Sevmek ve sevda… Her iki kelime de kulağa yumuşak, huzur verici gelir. Ancak sevda, ruhun daha derinlerine dokunur, yankılanır. Sevmek, her şeyi kucaklayabilen bir duygudur; bir çiçeği, doğayı, hayvanları, hayatı… Sevda ise bambaşka bir güçtür. Kimi zaman içini kavurur, bazen sessizce yüreğini deler. Bir sır vereyim mi size? Bu hayatta, ölmeden öldüren tek şey sevda olabilir.

Benim için sevgi ve sevda arasındaki fark, cinsiyetlerle anlatılabilir. Eğer bir cinsiyetleri olsaydı, sevgi erkek, sevda ise kadın olurdu diye düşünürüm. Çünkü sevda, hep daha vefalı, daha fedakar, daha yoğun bir his uyandırır içimde, tıpkı kadınlar gibi. Sevgi ise erkekler gibidir. “Severiz hacım, ölümüne!” der gibi. “Seni sevmesem yanında durur muyum?” deyip merhamet gösterir gibi ya da klişeleşmiş o söz: “Seni seviyorum kızım, ya benimsin ya toprağın” der gibi. Sevgi, sevdiğini belli eder ama derinlere inmez.

Biz kadınlar ise farklı bir sevgiyi ararız. Çok sevilip toprak olmak değil, gerçekten adam gibi sevilip kök salmak, büyümek isteriz. Sevgiden bir dünya yaratmak isteriz.

Erich Fromm’un bir sözü vardır: “Çocukta yaşam sevgisinin gelişmesi için en önemli koşul, onun yaşamı seven insanlarla birlikte olmasıdır; çünkü yaşam sevgisi, ölüm sevgisi gibi bulaşıcıdır.” Sevgiyle büyümeyen bir çocuk, sevgi gösteremez. İnsanoğlu, bilmediği her duygunun yok edicisidir.

İşte tam da bu yüzden hep söylerim: Kadınlar, umudu tükendiği için gitmez. Sevilmediğini fark ettiğinde, vazgeçildiğini hissettiğinde gider.

Bunca sevilecek şey varken, neden hep öfke, kaos ve trajedilerle sarılıyoruz? Çünkü beslenme kaynağımız bu. Başka türlüsünü bilmediğimiz için kaosu tanıyoruz. Ama belki de dünyayı farklı bir yerden görebiliriz. Nefes almayı, yaşamayı, her anı sevmeyi öğrenirsek, her şeyi değiştirebiliriz. Kendimizi ve hayatımızı da…

Ve unutmayın: Değer görmediğiniz, sevilmediğiniz her yeri cesaretle terk edin. Kendinize sadık kalın.

Cemal Süreya’nın dediği gibi:

“Uzaktan seviyorum seni,
Elini tutmadan,
Gözlerine dalmadan…
Üç günlük sevdalara inat,
Adam gibi seviyorum seni.”

Bizi de adam gibi sevin. Ya da sevip de yok etmeyin…