İnatla yaşatılmaya çalışan geleneksel el sanatlarımızdan bir olan ve geçmişte önem verilen mesleklerden biridir yorgancılık.
Osmanlı döneminde padişahların seferleri, şehzadelerin sünnetleri gibi vesilelerle düzenlenen şenliklerde geçiş törenlerine katılan esnaf alayları arasında yer almanın yanında minyatürlere dahi yansımıştır. Osmanlı saraylarını, usta ellerin zengin motiflere, altın ya da gümüş teller, kıymetli taşlar eklemesiyle elde ettikleri ipek, kadife yorganlar süslemiştir.
Ve baktığımız zaman yorgan, insana en çok lazım olan ihtiyaçlar arasında yer alır. Yıllardır çeşit çeşit desenleriyle ve renkli kumaşlarıyla göz dolduran pamuk yorganlar, artık yerini elyaf ve makine yorganlarına bıraktı. Bu sebepten dolayı da ne yazık ki yorgancılık mesleği yok olmaya yüz tutan meslekler arasında yerini aldı.
Çakır Medya\Ünye Net Haber Gazetesi olarak bizlerde 25 yıldır yorgancılık mesleğini icra eden Ali Kaymak ile gerçekleştirmiş olduğumuz röportaj doğrultusunda Ali Kaymak; bundan 20 yıl önce sadece Ünye’de yaklaşık 28 tane yorgancı olduğunu fakat şimdi ise bir elin 5 parmağını geçmeyecek kadar az olduklarını dile getirdi.
”Bundan 25 yıl önce çırak olarak girdiğim yorgancılık sektöründe hala daha devam etmekteyim. Baktığımız zaman benim bu mesleğe başladığım tarihlerde Ünye’de 28 tane yorgancı vardı. Fakat şuan bir elin 5 parmağını geçmeyecek kadar az sayıda kaldık. Bütün yorgancılar sektör değiştirerek farklı işler yapmaya başladı.
Ortalama 20 yıl öncesine kadar geleneksel el sanatı ürünü olarak bilinen yorganlar, Ünye’de her ailenin hem kendi evinde hem de gelin ve damat olacak çocukları için hazırladıkları çeyizde olmazsa olmazlardan biriydi. Çocuk için beşik yorganı ve çocuk yorganı olmak üzere ayrı, büyükler için karyola yorganı gibi yorganlar dikilirdi. Yorgancılara verilen siparişler de, düğün mevsimi olması itibariyle yaz döneminde daha çok yoğunlaşırdı. İşleri çoğalsa da yorgancılar bu durumdan memnundu çünkü bu sayede kendi geçimini sağlıyordu. Kıymet verilen bir meslek olduğu için talep ediliyor, yorgancı çırakları, kalfaları yetişiyordu. Şuan için baktığımız zaman bırakın kalfa çırak bulmayı yorgancı sayısı bile çok az. Çünkü teknoloji biz yorgancıları da etkiledi.” dedi.
Yorgancılığın şuan ki durumundan da bahseden Ali Kaymak;
”Biz eskiden öyle çeyiz atardık ki, sadece bir çeyizde 100 – 150 kilo pamuk kullanırdık. Şimdi 20 – 30 kiloyla iş bitiyor. Eskisi gibi çeyiz kalmadı artık. Yani köy kısmı olmamış olsa bizim meslek öldü diyebiliriz. Bu gelenek, pek çok yerde olduğu gibi fabrikasyon ürünü nevresimlerin ve elyaf, silikon dolgulu yorganların piyasaya çıkmasıyla birlikte zayıflamış olsa da, hala Ünyemiz de az da olsa yaşamaya devam etmektedir.” şeklinde açıklamalarda bulunarak yorgan dikimi hakkında bilgiler verdi.
”İğne ve iplik, yorgan dikmede ki temel araçlardır.
Sopa, yorgan haznesi içine yerleştirilen pamuğun dövülerek dengeli bir şekilde dağılmasını sağlamak amacıyla kullanılır.
Tebeşir, motif kalıplarının yorgan üzerinde işaretlenmesinde kullanılır.
Pergel ve metre desenlerin yorgan yüzeyinde eşit dağılımını sağlamada işe yarar. Yorgan yüzeyinde desen oluşturmaya yarayan motif kalıpları da mukavva kağıtlarla hazırlanır.” dedi.