Ünye’de el sanatıyla su kabaklarını işleyen Talip Aydın, birbirinden güzel dekor ürünleri elde ediyor. Su kabaklarını eliyle çizerek desenler veren ve şekillendiren Aydın, son olarak işlediği kabakları boyadıktan sonra dekor ürünü yapıyor.
Çeşitli figürler, avize lambalar ve vitrin dekoru gibi birçok ürüne dönüşen su kabakları ilgi çekiyor.
Ünye’de su kabağını yaptığı hünerli işçilikle sanat eserine çeviren Talip Aydın atölyeyi müzeye çeviriyor.
Ünyelilerin yakından tanıdığı el sanatçısı Talip Aydın yaptığı su kabağı tasarımlarının yanına şimdi de yerel bir müze ekliyor. Bölgede yerel olarak kullanılan tarihi ev ve iş aletlerinin sanat atölyesinde toplayan Talip Aydın burayı Ünye’nin yerel bir müzesi gibi kullanmayı düşünüyor.
Su Kabağı Ustası Talip Aydın yaptığı konuşmada şunları ifade etti;
“Ben 8 yıl önce ilk atölyemi evimin balkonuna kurdum. Eşim de anlayışla karşılamıştı. Su kabağını görünce aldım ve süs yaptım. İnternetten baktığımda insanların su kabağı ile bir sürü şeyler yaptığını görünce bende oradan yola çıkarak işlemeye başladım.
Bizim bu bölgede yetişen kabaklar ve İzmir’de yetişen kabaklar farklıdır. Yöreye göre de değişmektedir. Ben bir şeyler işlemeden önce çok düşünür, sonra kâğıda dökerim ve işlemeye başlarım. Özellikle Ünye’yi temsil eden şeyleri bulmaya çalışırım. Ben bir işlemeyi iki günde yaparım ancak o kabağın kuruması 1 seneyi buluyor.
Her kabak türünden de lamba olmuyor. Ben kabakların hiçbir çöpünü atmam her birini değerlendiririm.” dedi.
Aydın konuşmasına söyle devat etti,”Ben yaptıkça yer kalmamaya başladı ve evimiz doğalgaza geçti ve ben balkonumda ki tezgâhı kaldırmak zorunda kaldım. Sonra evimizin altında bu depo aklıma geldi ve oda oluşturdum. Böylelikle deden kalma tarihi eserlerim de kaybolmamış oldu. Büyüklerini getiremedim ama küçüklerini taşımış oldum ve atalarımdan kalma eserlerim kaybolmamış oldu hem de sergilemiş oldum. Ben burada ki ürünlerimi alsınlar satsınlar niyetinde değilim. Ben ölünceye kadar kalsınlar istiyorum. Müşteri geldiğinde beğendiği bir ürün olursa kırmam veririm ancak verdiğim şeyin aynısını yeniden yaparım. Allah’ım nasip ederse ben öldükten sonra bile burası su kabağı müzesi olarak kalacaktır.” Dedi.
