CHP İlçe Başkanı Ali YALÇIN Yaptığı basın açıklamasıyla 26-29 ağustos tarihleri arasında Çanakkale de yapılan Adalet Kurultayı sonuç bildirgesini halkımızla paylaştı.
ADALET KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ
Adaletin yok edildiği, korku, endişe ve çaresizlik duygusunun toplumu teslim aldığı bir süreçte milyonlar adalet için yürüdü.
Adalet yürüyüşü korku zincirini kırdı. Cesaret ve umudu ateşledi.
Adalet yürüyüşüyle başlayan süreç adalet arayışının en geniş biçimde konuşulması, tartışılması, sonuçlar çıkarılarak hedefler saptanması için bir kurultay talebini ortaya koydu.
Dört gün süren Kurultayımız bize demokrasi, adalet ve huzur ekseninde bir siyasi hat çizmiştir. Bu hat Türkiye’nin karanlıktan çıkış hattıdır. Bu hat demokrasi, adalet ve huzur isteyen herkesin ortak hattıdır.
Adalet Kurultayı diyor ki;
1) Adalet Mücadelesi Meşrudur
Devlet, yurttaşlarını huzur, güven ve refah içerisinde yaşatmakla yükümlüdür. Bunun yolu adaletten geçer. Adaletten sapan iktidarlara karşı halkın hak, hukuk, adalet ve özgürlük mücadelesi meşru bir mücadeledir.
2) “Adalet Hakkı” Temel Bir Haktır
Herkes adil bir siyasal-toplumsal düzende yaşama hakkına sahiptir. Devlet kişinin ekonomik, toplumsal ve siyasal düzenden adaletli olarak pay almasını ve yönetime katılma olanaklarını sağlamakla yükümlüdür.
2
3) Bugün Türkiye’de Adalet Hakkı Sistematik Olarak İhlal
Edilmektedir
MAHKEMEDE ADALET YOKTUR
Mahkemeler bağımsız ve tarafsız değildir. Millet mahkemelerden
umudu kesmiş, siyaset yargıya hâkim olmuştur. Hâkimler hukuka değil
iktidarın beklentilerine göre karar vermektedir. Siyasi planların parçası
olarak milletvekilleri tutuklanmakta, bu yolla aslında milli irade
hapsedilmektedir.
Çözüm: Derhal bağımsız ve tarafsız yargı inşa edilmeli, yargıya güven
tesis edilmeli, tutuklu milletvekilleri serbest bırakılmalıdır.
DEVLETTE ADALET YOKTUR
Devlette liyakat sistemi çökmüştür. Liyakat yerine sadakat, layık olan
yerine sadık olan tercih edilmektedir. Kayırmacılık ve yolsuzluk yerleşik
usul haline gelmiştir. Devlet kapıları ve imkânları yetenekli ve başarılı
olanlara kapalı, arkası güçlü, sırtı kalın olanlara ise açıktır. Yükselmenin
yolu başarıdan değil rüşvet ve torpil düzeninden geçmektedir. Devlet
parti devletine dönüşmüş, kuvvetler ayrılığı yok edilmiş, fiilen tek adam
rejimi tesis edilmiştir. 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimi milletin
inancı ve kararlılığı ile engellenmiştir. Ancak ardından iktidarın 20
Temmuz Darbesi ile yeni bir darbe hukuku oluşmuş, can ve mal
güvenliği kalmamıştır.
3
Çözüm: Kuvvetler ayrılığı esasına dayalı, denge ve denetleme
mekanizmaları olan demokratik devlet oluşturulmalı, hukuk düzeni
darbe hukukundan temizlenmeli, liyakat sistemi kurularak halkın
devlete güven duyması ve kaliteli kamu hizmeti alması sağlanmalıdır.
SEÇİMDE ADALET YOKTUR
Seçimlere hile karışmıştır. Mühürsüz seçimle millet iradesine tecavüz
edilerek, gayrimeşru bir anayasa oluşturulmuştur. Seçim barajı ve
siyasi parti düzeni milli iradenin tam olarak parlamentoya yansımasını
engellemektedir. Adaletsiz seçim kampanyalarıyla kamu kaynakları
tamamen iktidar lehine kullanılmaktadır. Oysa demokrasinin yolu
adaletli seçimden geçer. Seçim adaleti olmadan milli irade olmaz.
Çözüm: Demokrasi ve milli iradenin hâkim olması için adil ve meşru bir
seçim düzeni oluşturulmalı, sivil toplumun etkin denetimine imkân
tanınmalıdır.
GEÇİMDE ADALET YOKTUR
Gelir bölüşümü adaletsizdir. Zenginin daha zengin, yoksulun daha
yoksul olduğu bir düzen hâkimdir. İşsizlik ve geçim sıkıntısı halkın en
büyük sorunudur. Ekonomi hukuki güvence altında değildir. Belirsizlik
ve keyfilik girişim özgürlüğünü yok etmektedir.
