Ordu ve bazı ilçelerdeki içme sularının içmeye elverişli olmadığını bazı tıbbi yazı ve raporlarla ekranlara taşıyan Adıgüzel, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz’la ilgili olarak, “Rozetini çıkaracak, ceketini de çıkaracak. Ondan sonra er meydanına gelecek milletvekili adayı olacak. Yeni böyle yandan siyaset yapmayacak. Siyaset yapmanın yeri belli. Belediye başkanlığını bırakacaksın, gelip aday olacaksın benimle burada yarışacaksın. Bundan sonra benim muhatabım değil” dedi.

Bunun üzerine Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, programa telefonla katılarak cevap hakkını kullanmak istedi ancak stüdyodaki program sunucusu “Stüdyo konuğumuz Sayın Mustafa Adıgüzel bunu kabul etmedi ama bir sonraki sohbetlerde Sayın Başkanımızın söz hakkı vardır. Konuğumuz şu an böyle bir şey istemediğini ve telefon bağlantısını da kabul etmediğimizi bildirmek isteriz” diye anonsta bulundu.

Programın ilerleyen dakikalarında sunucu yeniden bir anons daha yaparak, “Yasal hakkını kullanmak isteyen Büyükşehir Belediye Başkanımız şu an telefonun ucunda ama burada da konuğumuz diyor ki, ben kabul etmiyorum diyor. Yasal hakkını daha sonra kullansın diyor ama biz de RTÜK çerçevesi içinde o yasal hakkı kullandırmak zorundayız. Bu nedenle ben Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımıza telefonla katılımını sağlamak istiyorum ve söz hakkı veriyorum. Sayın Vekilimiz programdan çıkıyor” dedi.

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz’ın telefonla canlı yayına kabulünün hemen ardından tam konuşmaya başladığı sırada CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel de, kameraların önünde canlı yayından kalkarak stüdyoyu terk etti. Başkan Yılmaz da bu sırada konuşmaya devam etti ve şu ifadeleri kullandı:

“Sayın milletvekilimiz kalktı mı? Kalktıysa işte bunların medeni cesareti bu kadardır. İftirayı atarlar atarlar, kalkarlar. CHP’nin klasik özelliğidir bu. Ben yapmış olduğu açıklamaya basın huzurunda elbette cevap vereceğim. Üç aylık milletvekili olmasının acemiliğini de gösterdi kendisi. Bir Büyükşehir Belediye Başkanı’nda bir saatlik bir programda ağzına gelen her türlü beyanda bulundu ve tamamı yalan, eksik bilgilerden oluşan beyanda bulundu. Ne zaman ki, yüzünün kızaracağını hissetti televizyonlar, ekranlar karşısında duramayarak da kaçtı gitti. Klasik Cumhuriyet Halk Partisi taktiği de bu bir. İkincisi, kendisinin milletvekilliği süresi içinde başta OSKİ, su, kanalizyon ve yol işlerini takip etmesinden ben memnunum. Bu hatalar, bu eksiklikler aynı zamanda bizim de nerelerde eksik olduğumuzun bir göstergesidir. Yapmış olduğu çalışmaların bazı bölümleri takdire şayandır. Suyun teknik bölümüne ilişkin cevabı verecek olan OSKİ Genel Müdürü. Bu konuyla ilgili gerekli açıklamayı OSKİ kamuoyu ile paylaşacaktır. Benim burada biraz önce ekranı terk eden Sayın Milletvekili’ne sözüm şudur. Seçim yaklaştı şurada seçime 1 ay var. Milletvekilinin hedefi Büyükşehir Belediye Başkanı’ysa biz O’na gerekli cevabı veririz. Biz siyasette cevap vermemiz gereken o kadar çok adama cevap verdik ki, çoğu da biraz önce Sayın Mustafa Adıgüzel gibi hem siyaset alanını terk etti kaçtı gitti, hem ekranları terk etti kaçtı gitti.”

