Bir ergoterapist olarak benim de en çok karşıma çıkan çocuklarda öfke konusu üzerine Sayın Psikolog ve Çocuk Terapisti Nilüfer Köseoğlu Koca ile röportajımızı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Erg. Zeynep Tuna: Nilüfer Koca kimdir bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Psk. Nilüfer Koca: Merhabalar, Ankara’da Iceberg Çocuk Gelişim Merkezi’nde uzman klinik psikolog olarak görev yapıyorum. Evli ve 6 yaşında bir erkek çocuk annesiyim. Çocuk- ergen danışanlar ve aileleri ile çalışıyorum. Ailemiz, çocukla birlikte kliniğe geldiğinde aileden süreci dinleyip beraberinde aile danışmanlığını gerçekleştirmeye ya da ihtiyaca göre çocukla çalışmaya başlıyoruz. Öncelikli olarak çocuğun gelişim değerlendirmelerini yapıp çocuğa uygun bir teknik belirliyoruz. Genel olarak kullandığım teknikler; oyun terapisi, bilişsel davranışçı terapi, dikkat eksikliği yaşayan çocuklar için attentioner programı ve beraberinde dislektik çocuklarla ise PREP’ tir.
Erg. Zeynep Tuna: Bir klinik psikolog ve çocuk terapisti olarak erken müdahale için ailelere önerileriniz ve tavsiyeleriniz nelerdir?
Psk. Nilüfer Koca: Öncelikli olarak çocuklarımızı iyi tanımalı ve bunun için sık sık onları gözlemlemeliyiz. Çocuğun uygun olmayan bir davranışını görüyorsak bunun altında yatan ihtiyaca bakabilmeliyiz. Çocukların duygularını ifade edebilmesi için onlara alan açmalıyız, bu sayede çocuklarımız dışavurum gerçekleştirebilecektir. Oyun oynamak, resim yapmak ve onların duygu dünyası ile ilgili gerçekleşecek sohbetler çocuk için dışavurum alternatifleridir. Bunların yanında biz biliriz ki çocuğun dili, oyundur. Bu nedenle, sorun daha belirginleşip ortaya çıkmadan önce çocukların oyunlarına eşlik ederek çocukların dünyalarına girip duygularını kabul etmeliyiz.
Erg. Zeynep Tuna: Çocuklarda öfkenin kaynağı nedir?
Psk. Nilüfer Koca: Öfkenin kaynağı, çocukların bastırılmış ve kabul görmemiş duygularıdır. Bizler ebeveyn olarak çocuğun her türlü duygusuna alan açmalı ve kabul edici olabilmeliyiz. Çocuk bu sayede sevildiğini ve her koşulda değerli olduğunu hissedecektir.
Erg. Zeynep Tuna: Çocukların öfkesini ifade edebiliyor olması ne gibi pozitif etkiler oluşturur?
Psk. Nilüfer Koca: Öfke duymak ve ağlamak gibi durumlar sayesinde çocuk içerisinde birikmiş olan gerilimi dışa vuracaktır. Bu durum evde kabul görmeyen bir davranışsa (çocukların duygularını özgürce yaşayabilmeleri) çocuğun vücudundaki gerilim, semptomlar olarak karşımıza çıkacaktır.
Erg. Zeynep Tuna: Çocuklarda öfke anında nasıl bir müdahale uygulanmalı ve ailenin tutumu nasıl yönlendirilmelidir?
Psk. Nilüfer Koca: Öncelikli olarak çocuk herhangi bir sınırlandırma karşısında öfkelenmişse veya ağlıyorsa, çocuğun o anki ilk ihtiyacı öfkesinin/ ağlamasının kabul görmesidir. Öfke anında çocukla konuşmaya çalışmak, çocuğun öfkesini daha da arttıracaktır. O süreçte mümkünse çocuğun yanında olup, duygularını ona aynalamalıyız. Örneğin, ‘Şu an çok öfkelisin, az önce istediğin olmadığı için kendini kötü hissediyorsun’ gibi. Beraberinde çocuğa isterse sarılabileceğimizi söyleyebiliriz. Bu süreç içerisinde amaç çocuğun dediğini yapmaktan ziyade, duygularını kabul etmektir. Beraberinde çocuk sakinleşinceye kadar, yanında sakince kalmak önemlidir. Çünkü kriz anında çocuklar bizlerin nasıl davrandığını sık sık gözlemler. Biz biliriz ki; çocuklar söylediklerimizden çok davranışlarımıza bakarlar. Çocuk sakinleştikten sonra yavaş yavaş onunla konuşup, az önce sınırlandırma yapmanızın nedenini çocukla paylaşabilirsiniz. Bu sayede çocuk, yaptığınız sınırlandırmayı anlamlandırabilecektir. Çocuklarda öfke konusu ile deneyimlerini ve fikirlerini Türkiye Haberi ailesi sayesinde bizlerle paylaştığı Psk. Nilüfer Koca’ ya teşekkür ediyorum.
Ergoterapist Zeynep Tuna