eskort samsun

ÜNYENETHABER

>

Atatürkçü Düşünce Derneği’nden Darbe Girişimine Sert Tepki

Atatürkçü Düşünce Derneği’nden Darbe Girişimine Sert Tepki
18 Temmuz 2016 - 19:16

13711575_145942352501561_1146900256_o

Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Ali Rıza Ateş, Cuma gecesi yaşanan “darbe girişimine” sert tepki gösterdi.

Cuma akşamı tüm ülkeyi sarsan darbe girişimine yönelik, Türkiye’nin her köşesinde sivil toplum kuruluşlarının tepkisi devam ederken, Atatürkçü Düşünce Derneği(ADD) tüm Türkiye de ortak metin ile basın açıklaması düzenledi. ADD Ünye Şube Başkanı Ali Rıza Ateş, şube binasında gerçekleştirdikleri basın açıklamasında şunları kaydetti.

Ateş; “14 yıl boyunca koyun koyuna yatan ve her ortamda birlikte olan, cemaat ile siyasi iktidar mensuplarının başta TSK olmak üzere hukuku, demokrasiyi ve Türkiye Cumhuriyetini ve Atatürk Devrim ve ilkelerini birlikte yok edip itibarsızlaştırma gayreti içinde olduklarına, bu süre içinde bugün darbeye teşebbüs eden komuta kadrolarını ise, birlikte general ve amiral yaptıklarına cemaat kadrolarını yargıya birlikte monte ettiklerine tanık olan tüm ulusumuz şunu bilmelidir ki.

Yaşadığımız bu elim olay perşembenin gelişinin çarşambadan da belli olduğunun en açık örneği olmuştur.

Hep söylediğimiz bir şeyi tekrar tekrar bir kez daha söylüyoruz. Cumhuriyet ilkelerinden, laik düzenden ve adaletten uzaklaşmanın bedelini çok ağır bir şekilde bugünlerde ölüyoruz. Bugün tam yaşanan da budur.

Siyasi ikbal ve menfaat uğruna Ülke ve Ulus değerlerinin heba edildiği, özetle at izi ile it izinin birbirine karıştığı günlerden geçiyoruz.

Defalarca uyardık, orduyu, kolluk güçlerini ve yargıyı siyasallaştırmanın ve laiklikten uzaklaşmanın bedelini bu millet ileride çok ağır öder diyeç. Dinletemedik veya dinlemek istemediler. Demokrasiyle yönetilen, hukukun üstünlüğünü kabul eden laik Cumhuriyet değerlerine bağlı olması gereken her vatandaş gibi bizlerde, nerden gelirse gelsin ne amaçla yapılırsa yapılsun, halkın iradesinin yok sayılacağı, askeri ve sivil hiçbir darbeyi, kabul etmemiz ve meşru kılmamız mümkün olmadığı gibi şiddetle ve lanetle de bu tür eylemleri kınıyoruz. İnancımız odur ki, hükümetler halk iradesi ile gelir, halk iradesi ile gider. Bu tür darbe teşebbüsleri ile değil.

Ancak bu günlere nasıl gelindiğini bundan sonra daha neler yaşanabileceğini ve ne gibi senaryoların da yaşanacağı tüm ulusumuzun sağ duyulu ve dikkatli bir şekilde bir kez daha ciddiyetle düşünmesi gerektiğini hatırlatıyruz.

Cumhuriyetimizin ve kazanımlarının, mevcut rejimin fiilen bekleme odasına alındığını, daha dün yetkili ağızlardan açıklayanların, bu başarısız darbe oyunları oynanırken, nasıl birden Cumhuriyetçi ve Atatürkçü olduklarını, nasıl birden demokrasi ve hukuk söylemlerine ve halkın iradesine sığındıklarını beraber yaşıyor ve izliyoruz. Gerçek olan ise, halkın demokrasi ve iradesidir, ona tecelli etmiştir.

Hal bu ki Cumhuriyet-laiklik-bağımsız yargı-demokrasi-insan hakları ve millet iradesi bu tür olaylar yaşanmadan, tam anlamıyla irademizde, aklımızda ve yaşamımızda var olmalı ki bu badireler yaşanmasın. Zira Türkiye, şeyhler, dervişler, tarikatlar, müritler, hacılar, hocalar, cemaatlar ülkesi oldukça, bu ve bunun gibi olayların daha değişik biçimlerde yaşanacağını tüm ulusumuz bilmeli, ülkeyi idare edenlerde artık bundan ders almalıdır.