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz’ın konuşmasına devam ettiği sırada CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, yeniden kameraların önünden geçerek kalktığı koltuğuna geri oturdu ve Başkan Yılmaz’ı dinlemeye başladı. Yılmaz ise geri gelen milletvekiline ithafen şu cümleleri kullandı:

“Millete yüzü olmayan, iftiraları attıktan sonra tekrar salona gelme cesaretini gösterdi ki, şimdi gösterdi. Herhalde yüzü tuttu ki söyleneceklere, yüzü tuttu ki söyleneceklere tekrar ekrana geldi. Bir, Sayın Adıgüzel. Öncelikle yapmış olduğunuz, ekrana da verirseniz ben yüz hattını görmek istiyorum muhatabımın. Ekrana da verirseniz yüz hattını görmek istiyorum. Şimdi bizim son bölümden başlayayım isterseniz. Yola ilişkin söylediği alanlar, suya ilişkin söylediği eksiklikler bir realitedir. Gürgentepe’nin Okçabeli’nde, bahsettiğin Kabadüz’ün köylerinde biz yolu yaptık, suyu getirdik demiyoruz. Benim 6 bin kilometre yolum var. Bu 6 bin kilometre yolun biz, 2 yıllık süre içinde bin 300 kilometresini yapacağımızı söylüyoruz. Bahsettiği yolların tamamı Büyükşehir ağında da değil. Bir mahalle yolu, bir ara yolu, bahçe yolu, ahır yolu Büyükşehir ağında değil. Öncelikle Büyükşehir’in ağı neresidir, Büyükşehir’in yetkisi neresidir bu Meclis’te de belli. Bu kanunla da belirlenmiştir. Gördüğünüz her yol Büyükşehir’e ait değil ama bütün ilçe yollarının sorumluluğunun Büyükşehir’de olduğunu söylüyorum çünkü tüm belediyeler bizde. Onun sorumluluğunu biz üzerimize alıyoruz zaten. Gürgentepe ilçemiz dahil olmak üzere biz buralardaki suya ilişkin nihayi sorunu çözdük. Suyu hallettik diye bizim bir beyanımız oldu mu? Perşembe İlçesi’nde arıtmanın devam ettiğini kamuoyu ile paylaştık. Gölköy İlçesi’nde arıtmanın ihalesinin yeni yapıldığını kamuoyu ile paylaştık. Allah aşkına, 20, 30, 50 hatta 100 senelik su sorunlarını Büyükşehir’in sorunuymuş gibi 1,5 yıllık belediye başkanına yüklemek ne kadar vicdani? Ne kadar sorumluluk sahibi?”

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, Atatürk’ün Ordu’ya geliş tarihi olan 19 Eylül kutlamalarının yapılmadığı yönündeki iddialarına karşılık olarak da açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Şimdi Sayın Adıgüzel gayretli, çalışkan bir arkadaşımız. Milletvekili olmuş. Önseçimle gelmiş. Sonuna kadar takdir ediyorum, bizim arkadaşımız ama nihayetinde bu arkadaşlığı, nihayetinde bu siyasetteki farklı kulvarlığı bir Büyükşehir Belediye Başkanı’na iftira atmak suretiyle gerçekleştiremez.

Atatürk’ün Ordu’ya gelişini kutlamadılar. İnsaf! Seyit Torun oradaydı, Vali oradaydı, protokol oradaydı, Alay Komutanı oradaydı, basın oradaydı. Tüm televizyonlar oradaydı. Ve ben konuşmamda ne dedim? Ulu Önder Atatürk Ordu’a geldiğinde Giresun’dan geldikten sonra belediyeyi ziyaret ettikten sonra CHP’yi ziyaret etti dedim. CHP’yi ziyaret eden bir Cumhurbaşkanı var ve günümüze mesaj veriyorum. 1924’te Cumhurbaşkanı parti ziyareti yapmış. Şimdi partili Cumhurbaşkanı’na da alışılması lazım. Siz şimdi çıkıyorsunuz bir alternatif eylem yapıyorsunuz. Efendim Atatürk’ün Ordu’ya gelişi kutlanmadı. İnsaf edin, senin milletvekilin orada. Yapmayın, kamuoyunu yanlış bilgilendirmeyin. Ben anlıyorum Sayın Adıgüzel’i. Üç ay gibi kısa süreli bir milletvekilliği süresi içinde bir başka milletvekilinin gelmesi gereken alana kendisi gidince bu haksız iktisabın sorumluluğu taşıyamamış olabilir.”

