Bankaların kredi borcunu varlık şirketlerine satması ve bu şekilde tahsil etmesi vatandaşlar tarafından tepki çekiyor.
Varlık şirketleri tarafından yıldırma politikalarının abartılması ve vatandaşların bu konuda hukuki anlamda neler yapılabileceğini Avukat Adem Pilav’a sorduk.
Ülke genelinde 15 varlık şirketinin faaliyet gösterdiğini ifade eden Avukat Adem Pilav, vatandaşların aranmaları durumunda bu şirketleri iyi analiz etmeleri gerektiğine dikkat çekti.
Alacağı temlik alan varlık şirketlerinin acımasız tahsil uygulamalarının olduğuna değinen Avukat Adem Pilav, şu şekilde konuştu: “Varlık şirketleri her ne kadar ülkemizde 3 yıldır bilinmekle birlikte asıl kuruluşları 2002 yılına dayanır. 2002 yılından beri varlık şirketleri ülkemizde faaliyet göstermektedir. Varlık şirketlerinin kuruluş amacı özellikle bankaların ve finans kuruluşlarının 2-3 yıl zaman dilimi içerisinde tahsil edilemeyen borçların finans şirketlerine devri ve temliki söz konusudur. Burada tabi ki bize de çok başvurular vardı bununla ilgili, çünkü
Borçlunun alacağını söz konusu bu varlık şirketlerine devredilmesi veya devredilmemesiyle ilgili bir inisiyatif söz konusu değildir. Uygulamada devlet bankalarının bu tip varlık şirketlerine alacaklarının devrinin söz konusu olmadığını, özellikle özel bankaların bu mekanizmayı daha çok kullandığını görmekteyiz.
“Borçlunun Rızası Olmadan Temlik Sözleşmesi Yapılır”
Alacağın temliki sözleşmesi hukuki bir kurumdur, bu şekilde bankalar alacaklarını varlık şirketlerine devrederler. Bu hukuki ve yasal bir süreçtir. Borçlunun burada ‘benim alacağımın temlik edilmesini, varlık şirketlerine gitmesini istemiyorum, benim bu konuda rızam yoktur’ gibi lüksüde söz konusu değildir. Burada borçlunun herhangi bir rızası olmadan temlik sözleşmesi yapılıp devredilebilir. Borçlunun bundan haberi bile olmaz, sadece varlık şirketi söz konusu alacağı devraldıktan sonra borçluyla irtibata geçer.
Tabi burada dikkat edilmesi gereken husus, ülkemizde bir defa 15 tane varlık şirketinin faaliyet gösterdiğini söyleyelim ‘ben varlık şirketinden aradım’ diyen her insanında söylediklerine itibar etmemek lazım. Yani dolandırıcılık çok yaygındır.
“Varlık Şirketi Adı Altında Arayan Dolandırıcılara Dikkat”
Dolayısıyla borçluların bu şirketleri teyit etmesi lazım, buda iki şekilde olur. Varlık şirketleri BDDK denetimi altında faaliyet gösterirler. Dolayısıyla söz konusu web sitesine girdiklerinde kendilerini arayan varlık şirketinin olup olmadığı hususunu burada teyit etmeleri mümkündür. Ayrıca söz konusu temlik sözleşmelerinin ve ilgili dosyayla ilgili evraklarını istedikten sonra ödeme ile ilgili prosedür içerisine girmeleriyle ilgili fayda vardır. Varlık şirketleriyle ilgili prosedür usulüne uygun, yani herhangi bir sağlıksız kuruluş veya bir dolandırıcılık yoksa uzlaşmanın daha kolay olduğunu müşahede ettiğimizi ifade edelim. Mesela resmi anlamda 100 bini aşmış bir 8 bin TL’ye uzlaşılarak kapatıldığını da gördüm. Varlık şirketine bu ödeme yapıldıktan sonra artık borçlunun borcu sona ermekte.
“Para Borçları İçin Hapis Zaten Mümkün Değil”
Varlık şirketleriyle ilgili ‘bizi aradılar, hapse attıracağız, haczedeceğiz’ gibi söylemlerin aslı astarı yok. Bir defa bu arayan kimselerin avukat olmadıklarını söyleyelim. Bu arayan kişiler genelde arama firmalarından olduklarını, hatta kendilerini avukat olarak takdim edenlerin olduğunu bile biliyoruz. Bunlara itibar edilmemesini, bu tip bir varlık şirketine, bir dosyanın iletilmesi halinde bir avukat arkadaşlarımızla irtibata geçebilirler. Bu işleri bilen insanlar varlık şirketleriyle görüşmeleri sürdürebilirler. Asla ve asla ‘hapse attırırım’ gibi söylem söz konusu değil, biliyorsunuz para borçları için hapis zaten mümkün değil. Yani bir insanın borcu var diye hapse atılması söz konusu değildir, sadece taahhüt verildiğinde 3 aya kadar bir tazyik cezası söz konusu olabilir” dedi.