17 Şubat 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Başbakanlık Genelgesi ile devlet idaresinde yeni bir keyfilik uygulaması başlatılmıştır. Özellikle kamu çalışanları üzerinde yeni bir baskı oluşturacak olan bu genelge, siyasi iktidara muhalif düşünen, bu düşüncelerini açıklayan, sahip olduğu düşünceler doğrultusunda faaliyette bulunan dernek, vakıf, sendika gibi sivil toplum kuruluşlarına üye olan herkesi sindirme, susturma amacını taşımaktadır.
Türk Ceza Kanunu, Devlet Memurları Kanunu ve ilgili diğer mevzuatta, devlet memurları için hangi eylemlerin suç olduğu, hangi eylem ve davranışların ise disiplin suçu olduğu düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler ortada iken, Başbakanlık tarafından yeni bir genelge düzenlemesi yapılması ve yayımlanması manidar bir durumdur.
Bu genelge içinde yer alan “terör örgütleri veya legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten yapılarla ilişki kuran veya eylem birliği içerisinde olan, bu örgüt ve yapıların emir ve talimatlarıyla hareket eden, yardım eden, kamu imkan ve kaynaklarını kullanan veya kullandıran, bu örgüt ve yapılarla mücadeleyi engelleyerek propagandasını yapan kamu çalışanları” ifadesi, soyut, muğlak, yoruma açık, keyfi uygulamalara yol açacak ifadeler olup, uygulanması halinde hukuksuzluğa ve adaletsizliğe sebebiyet verecek ifadelerdir.
Bu ifadeler, bir yanda düşünce olarak siyasi iktidara muhalif olan herkesi susturma – sindirme faaliyetlerine gerekçe yapılacağı gibi, kamuda söz konusu olacak, keyfi uygulamalar, yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma, ihaleye fesat karıştırma, zimmet gibi suçların üstünün örtülmesi, bu tip eylemlere mani olma isteyecek kamu çalışanlarının “legal görünümlü illegal yapılarla” irtibatı kurularak, milletin hakkına sahip çıkmak isteyecek kamu personelinin de susturulması sağlanmış olacaktır.
İçeriğinde bir takım muğlak ifadelerin yer aldığı genelgenin oluşturacağı baskı sebebiyle, farklı düşüncelere sahip kamu personelinin, değişik sendikalar, vakıflar ve derneklere üye olması ve faaliyetlerine katılması engellenmiş olacaktır. Bu durum, ülkedeki çok sesliğin ortadan kalmasına, demokratik yapının devamlılığının sağlanmasına büyük darbe vuracağı gibi siyasi iktidarın despotlaşmasına yol açacaktır.
Genelgede ayrıca, belirtilen hususların personel çalışmasına dayalı hizmet alımı ihalesiyle istihdam edilen personel hakkında da ilgili mevzuat çerçevesinde titizlikle uygulanacağı ifade edilerek, kamu kurumlarına, ihale yoluyla mal veya hizmet veren şirketler üzerinde de baskı oluşturacaktır. Kamu kurumlarına verilen hizmetlerin, ehliyet – liyakat ve adalet ilkelerine göre verilmesi gerekirken, bu defa siyasi iktidar ile uyum içerisinde bir yapının oluşmasına, kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesine de mani olacak sonuçlar doğuracaktır.
Bu noktada, tüm siyasi partilerin, memur sendikalarının sendikaların, derneklerin, vakıfların ve meslek odalarının ki özellikle baroların, konu üzerinde hassasiyet göstermesi, bu genelgenin kaldırılması için çaba sarfetmesi hukukun, adaletin ve vicdanın bir gereğidir. Saadet Partisi olarak bu anti demokratik, adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerini ortadan kaldırıp, keyfiliğe yol açacak bu genelgenin kaldırılması için gerekli takibi yapacağız.
Av. Erkan TEMİZ
Saadet Partisi GİK Üyesi
Ordu İl Başkanı