süre sınırı yok. Ömür boyu! İndirim de bekleme; burada indirim yok, zam var. “Ağır kusur ağır fatura!”
İSRAİL:
Yahudi yasalarına göre kadın, evlilikte alıştığı yaşam standardını boşandıktan sonra da sürdürebiliyor. “Çok şükür alışkanlıklarımı kaybetmiyorum” diyebilir kadın tarafı. Ama sistemde birkaç istisna da var; yani her şey de elini kolunu sallayarak olmuyor. İsrail’in mesajı net: “Standartlarınız düşmesin, ama kafanıza göre de takılmayın!”
TÜRKİYE:
Gelelim memleketimize… Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi açık: Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eş, kusuru daha ağır olmamak kaydıyla süresiz nafaka talep edebilir. Hatta çocuğun velayetini alan taraf, çocuğun bakımını üstlenirken, diğer taraf da maddi destek sağlar. Ama işin ucu genelde, “Çocuklara bakan baksın da nasıl bakarsa baksın” şeklinde algılanıyor. Bir yandan “Deveyi güdün,” derken, diğer yandan “Ama bu diyardan sakın gitmeyin” mesajı veriliyor gibi…
SONUÇ:
Nafaka konusu her ülkede farklı işliyor ama bir şey değişmiyor: Adalet dediğimiz teraziyi kim nasıl ayarlarsa ayarlasın, bu işte herkesin kafasında bir “Acaba?” oluyor. Biz de ne yapıyoruz? “Burası Türkiye,” diyerek hep olduğu gibi, kendimizi sürü psikolojisiyle avutuyoruz veeeee şükür diyoruz…
Unutmayın sevgili insanoğlu: NEŞET ERTAŞ’ın da dediği gibi…
Can yakıp kalp kırma ey insanoğlu
Senin de gül benzin solacak birgün.
Her canlının kalbi Allah’a bağlı
Herkes ettiğini bulacak birgün.
Bol tebessümlü ve az sancılı bir hafta sonu dileğiyle! 😊