İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
  1. Haberler
  2. Genel Haberler
  3. ÜNYE’DE BİR İLK ”TARIM OKULU”

ÜNYE’DE BİR İLK ”TARIM OKULU”

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bilinçli tarım ve organik fındık üretimi konusunda bölgede bir ilki başaran ziraat mühendisi İbrahim Hakan Gün “Organik Fındık Tarım Okulu” adı altında bilinçli ziraatçiler yetiştirmek için adım attı.

Daha öncesinde ziraat odalarında tarım danışmanı olarak görev yapan ziraat mühendisi İbrahim Hakan Gün bölge çiftçisinin ve zirai ürünlerinin ihtiyaç ve beklentilerini tespit etmiş doğru bilinen yanlışları ve bilinmeyen eksikleri gidermek amacıyla Organik Fındık Okulunu açtı.

Organik tarımın günümüzdeki önemini çok iyi bilen Gün, okulun kuruluş ve ilerleme safhalarını şu şekilde değerlendirdi;  “Ankaralıyım ama altı yıldır bu bölgedeyim, daha önce de üç yıla kadar İkizce Ziraat Odasında tarım danışmanı olarak çalıştım. Bir o kadar süre de Ünye Ziraat Odasında tarım danışmanı olarak çalıştım. 31 Aralık itibariyle oradan ayrıldım, çünkü fındık okulu kurma hedefimiz vardı. Şimdi ise bu okulun içerisindeyiz.

Tarım okulu kurulalı yaklaşık bir, iki ay oldu. Aslında bu bir ihtiyaçtan ortaya çıktı. Ünye Ziraat Odasında çiftçilerle yaptığımız saha çalışmaları esnasında, bazı uygulamaları yapmak için yetersiz kaldığımızı gözlemledim. Çiftçilerimizin bu okulu daha sık kullanabilmeleri, bilgileri kendi bahçelerinde uygulayabilmeleri için burada tüm ekipmanlarımızın olduğu bir ortam yarattık.

Ben bu işi gerçek aşk ile yapıyorum, çünkü iki tane kızım var onları doğanın içinde ekolojiyle ve doğayla barışık yaşatmak istiyorum, ki bu ruhu biraz da onların alsınlar. Çünkü yaşadığımız mevcut durumun en büyük sıkıntısı maalesef insanlar doğanın ve ekolojinin çok dışında konumlandırıyorlar. Kendilerini, biraz doğayla iç içe olmak, sadece barışık ve çevreci olmak yetmiyor. Doğanın içinde olmak gerekiyor.

Yaşadığımız küresel iklim değişikliğinin, kuraklığın, sosyal çatışmalarımızın, en büyük sebebi topraktan uzaklaşmamız. Anadolu Mezopotamya toprakları bereketli hilal dediğimiz bu bölge çok kıymetli. Çünkü doğadaki daha doğrusu dünya üzerindeki bütün bitki çeşitliliğini kendi içinde barındırıyor. Biz sadece o bitki ve hayvan çeşitliliğinin içinde bir parça olduğumuzu görmeliyiz.

Bu kapitalist dünya bizi doğadan, çevreden uzaklaştırdı ve ona hunharca eziyet eder hale geldik. Ağaçların kesilmesi, yaban hayvanlarına zarar verilmesi, avcılığın bu kadar artmış olması ama yaşadığımız pandemi bize şunu gösterdi ki gerçekten doğadan ya da topraktan uzaklaşanın kalbi sertleşiyor” dedi.

ÜNYE’DE BİR İLK ”TARIM OKULU”
Yorum Yap
Asayiş Gazetesi