Geçtiğimiz günlerde çıkan yangın sonucu evleri kullanılamaz hale gelen aile, yangınla ilgili tüm gerçekleri anlattı.
Ünye Atatürk Mahallesi Tuna Sokak’ta bir apartmanın zemin katında meydana gelen yangından sonra açıklamalarda bulunan beden eğitimi öğretmeni Mehmet Serdar Çözeli’ye, evde yaşayan aile tarafından yalanlama geldi.
O öğretmeni tanımadıklarını, yangın esnasında içeride bulunmadığını ve o kişinin yangınla ilgili en ufak bir şey bilmediğini ifade eden ev sakinleri, evlerine izinsiz girerek yalan açıklamalarda bulunan ve kendini kahraman olarak gösteren öğretmenin aileyi küçük düşürdüğünü belirtti.
Evde çıkan yangının başlama nedenini ve kendi imkanlarıyla çocukları yangından uzaklaştırdığını söyleyen Dilek Çuhadar, öğretmenin evine izinsiz girerek medya kuruluşlarına yalan açıklama yaptığını ifade ederek şunları söyledi;
Dilek Çuhadar: “Evimizdeki yangın ben balkondayken kızımın sobanın içine pet şişe atmasından kaynaklandı. Pet şişe sobanın içinde 
patlayarak etrafa kıvılcımlar saçıyor ve ben balkondan içeri girdiğimde halının bir ucu ile kanepenin bir kenarı tutuşmuştu. Yangına daha da büyümeden müdahale etmeye çalıştım. Yanımda bir oğlum daha vardı. Halının örtüsüyle tutuşan yeri söndürdüm, koltuğun kenarını da oğlumdan su istedim ve onunla birlikte söndürmeye çalıştık. Kanepeler sünger olduğu için alevler yayılmaya başladı ve yapacak bir şeyimiz kalmadı.
Çocukları Kendi Çabalarımla Dışarı Çıkarttım
Çocuklarımı kendi başıma daireden çıkartarak üst kata götürdüm ve yangından uzaklaştırdım. Çocukları çıkardıktan sonra kendim tekrar evin içine girdim ve o sırada yöneticimiz geldi. Daha fazla duman içinde kalamayacağımı söyleyerek beni dışarı çıkarttı. Ancak ben belki evden kimlik veya telefon gibi şeyleri alabilmek umuduyla tekrardan evin içine girmeye çalıştım ancak yangın büyüdüğü için evin içine giremedim. Yöneticimiz gelip tekrardan beni alevlerin içinden alıp dışarı götürdü.
Bana Yardımcı Olan Tek İnsan Yöneticimizdir
Çıkan haberlerde bir tane kahraman öğretmenimiz var ve beni içeriden kendisinin çıkarttığını söylemiş. Yangının kasti olduğunu ve ailenin çocukları yalnız bıraktığını ifade etmiş. Ne benim çocuklarımı ne de beni hiç kimse kurtarmadı. Bize tek yardım eden yöneticimiz Hakan Bey’dir. Çocuklarımı kendi çabalarımla yangından kurtardım ancak ortada kahraman öğretmen diye bir insan var.
Hiçbir Şey Bilmeden Yalan Yanlış Açıklamalar Yapılmış
Ben hiç bir şekilde o adamı tanımıyorum. Kendisi bizim yan blokta oturan komşumuz olduğunu öğrendik. Bizden habersiz evimizin içine giriyor ve röportaj yapıyor. Yangının nasıl başladığını bile bilmediği halde bizden habersiz kendi kendine anlatımlar yapıyor. Balkonda kapı olmadığı için muhabir arkadaşlarla birlikte eve giriyor ve yalan yanlış şeyler söylüyor. Yangın sırasında çocuklarımı kendim kurtardım ve beni de yöneticimiz alevlerin içinden çıkarttı. Yangına ben ve oğlum müdahale etmeye çalıştık ancak yetersiz olduk. Olay yerinde birileri olup bize yardım etseydi zaten bu duruma gelmezdik.
