Şubat ayında yapılması planlanan karanfil sayımlarına sitem eden Ünye Ziraat Odası Başkanı Osman Sarıkahraman, karanfil sayımlarının rekolte tespitinde çok yanıltıcı olduğunu vurgulayarak  bu sayımların spekülatif olduğunu söyledi.

Ünye Ziraat Odası Başkanı Osman Sarıkahraman, Şubat ayında yapılması planlanan karanfil sayımı dolayısıyla açıklama yaparak bu sayımların spekülatif olduğunu ifade etti.

Karanfil sayımlarını spekülatif olduğunu söyleyen Sarıkahraman, “Fındık fiyatının sezon başında oturduğu fiyatlardan gelinen bu süreçte oluşan fiyatlar üzücü durumlar. Üretici olarak bizim de hoşumuza gitmeyen durumlar. Etkenleri elbette var. Birincisi Pandemi içinde bulunduğumuz en kötü koşul. İkincisi zaman zaman yapılan karanfil sayımları manipülasyona yol açmakta. Biz bunların doğru olmadığını hep söylüyoruz.” dedi.

Rekolte tespitinde esas olanın çotanak sayımı olduğunu vurgulayan Sarıkahraman, “Sayılan karanfilin çuvala girmesi mümkün değil. Karanfil sayımı doğru netice vermez. Karanfil sayımında bunun fırtınası, yanması hesaplanır. Ama esas olan ve doğruya en yakın sonuç çotanak sayımında ortaya çıkar. Şubat ayı içinde yine karanfil sayımı yapılacağını duyduk. Ama karanfil sayımı olumlu netice vermez. Çünkü karanfil işlevini tamamlar dökülür, bunun fırtınası, yanması olur. Bunları spekülatif  olarak değerlendiriyorum. Bunlara hiç gerek yok.”dedi.

Bizim üstümüz bayrak altımız toprak ifasini kullanan Ünye ziraat Odası Başkanı Osman Sarıkahraman, “Bizim üstümüz bayrak altımız toprak. Döndüğümüz kıblemiz ortak. Bunlara hiç gerek yok. Elde ürün neyse bunun maliyet giderleri yaparsınız. Üreticinin kendi idame ettirecek şekilde yıllık enflasyona göre alan razı olur, satan razı olur. Biz üretici ve temsilcileri olarak hep iyi niyetten yanayız. Doğru neyse ondan yanayız.” diye konuştu.

Üretimde maliyetlerin her geçen gün arttığının altını çizen Sarıkahraman açıklamasında şunları kaydetti, “Çok zor günlerden geçiyoruz. Hiç kimse dile getirmiyor. Ama  gübre fiyatları üreticinin elini yakıyor. Maliyet girdileri her geçen gün artıyor. Bakliyatta, hububatta, sebze ve meyvede böyle giderse herkes elini üretimden çeker. Türkiye’ye koşulsuz hiçbir maliyet girdisi olmadan 2 milyar dolar gibi bir dövizi tek başına kazandıran bir üründen bahsediyoruz. Bu ürünün üzerinde de bu tür şeyler, maliyet girdileri ve başka başka sebepleri gündeme getirirsek bundan 10-15 yıl önceye döneriz ki bu da ülke ekonomisine çok ciddi anlamda zarar verir.” dedi.