Çözüm: Sosyal devlet tesis edilerek gelir adaleti sağlanmalı, refah
paylaştırılmalı, hukuk güvenliği altında ekonomi rahatlatılmalıdır.
4
İNANÇTA ADALET YOKTUR
Ülkede totaliter tek adam rejimi kurulmuştur. Siyasal olarak tüm
yetkileri tek elde toplayan rejim şimdi kültürel egemenliği de ele
geçirme peşindedir. Bu rejim bireyin nasıl düşüneceğini, nasıl
yaşayacağını, ne giyeceğini, ne konuşacağını, neye inanacağını tek
merkezden belirleme çabasındadır. Bu amaçla yaşam tarzına ve
inançlara müdahaleci, tek tipçi uygulamalar yerleşmektedir.
Çözüm: Yaşam tarzı ve inançlara müdahale edilmemeli, özgürlükler
korunmalı ve genişletilmeli, camiye, kışlaya, adliyeye ve okula siyaset
sokulmamalı, tarikat, cemaat ve inanç grupları iktidar odağı ve ortağına
dönüştürülmemelidir.
EĞİTİMDE ADALET YOKTUR
Eğitimden bütün paydaşlar şikâyetçidir. Ne öğretmenler, ne öğrenciler,
ne de veliler memnundur. Müfredat bilimsel değil ideolojik esaslara
göre hazırlanmaktadır. Atatürk ve Cumhuriyet gibi ortak değerlerimiz
unutturulmak istenmektedir. Herkes tek tip okula mahkûm ve mecbur
edilmektedir.
Çözüm: Aklı ve bilimi esas alan, ortak değerlerimizi çoğulculuk
ekseninde koruyan, fırsat eşitliğini sağlayan bir eğitim reformu
yapılmalı, eğitim hem bireysel hem de toplumsal olarak yoksulluktan
kurtulmanın en önemli aracı olmalıdır.
5
YAŞAMDA ADALET YOKTUR
Türkiye’de toplumsal yaşam eşitsizlik, kutuplaşma ve çatışma
ekseninde devam etmektedir. Siyasi iktidar her geçen gün kamplaşma
ve kutuplaşmayı derinleştirmekte, ötekileştirme ve çatışma üzerinden
iktidar üretme siyaseti gütmektedir. Bu durum toplumsal yarılmayı
artırmakta, uzlaşma alanlarını daraltmaktadır. Bir yandan terör, bir
yandan kutuplaşma siyaseti bir arada yaşama kültürünü tahrip
etmektedir. Kadın, genç, çocuk ve dezavantajlı gruplar eşitsiz yaşam
koşullarına terk edilmektedir. Toplumun huzuru kalmamıştır.
Çözüm: Çatışma, kutuplaşma ve ötekileştirme siyaseti terk edilmeli,
ayrılıklar uzlaşma dili ve yöntemleriyle ele alınmalı, huzur siyaseti inşa
edilmelidir.
MEDYADA ADALET YOKTUR
Medya ağır bir baskı altındadır. Fiili bir sansür söz konusudur.
Gazeteciler tutuklanmakta, gazetecilik yargılanmaktadır. Dürüst ve
objektif gazetecilik ateşten gömlek giymeye dönmüştür. Devlet
kaynaklarından beslenen havuz medyası eliyle operasyonel medya
yaratılmıştır. Muhalefet operasonel medya eliyle hizaya sokulmak
istenmektedir.
6
Çözüm: Medya üzerindeki hukuki, fiili, mali ve manevi baskı
kaldırılmalı, tutuklu gazeteciler derhal serbest bırakılmalı, medya
kuvvetler ayrılığı sistemi içinde dördüncü kuvvet olarak görülüp
anayasal güvence altına alınmalıdır.
4) Adalet Kurultayı Bir Kolektif Demokratik Güç Yaratmıştır
Adalet yürüyüşü ile korkunun yerini cesaret, çaresizliğin yerini umut
almıştır. Bu Kurultay ise buna bir kolektif demokratik güç mahiyeti
kazandırmıştır. Katılımcılar tek adam rejimi karşısında çaresiz ve yalnız
olmadıklarını hissetmişlerdir.
Bugün güçlünün hüküm sürdüğü, güçsüzün süründüğü bir düzen
vardır. Bu düzen değişmelidir. Bu düzeni adalet ve huzur talebi
ekseninde oluşacak kolektif demokratik güç değiştirecektir.
5) Demokrasi, Adalet ve Huzur Hareketi Doğmaktadır
Adalet Yürüyüşü ve Adalet Kurultayı daha şimdiden bir büyük
Demokrasi, Adalet ve Huzur Hareketine dönüşmüştür. Bu hareket çıkış
hattının hareketidir. Bu hareket farklılıklar üzerinden değil ortak
noktalar üzerinden tarif edilen bir harekettir. Ortak noktalar
demokrasi, adalet ve huzur talebidir. Bu talepleri olan herkese yer
vardır.
Kayıtsız kalma. Seyirci olma.
Bir tuğla da sen koy…