Ordunun bütününün bu darbe girişimine katılmadığını, sadece azınlık bir grubun bunu yaptığını beyan edenlerin halkı sokağa davet etmesi, daha fazla can kaybının verilmesine sebep olmuştur. TSK : bu naylon darbeye karşı kendini savunmada organize olmakta gecikmişken, Türkiye’deki tüm camiler, müftülükler, imamlar nasıl oldu da bu kadar hızlı organize oldular, nasıl oldu da tüm minarelerden aynı anda aynı cümlelerle halkı sokağa çağırdılar. Yoksa ülkenin yönetimi ve iradesi böyle durumlarda diyanetin ve ona bağlı müftülüklerin ve cami imamlarının inisiyatiflerine mi bırakılmıştır. Yoksa başkanlık hayali senaryolarının topluma empoze edilmesinin bir başka versiyonu mudur? Şayet böyle ise önümüzdeki süreçte de daha büyük tehlike çanlarının ulusumuzun kapısını çalacağının unutulmaması gerektiğini düşünüyoruz. Halkımız sadece siyasi iktidar istediğinde değil, her türlü demokrasi dışı girişimler karşısında da meydanlara inmelidir. İşte o zaman herkes kendine çeki düzen vermek zorunda kalır.

Şayet denenen ve başarısız olunan bu darbe senaryosu, cemaati yok etme bahanesiyle, orduyu dizayn etmek, başkanlık hayalini diyanet, müftülük ve imamlar kanalıyla dikte ettirmek, muhalefetin haklı direnişini kırmak ve özgürlükleri ortadan kaldırmak, hukuku ve adeti dizayn etmek ise, önümüzde çok daha büyük tehlikelerin bizleri beklediğini unutulmaması gereklidir. Halkın kendi evladı olan Mehmetçiği bu hallere düşürenlerin utanması, arlanması ve hesabını vermesi gereklidir. Sadece amirinden ve komutanından emir alan ve buna göre görev yapan, hiçbir dayanağı olmayan ve kendisine yaptırılan eylemin de hayatı olduğunu anladığında da silahını teslim eden gariban askerlerin, demokrasinin d’sinden anlamayan, adaleti ve hukuku tanımayan cani ruhlu bir takım yobazlarca boğazlarının hayvan gibi kesilerek öldürülüp deşifre edilmesi bu halkın gözünde hiçbir zaman meşru olmayacaktır. Adalet önünde hak edilen ceza verilmeden birileri tarafından infaz edilerek cezalandırılması Türkiye Cumhuriyetine hukuka, insan haklarına insanın yaşam hakkını hiçe saymakla eş değer olan bir barbarlık örneğidir. Bunu da şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz. Mutlaka bunlarında cezalandırılması gerektiği inancındayız. Sonuçta söyleyeceğimiz odur ki, Ülkemizde yaşanan tüm bu olumsuzluklar yozlaşmış bir siyasi iktidar ile bu iktidarın muktediri konumunda olanların sebep oldukları bir senaryonun ürünüdür. Asıl sevindirici olan ise halkla birlikte tüm siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin, ülkesi vatanı ve Cumhuriyetimizin devamı adına, bir konsensüs içinde hiçbir ayırım yapmaksızın demokraside birleşmiş olmalarıdır.  Vatana ve millete ihanet edenleri, her kim olursa olsun meşru görmemiz asla mümkün değildir. Ancak sapı samanı birbirine karışmadan tarafsız ve bağımsız Türk adaleti önünde bu hainlerin ve darbe girişimine sebep olanların cezalandırılması en büyük arzumuzdur.

Tek çözümün, tek aydınlanma yolunun , cumhuriyetini seven laikliği sonuna kadar savunan, çıkar ve menfaati elinin tersiyle iten, hukukun üstünlüğüne inanan ve tam bağımsız bir Türkiye özlemi içinde olan, milletini, ülkesini, askerini, polisini seven biz Atatürkçülerin savunduğu ve yaşatmaya karar olduğu ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCEDEN geçtiğini bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz.” Dedi.

 

Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-