Beni 18 Yaşında Olarak Göstermişler
Beni 18 yaşında kız çocuğu olarak göstermişler. Ben 26 yaşındayım ve benim iki tane çocuğum var. Bilip bilmeden kimsenin konuşmasına gerek yok. Ben ölümden döndüm ve yangın anını ben ve çocuklarım yaşadı. Evden çıktığımda dumandan etkilendiğim için eşimle birlikte hastaneye gittik. Biz evden çıktığımızda itfaiye yeni kuruluyordu. İtfaiyenin gecikmesi de yangının büyümesindeki en büyük sebeplerden biridir.” diyerek sözlerini tamamladı.
Kendisinin ve ailesinin çocukları yalnız bırakmakla suçlandığını belirten Mehmet Baş, öğretmenin medyayı ve bütün Türkiye’yi kandırdığını ifade ederek şunları söyledi;
Mehmet Baş: “Bu yangın olayında kendini kahraman ilan eden kişi beni ve ailemi çocuklarımı evde yalnız bırakmakla suçluyor. Beni çoğu kişi arıyor ve çocukların durumunu sorarak neden onları yalnız bıraktığımızı söylüyor. Bizim hem evimiz yandı hem de bizi küçük düşürücü ifadelerle suçluyor. Olayla hiç bir alakası olmayan bir adamın basın mensuplarıyla evin içine girip olayı yaşamış gibi anlatması ve kendini kahraman ilan etmesi akıl almaz bir durumdur.
O Adam Beni ve Ailemi Küçük Düşürdü
Eğer kahraman olmak istiyorsan başka yerlere gideceksin, yıkılmış insanların üstünden kahramanlık numaraları yapmak insanlığa sığmaz. Bütün Türkiye’nin bu olayı izleyip o adamın beni ve ailemi küçük düşürmesi bizi yangından daha fazla etkiledi. Ben basından arkadaşlar geldiğinde evi çekmelerine izin verdim ancak o öğretmen eve girip yangınla ilgili hiçbir şey bilmediği halde yalan söyleyerek medyayı ve bütün insanları kandırmıştır. Benim için asıl kahraman eşimi alevlerin içinden alan yöneticimiz Hakan Bey’dir.” diye konuştu.
Çocuklarını yalnız değil 26 yaşında bir kadınla beraber bıraktığını belirten Nurgül Baş, olayı bilmeyen ve fikir sahibi olmayan biri tarafından suçlandıklarını ifade ederek şunları söyledi;
Nurgül Baş: “Ben çıkan haberleri gördüğümde gerçekten yıkıldım. Çocuklarımı evde yalnız başına bıraktığım söylenmiş. Evde koskoca aklı 
başında bir kadın var ve çocuklarım evde yalnız değildi. O öğretmen konuşmalarında 18 yaşında bir kızdan ve çocuklardan bahsetmiş. Bütün söyledikleri yalan ve iftiradır. Yangınla ilgili çocuklara bir şeyler sorduysa belki oradan bir fikir sahibi olmuş olabilir. Yangın anını yaşayan Dilek, o adamı hiç görmediğini ve tanımadığını söylüyor. Dışarıdan hiç bir şey bilmeden bir adam tarafından bu şekilde suçlanmak çok zoruma gidiyor. Evin içine hiç girmeyen bir insanın bu şekilde konuşması çok ayıp ve bizi küçük düşürüyor. Ben bize destek olan devletimize ve başkanımıza da teşekkür ediyorum, onların desteğiyle ayakta kalmaya çalışacağız.” diye konuştu.
Yaşanan olaydan sonra beden eğitimi öğretmeni Mehmet Serdar Çözeli şu açıklamalarda bulunmuştu.
“Ben arabayı park ederken çocukların bağırışlarını duydum. Koşarak içeri gittiğimde kız çocuğu içeride yangını söndürmeye çalışıyordu. Ocakta yemek yapmaya çalışan çocuklardan kız çocuğu yangını söndürmeye uğraşırken birden koltuk alev almış. İçeri girdiğimde koltuk yanıyordu. Daha sonra çocukları dışarı çıkardım.Hepimiz dışarı çıktığımızda daire içerisinde çok ağır duman vardı. Çocukların anne ve babası daha sonradan geldi.”
