İnsanoğlu doğası gereği bencildir..hep kendini beğenir kendi yaptığı herşeyi doğru görür, kendi yaptığı yanlış ve hataları görmez aynı eylem ve hareketleri başkası yapınca eleştirir..
Siyasette de böyledir.. bizimkiler ve bizim desteklediklerimiz ne yaparsa doğrudur.. halbuki aynısını karşınızdakiler yapınca başlarsınız saldırmaya…
Başkalarının haramı helâli bizi çok meşgul eder kendimizinkini görmeyiz…
Yıllar önce başörtüsü mücadelesi verenler tesettür diyenler şimdilerde tesettürü moda eyleyip çılgınca eğleniyorlar.( gerçek manada yaşayanlara sözümüz asla yok)
Bizim çizgimiz bu olmalı diyenler çizgiyi bulunca çizgi üzerinde doğru dan ayrılıp zikzak yapmaya başladılar..
Sütü ak ve lekesiz elde etme mücadelesi verenlerin yerini maalesef süt elde edilince kaymağı bölüşme ve kendi yeme mücadelesi edenler aldı.. Kaymağı paylaşmayı garibana dağıtmayı düşünenler saf dışı edildi…
Ne olacak bakalım…
Yaşantımıza bakarsak ne hakikatlere uygun nede islama..
Başkalarının yaptığını günah gördüğümüz eylemler bizdekilerde mübah oldu….
Yüce Rabbimin vermiş olduğu nimetlere nankörlük ve şükürsüzlük etmeye eğlence ve israflarla son gaz devam ediyoruz…
Bakalım nereye kadar…
Mührü süleymana elimizle verdiysek ya susacağız yada mühür yenileme vaktini bekleyeceğiz..
Hak ve hakikat liyakat ehliyet ve donanımın esas alinmadığı, referans ve adam kayırmanın öne geçtiği, ye kürküm ye diyenlerin çoğaldığı,israf ve eğlencenin zirve yaptığı toplumsal yapı kokuşmaktadır…
Bakalım nereye kadar gideceğiz.. ya özümüze döneceğiz hak ve hakikat adalet diyeceğiz, kendi içimizde özeleştiri yapacağız yada musibetleri bekleyeceğiz..
Mevla görelim neyler….
Faruk ATEŞ