“Ama benimle mücadele edeceksin Sayın Adıgüzel, ekrana verin Adıgüzel’i. Benimle mücadele edeceksen mertçe edeceksin. Adam gibi edeceksin. İftira atmayacaksın. Düzgün olacaksın, çalışacaksın, gayret göstereceksin. Bu millet seni baş tacı yapacak. Yoksa efendim filancının suyu, falancının su borusu, filancının onlara ilişkin açıklamayı Sayın Adıgüzel, OSKİ Genel Müdürü size yapacaktır. Senin muhatabın OSKİ Genel Müdürü. Sana gerekli cevabı verecektir. Burada Orhan Bey, sorumlu yayıncılığın gereği efendim ben iftirayı atarım. İlgilisini bağlamam. Bağlamazsa kaçarım. Bak nasıl geldin geri?”

Bu sırada CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Başkan Yılmaz’ın sözünü keserek, “Yok burada müdahale edeceğim” deyince bu kez ‘Müsade et’ tartışması yaşandı. Tansiyonun bu noktada zirve yaptığı tartışmada Başkan Yılmaz uslübünü ise bir kat daha arttırdı. Başkan Yılmaz açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Oturuyorsan, kalmayacaksın. Söylüyorsan sorduğuma cevap vereceksin. Önce dinlemesini öğren. Bak ekrandayım ben dinlemesini öğren. Ben konuğum burada. O koltuğa oturuyorsan kalkmayacaksın. Geç kardeşim bunları. Siyaset yapacaksın. Bana iftira atmayacaksın. Bana iftira atma Sayın Adıgüzel. Bunu iftari atmayan siyasetçi kalmadı. Ne oldu? Örnek gösterdiğiniz o siyasetçiler ne oldu? Önce dinlemesini öğren. Dinle. Önce dinlemesini öğren. Dinlemesini öğren. Dinle. Önce dinle dinle kardeşim. Dinlemesini öğren. Müsade etmiyorum. Önce dinlemesini öğren. Müsade etmiyorum kardeşim. Müsade etmiyorum size. Dinleyeceksin. Ben misafirim, ben konuğum müsade et!”

Başkan Enver Yılmaz, tartışmada telefon konuğu olduğu için baskın çıkınca, “O koltuktan kalkıyorsan oturmayacaksın. O koltukta oturuyorsan kalkmayacaksın. Ben ne adamlarla uğraştım. Ben sizin gibilerle uğraştım Sevgili kardeşim. İftira atmayacaksın. Mustafa Bey benden sonra konuşursun. Ben anlıyorum Mustafa Bey’i. 3 aylık milletvekili. Belki bir ay sonra süresinin bitme ihtimali var. Panikledi, ben bunları anlıyorum. Anlıyorum ama iftira atma kardeşim bana. Bana Cemal Enginyurt iftira attı akibeti belli. İdris Naim Şahin iftira attı akibeti belli. Ben yerel siyasetçiyim. Benim milletvekili seçimine ilişkin Mustafa Adıgüzel’le rekabetim yok. Ya Allah aşkına 1 ay sonra seçim var. Sen milletvekili adaylarıyla uğraşman gerekirken, beni niye karşına alıyorsun? Beni niye hedef yapıyorsun?”

