TİSİP Ünye İlçe Başkanı Salim Oğuz bugün Çakır Medya kameralarına çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Oğuz Ünye’deki seyyar satıcıların işlerini yapmasının zabıtalar tarafından engellendiğini, seyyar satıcıların kendilerine yer göstermelerini talep ettikleri halde “biz yer gösteremeyiz” dediklerini belirtti.

Seyyar satıcıların da ekmek parası kazanmak istediklerini, onların da aileleri ve çocuklarının olduğunu, zabıtaların bu tutumu yüzünden mağdur bırakıldıklarını belirterek şu şekilde konuştu;

TİSİP Ünye İlçe Başkanı Salim Oğuz: “Seyyar satıcılar üzerinde eskiden de sıkıntılar vardı ancak Ordu Büyükşehir Belediyesi olduktan sonra bu sıkıntılar daha da katmerleşti. Ordu Büyükşehir Belediyesi ekipleri Ünye’ye geliyorlar ve bu seyyar satıcılara yer göstermeden yerlerinden ediyorlar. Ceza yazıyorlar. Seyyar satıcılar zaten zor durumda ve halen onlara ceza yazılıyor. En azından onlara bir yer gösterin eğer hiç yaptırmayacaksanız onlara bir iş verin. Seçimlerden önce Ordu Büyükşehir Belediyesi Başkanı Hilmi Güler ve Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı sokaklarda gezerken herkese sıcak davranıyorlar, seyyar satıcılara dokunmuyorlardı. Ancak şuanki görüntüyle o zamanki görüntü arasında dağlar kadar fark var. Ünye, Ordu’nun sömürgesi değildir. Tamam zabıtalar gelebilir ancak insanlarda biraz esneklik olur. Seyyar satıcılara burda durma, orada durma deniliyor. Bu adamlar nerede duracak da para kazanacak. İnsanlar para kazanamayınca bir çok sorun da üst üste geliyor. İnsanlar bunalıma giriyorlar. AKP döneminde cinayetler ve intiharlar artmıştır.

Zabıta Ekipleri Seyyar Satıcılara Yer Göstermeden İşlerini Engelliyor

17 Haziran tarihinde Ünye’de partimizin yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda saymanımız Hasan Oğuz ve abisi Ali Oğuz pazarın bir köşesinde karpuz satıyorlar. Ordu Büyükşehir Belediyesi ekiplerine o anda nasıl bir ihbar gittiyse onların yanına geliyorlar ve fotoğraflarını çekerek karpuzların üzerinde bulunan ve karpuz bir liradır yazan fiyat etiketlerini yırtıyorlar. Daha sonra Hasan Oğuz ve abisi Ali Oğuz zabıta ekiplerine, biz napacağız diyerek demokratik bir direniş gösteriyorlar. Daha sonra zabıta ekiplerinin polisi çağırması sonucunda polisler sağduyulu bir davranış göstererek “bu adamlara bir yer gösterin, onlar da evine ekmek götürecek”diyorlar. Ben polislere bu davranışlarından dolayı teşekkür ediyorum. Zabıta ekipleri de bunun üzerine “biz yer gösteremeyiz”diyerek kapatmalarını istiyorlar ve kapatılıyor.

AKP Döneminde Yandaşlar Zengin Edilmiş, Fakirlere Baskı Uygulamıştır

Bu mesele sadece iki kişinin meselesi değildir. Ben bütün seyyar satıcıların haklarını savunuyorum. Bende seyyar satıcısıyım ve bu durumu anlıyorum. 17 yıllık AKP döneminde yandaşlar zengin edilmiştir, kendileri zengin olmuştur ancak fakirlere baskı uygulamışlardır. Ben bu baskıların son bulmasını istiyorum. Halkın fakirliği alın yazısı değil el yazısıdır ve bu da AKP iktidarının el yazısıdır. Onların belediye başkanlıklarının olduğu yerlerde seyyar satıcılar ve halk huzursuzdur. Halkı bir şekilde kandırarak oylarını alıyorlar daha sonra da naparsan yap diyorlar.

AVM’ler Esnafları Batırıyor

Bugün marketler şeker, un, tuz gibi temel tüketim maddelerini satmalıdır. Ancak marketlerde ve AVM’lerde içinde kasabı da var manavı da ayakkabıcısı da var. Halk pazarlarındaki insanlar da kendi ekmeklerini kazanmak istiyorlar. Esnaf ya dükkanını kapatıyor yada bunalıma giriyor. Bu duruma bir çözüm getirilmesi gerekmektedir. AVM’lere bir kontrol getirilmelidir.”diyerek sözlerini tamamladı.