Fatsa Doğa ve Çevre Derneği Başkanı Zeki Odabaş, siyanürle altın çıkarın madenin çevreye olan olumsuz etkisini bilimsel olarak yaptırdıkları analiz ile ortaya koyduklarını belirterek toprak ve su kirliliğin bu şekilde sürmesi halinde yatkın gelecekti Fatsa’nın fındığını bile içinde insan sağlığına zararlı maddeler olduğu gerekçesiyle satamayacağını söyledi.   

Fatsa Doğa ve Çevre Derneğinin genel kurulu Fatsa Kültür Sarayında yapıldı. Genel Kurulda Zeki Odabaş yeniden başkanlığa seçilirken derneğin yönetimi ise Nur Hilal Gündüz, Alaaddin Yılmazer, Hüseyin Uygun, Yılmaz Dere,  Hali İbrahim Çelik ve Cevat Atar’dan oluştu.               

ALTIN ÇIKARILMASINA DEĞİL SİYANÜRE KARŞIYIZ

Genel Kurulda bir konuşma yapan Fatsa Doğa ve Çevre Derneği Başkanı Zeki Odabaş, “Derneğimiz Fatsa’nın en büyük sorunu olan ve faaliyet gösterdiği Bahçeler mahallesi ile çevresinde çok büyük doğa katliamlarına sebep olan maden sahasıyla ile ilgili çalışmalara başladı. Maden sahasının çevremize ne gibi zararlar oluşturmuştur ya da zararları olmuş mudur gibi bir araştırmanın içerisine girdik. İşin uzmanı üniversite hocalarından yardım isteyerek bölgeden numuneler alınmasını sağladık. Bu numuneleri bütün dünya ülkelerinin akredite olduğu Kanada’da bir laboratuvara göndererek rapor haline getirdik. Bizler hiç bir zaman yer altı ve yer üstü zenginliklerinin ekonomiye kazandırılmasına karşı zihniyette değiliz. Ancak bütün gelişmiş dünya ülkelerinin başta insan sağlığı ve doğaya verdiği telafisi olamayan zararlar veren bu metotlar ile maden yani toprağı siyanür ile yıkayarak altın ayrıştırma faaliyetlerine karşı olduğumuzu ifade ederiz.” dedi.

ŞİMDİ MADEN SAHASINI BÜYÜTMEYE ÇALIŞIYORLAR

Siyanür ile altın çıkarmanın gelişmiş ülkelerde terk edilmeye başlandığını dile getiren Odabaş, “Toprağı siyanür ile yıkayarak altını içinden almak ile topraklarda yüz yıllardır ot yaprak bitmeyeceği gibi karıncaların dahi gezemeyeceği çöpler oluşmakta. Bu bizim yeşiliyle mavisiyle tarif ettiğimiz Fatsa’mıza layık görebilmektedir. Şimdi 7 yıldır topraklarımızı, derelerimizi zehirledikleri yetmiyormuş gibi mevcut 2 bin dönüm alanı 4 bin dönüme çıkarmaya çalışıyorlar. Biz çalışmalarımızı ve faaliyetlerimizi tamamen bilimsel temellere ve bilimsel verilere dayanarak hukuki zemine dayandırarak devam ettiriyoruz.” diye konuştu.  

BÖYLE KİRLENİRSE YARIN FATSA FINDIĞINI SATMAYACAK

“Bu sese kulak takamayız biz ezbere konuşmuyoruz bütün söylediklerimizi bilimsel verilere ve çalışmalar ile belgelenmiştir.” diyen Odabaş, “Bu faaliyetler böyle devam ettiği takdirde sebze, meyve ve Karadeniz Bölgemizin geçim kaynağı olan fındığı yarın satılamayacak hale gelmesi elzemdir. Ordu Büyükşehir Belediye başkanı Hilmi Güler, geçenlerde şunu söyledi: 2 yıl sonra Ordu’da su kıtlığı olacak. Gerçekten geleceği görüyor. Bu faaliyetler devam edeceği müddetçe su kıtlığı değil suyu hiç bulamayacak hale geleceğiz. Mevcut sularında tamamen zehirlendiğini göreceksiniz.” şeklinde konuştu.

ÖRNEK ALINAN YERLERİN KOORDİNATLARI BELLİ

Daha önce maden ocağı çevresindeki toprak ile su kaynaklarından alınan örneklerin Kanada’da yapılan analiz sonuçları üzerine bir sunum yapan Ordu Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Aydın ise sonuçların kirlilik olduğunu gösterdiğini belirterek, “

Bizim yapmış olduğumuz çalışmalarda su ve toprak örneği aldığımız bütün yerler  koordinatları ile belli. Her isteyen istediği zaman bu koordinatları alabilir. Buradan örnekler alabilir. Yine aynı değerleri elde edeceklerdir.  Biz örnekleri sağdan soldan almadık hepsinin koordinatı var. Fındıkta ağır metal var mıdır yok mudur araştırmaya cesarette biri olduğunu düşünmüyorum. Cesaret edecek olan varsa ben araştıracağım. Madenin etkisi önce yakın köylerde görülüyor sonra çevredeki köylerde.  Etkisi artarak  büyüyor.” şeklinde konuştu.