“Ben seni ziyarete gelmişim. Dinle kardeşim. Sayın Milletvekili dinle. Daha çok öğreneceksin bu işleri. Öğreneceksin bu işleri, dinle. O koltukta oturuyorsan kalkmayacaksın. Kalktığın zaman oturmayacaksın. Sen o koltuktan kalktın kaybettin, oturdun hep kaybettin. Bunlara dikkat edeceksin. Dinleyeceksin, saygılı olacaksın, iftira atmayacaksın. OSKİ Genel Müdürüm sizin teknik konulara ilişkin bütün herşeyi kamuoyu ile Pazartesi günü gerekli cevabı verecektir. Yolların tamamı Büyükşehir ağında değildir. O yolların yapılmayışı bir eksiklik değildir. Çünkü o yollar her halükarda Büyükşehir ağına girmiş olsa da, olmasa da bir zaman çerçevesinde yapılacaktır. Gölköy’de, Gürgentepe’de, Okçabeli’nde, beyefendinin köyündeki suların tamamlandığını Enver Yılmaz söylüyor mu? Bu suların bittiğini ben size söylüyor muyum? OSKİ’nin tankerleri su taşıyor. Üzerinde içilmez diye yazıyor. Allah aşkına önünüze getirdiğiniz suyu taşıyan tankerin üzerine içilmez tabelasını koymak suretiyle taşınıyor. Siz sorumluluk sahibi bir doktorsunuz. Siz doktursunuz. Toplumun önündeki insanlarsınız. Lütfen kamuoyunu yanlış bilgilendirmeyin. Bu bilgilendirmeyi eksik yaparsanız, iftira atarsanız bu millet size bunun hesabını sorar. Ben de gerekli hakkımı sonuna kadar alırım.”

“Bana birşey söyleyecekseniz, belgenizi ekine koyarsınız söylersiniz. Biraz önce Atatürk’ün Ordu’ya gelişi dahil olmak üzere Seyit Torun milletvekilimiz değil mi? Geldi, katıldı beraber oturduk. Programın açılışı, Valiliğin internet sitesinde, Büyükşehir’in internet sitesinde 19 Eylül Atatürk’ün Ordu’ya gelişi ve Gaziler Haftası kutlaması. Lütfen, dünyadan haberiniz yok mu kardeşim sizin? Valiliği resmi sitesinde yayınlandı bu. Büyükşehir Belediyesi’nin resmi sitesinde yayınlandı bu. Sizin milletvekili de katıldı oraya. Tamam eyvallan sen istediğin kadar cevap ver. Dolayısıyla CHP milletvekilinin, hele önseçimle gelmiş bir milletvekilinin üç aylık süresi içinde kendisini ispat edememiş bir milletvekilinin, ispat kaygısı taşıyan bir milletvekilinin, geçmiş dönemlerde şahsen ben öyle tahmin ediyordum. MHP’den aday olacağını beklediğimiz bir milletvekilinin CHP’den ön seçimle çıkmasının ezikliğini ve 3 ayda kendisini ispatlayamamasının ezikliğini bana iftira atmak suretiyle kamuoyunda prim toplayamazsın.”

“Haddini bil, kendine çeki düzen ver. Yapmış olduğun açıklamaların sorumluluğuna ilişkin sizi tekrar uyarıyorum. Televizyonumuzu da uyarıyorum. Bu konuşmayı yaptıktan sonra ve bu telefonu kapattıktan sonra şahsıma ilişkin bir beyan olduğu takdirde yasal hakkımı sonuna kadar kullanırım. Teşekkür ediyorum, iyi yayınlar diliyorum.”

Başkan Yılmaz, telefon açıklamasını bitirdikten hemen sonra ise telefonunu kapattı. Başkan Yılmaz’ın “Yasal hakkımı sonuna kadar kullanırım” açıklamasının ardından canlı yayın bir süre daha farklı konularda devam ettikten sonra sona erdi.