Türkiye Teknikerler Birliği Ordu İl Temsilcisi ve aynı zamanda Teknikerler Derneği ORDU İl Başkanı Musa KIRANLI, 4-10 Mayıs İş Sağlığı ve Güvenliği haftası nedeniyle bir mesaj yayınladı.

Kıranlı;

İş sağlığı ve güvenliği bir seçenek değil, zorunluluktur.

İnsan hayatı değerlidir, ihmal edilemez. İş sağlığı ve güvenliği sağlıklı geleceğin anahtarıdır. Alın teri ve özveriyle ülkemizin kalkınması ve ekonomik büyümesi adına gece gündüz demeden değer üreten, aktif iş hayatında bulunanların 4 – 10 Mayıs iş sağlığı ve güvenliği Haftasını kutluyor, iş kazalarının ve buna bağlı olarak meydana gelen işçi kayıplarının son bulmasına vesile olmasını temenni ediyor, sağlıklı ve güvenli bir yaşam, kazasız, belasız, sağlıklı günler diliyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

İş sağlığı ve güvenliği konusu çalışma hayatının temel konularından birisi olup, Öncelikli amaç, insana yakışır çalışma ve yaşama şartlarını oluşturmaktır.

Her geçen gün teknolojinin gelişmesi yeni iş kolları doğmasına neden olmaktadır. Artık işçi bedenen çalışan kavramından çıkmakta olup; düşünen, yaratan kavramına gelmektedir. Bunun için kurumlar sendikalar ve işverenler bu düşünen ve yaratan emekçilere göre kendilerini geliştirmek zorundadır.

En önemli milli meselelerimizden olan kalkınma ve sanayileşmenin sağlıklı bir düzlemde yürütülebilmesi, toplumumuzun tüm kesimlerine fayda üretebilmesi ancak tam anlamıyla benimsenmiş iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri ile mümkündür.

Mesleki teknik eğitim almış olan işin mutfağında yetişen nitelikli teknik elemanların birlikte olduğu Teknikerler Birliği olarak insan yaşamını etkileyen her alanda olduğu gibi iş sağlığı güvenliği alanında da memleketimize ve insanlarımıza hizmet etmek, bu alanda bilgi üretmek, iş dünyasının bu konudaki problemlerine çözümler üretmek, en önemli gurur kaynaklarımızdan biridir.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği meclisinin raporuna göre; İşçi ölümlerinde en çok (Bina İnşaatı) inşaat, tarım, taşımacılık ve maden sektöründe yaşanmaktadır.

İnşaat sektöründe ya da ağır işlerde çalışanların çoğu gariban, işçi, köylü, çiftçi, dar gelirli ailelerin çocukları olup yeterli eğitim ve belgeye sahip olmayan, güvencesiz düşük ücretlerle çalıştırılmaktadır.

2 yıl Üniversite Teknik eğitim alan Teknik Elemanlar “Teknikerler” işi mutfağında öğrenmekte olup, İş sağlığı ve güvenliği, her kazanın önlenebilir olduğu anlayışıyla yönetim becerisine sahip eğitimli nitelikli teknik bilgiye ve donanımız sahip kişilerdir. Tüm Meslek Yüksek Okulları Teknik Program mezunlarına “Teknikerlere” tehlike sınıflarına göre insan sağlığında iş kazaları önlenmesinde iş güvenliğinde mutlaka görev almalıdır ki İş yerleri mezarlık olmasın.

Teknikerler aldıkları teknik eğitim sonrasında bilgi ve becerilerini sanayiye üretime aktararak ülkemiz ekonomisine katkı sağlamakta, yurdum insanının yaşam standardının yükselmesinde önemli hizmetler üreten, tüm engellemelere rağmen serbest piyasada, masa başında değil sahada görev yaparak, iş, istihdam yaratan, ülkesini, milletini, bayrağını seven ana babaların, bu ülkenin öz evlatlarıdır.

Doğduğu memlekete ve birlikte yaşadığı topluma hizmet etmek medeni insan olmanın göstergesidir. Bizler doğduğumuz okuyup büyüdüğümüz memleketimize ve insanlarımıza borcumuz olduğunu düşünüyoruz.

Mevki makam istemiyoruz. Kimseye de el açmıyor dilenmiyoruz. Bizler her nerede olursa olsun bir şekilde karnımızı doyururuz. Bizler aldığımız teknik eğitimin karşılığında çalışmak üretmek istihdam yaratmak istiyoruz.

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile birlikte ülkemizde iş güvenliği alanında her geçen gün önemli gelişmeler ve yenilikler olmakta ancak 6331 Sayılı İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanun’u adeta teknikerleri cezalandırmış, Kanun kapsamı dışında bırakmıştır. 6331 Sayılı Kanun teknikerlerin İş Güvenliği Uzmanı olmasını bir kenara bırakın Teknik Eleman olarak dahi görmek istememiştir. 6331 Sayılı Kanunda madde değişikliği yapılarak teknikerler yetkilendirilmelidir.

Eğer bir ülke; kalkınmak gelişmek istiyorsa, nitelikli eleman hizmetine talipse, kaliteli mal ve ürün kullanmak istiyorsa, teknolojinin iler seviyede olmasını istiyorsa, sağlıklı besinler tüketip, sağlıklı yaşamak istiyorsa, kısacası; modern bir ülkede insanca kaliteli yaşam istiyorsanız teknikerlerin yaşadığı sorunların çözümüne destek verilmelidir.

Görüldüğü üzere Tekniker meselesi sadece teknikerlerin değil memleketin meselesidir. Unutmayalım ki, bir insanın vücudunun kalbi var ise, ülke sanayisinin kalbi olmazsa olmazı Meslek Yüksek Okullarıdır, burada yetişen “TEKNİKERLER” dir.

Okurken Üniversiteli olup, mezuniyet sonrasında hiçe sayılan, başka mesleklere yöneltilen, almış olduğu teknik eğitimin devamı lisans tamamlamasına izin verilmeyen, teknik eleman tanımına alınmayan, hemen hemen her mesleğin bir mesleki odası var iken Teknikerler Odalar Birliğinin kurulmasına izin verilmeyen teknikerlerin yaşadığı acı gerçeği herkes bilmelidir. Sözde değer değil gerçekte uygulamada sahada çalışarak, yaptığımız işin sorumluluğun altında işi yapan olarak imzamızın olmasını istiyoruz.

Nitelikli insan gücü nerede varsa o toplumun aşamayacağı, ulaşamayacağı hedef yoktur. Nitelikli insan kaynağı, kalkınma stratejilerinin en önemli faktörüdür.

Bugün ülkemizde 3 milyon teknik eğitim almış, her mevki ve makamda olduğu gibi kamuda ve özel sektörde üst düzey yönetici ve başarılı sanayici teknikerler olmakta olup daha da önemlisi ülkesi için milleti için çalışmak isteyen nitelikli tekniker potansiyel bulunmaktadır. Türkiye’nin yüksek öğrenimli teknik eleman potansiyelini harekete geçirmek inanıyoruz ki Ülkemizi daha yukarıya taşıyacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle iş sağlığı ve güvenliği, sağlıklı geleceğin anahtarıdır diyerek tüm işveren ve çalışanlarımızın İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası’nı kutluyor, kazasız, belasız, sağlıklı güvenli bir yaşam diliyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.” dedi.