İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
  1. Haberler
  2. Genel Haberler
  3. “Medeni Kanun, Ülkede Demokratikleşmenin İlk Adımı Ve Çağdaşlığa Açılan Kapıdır”

“Medeni Kanun, Ülkede Demokratikleşmenin İlk Adımı Ve Çağdaşlığa Açılan Kapıdır”

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türk Medeni Kanun’un Kabulünün (17 Şubat 1926) 89. Yılı

 17

 

17 Şubat Türk Medeni Kanunun kabulünün 89. yıl dönümü nedeni ile Ünye Fen Adamları Derneği Başkanı Teknikerler Birliği Ordu İl Temsilcisi Musa Kıranlı basın açıklaması yaptı.Yapmış olduğu açıklamada Başkan Musa Kıranlı;

“Osmanlı İmparatorluğu döneminde hukuk işleri din kurallarına göre yönetilmekte olduğundan, çağdaş toplumlar düzeyine erişmek isteyen Türk toplumunun temel ihtiyaçlarının, söz konusu hukuTürk Medeni k yapısıyla karşılanamayacağı ortaya çıkmıştı. Osmanlı devleti kanunlarında erkeğin üstünlüğüne dayanan bir düzen vardı. Aile hayatında mirasta şahitlikte ve bunun gibi birçok konuda erkeklerin daha fazla hakkı vardı. Laik hukuk anlayışı ise bu farklılıkları kabul edemezdi. Bu nedenle dini kurallara göre düzenlenmiş olan Mecelle adlı kanun kitabı Türkiye Cumhuriyetinin medeni kanunun oluşturamazdı. Tanzimat Dönemi’nde hazırlanan Mecelle, bazı yenilikler getirmekle birlikte, Türk toplumunun gereksinimlerine tam manasıyla cevap vermekte yeterli olamıyordu. Bu amaçla Avrupa ülkelerinde uygulanmakta olan Medeni kanunlar incelenmiş ve İsviçre medeni kanun tercüme edilip düzenlenerek (17 Şubat 1926) Türk Medeni kanunu olarak kabul edilmiştir.

 

Türk kadını Medeni kanunun kabulüyle ekonomik sosyal ve hukuksal alanlarda erkeklerle eşit haklara sahip olmuştur. Ancak siyasi ve demokratik alanda kadın-erkek eşitliğinin oluşması TBMM’nin daha sonra kabul ettiği farklı yasalarla gerçekleşmiştir.1930’da Türk kadını belediye seçimlerine 1933’te muhtarlık seçimlerine 1934’te milletvekillerine katılabilme hakkı kazanmıştır.

 

Hukuk düzeninin temeli medeni hukuktur. Türkiye Cumhuriyetine her alanda laik hukuk sistemini kazandırmak için diğer konularda da Avrupa’da uygulanmakta olan hukuk sistemleri incelenmiş ve Türkiye için uygun olanlar belirlenerek düzenlendikten sonra Türk hukuk sistemine kazandırılmıştır.

 

Medeni Kanun, Bir Ülkede demokratikleşmenin ilk adımı ve çağdaşlığa açılan kapıdır.

 

Bu duygu ve düşüncelerimle; Tarsus’ta öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın insanlığa sığmayacak bir şekilde hunharca katledilişi ile yaşadığımız derin üzüntüyü de paylaşmak istiyorum. 

İfade edilebilecek bir üzüntü değil. Bu bir insanlık suçu, bir ailenin başına gelebilecek en büyük felaket. Allah sabırlar versin. Her insan, her kadın muhakkak çok büyük üzüntü duymuştur. Kadının cinsel obje olarak görülmesi sonucunda tür davranışlar ortaya çıkıyor. Bu anlayışı ülkeden yok etmemiz gerekiyor. Burada toplum olarak üzerimize düşen ciddi görevler var. Burada düşünülmesi gereken gerek devletimizin gerek toplumumuzun evlatlarımızı yetiştirmekte daha dikkatli olmamızdır. Her şeyin önemlisi eğitimdir. Adalettir.

Ceza Muhakemesi Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gereğince herkesin avukatla temsil hakkı bulunduğunu, Mersin Barosu’nun bin 600 avukatı, rızalarıyla böyle bir caninin yanında olmak istemediğini beyan etmelerinden dolayı da bir Ünyeli olarak aldıkları karardan dolayı Mersin barosunu kutluyorum. Haksızlıkların, Yolsuzlukların, hukuksuzluğun, hertürlü vahşetin karşısında olmak için bu Ülkemize örnek olsun.      

 

Gazetelerde okuyor, Televizyonlarda izliyoruz, gözyaşları döküyoruz. Ne kadar mağdur insanlar var hayıflanıyoruz. Mağdurlara karşı ben olsam yardım ederdim elimi uzatırdım derken, zalimleri kınıyor, lanetliyoruz.  Ancak maalesef sokağa çıktığımızda yanı başımızda olanı, olup biteni görmezden geliyoruz. Tarsus ta yaşadığımız bu vahşetten dolayı Bütün Türkiye gibi gerçekten tüm Ünyeli hemşehrilerimizin de üzgün olduğunu düşünüyorum. İnsanlıktan nasibini almamışları lanetliyor, bu tür cinayetleri, cinayetlerin her türünü şiddetle kınıyorum. Genel olarak yaptığımız yanlış davranış bananeciliği bırakalım. Toplumsal sorunlarımızda insan olmamızın gereğini yerine getirelim. Doğduğumuz memleketimize aziz vatanımıza ve birlikte yaşadığımız topluma aziz milletimize sahip çıkalım. Bu ilk değil ama son olmasını diliyorum. Duyarlı duyarsız herkesi tepkiye çağırıyorum.” dedi.

 890faf60d0454329ce0db43f60b58586

“Medeni Kanun, Ülkede Demokratikleşmenin İlk Adımı Ve Çağdaşlığa Açılan Kapıdır”
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Asayiş Gazetesi