Ünye Müftülüğü tarafından her ay gerçekleştirilen aylık din görevlileri toplantısı 13 Ekim 2015 Salı günü Merkez Kız Kur’an Kursu salonunda yapıldı. İlçe Müftüsü Vedat Başsan başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya Çaybaşı İlçe Müftüsü Cevat Erişti, Müftülük Şefi Hakan Serçe, Murakıp Mustafa Ocak, V.H.K.İ Mehmet Güzel, MemurÖmer Buyruk, Merkez ve Mahallelerde görev yapan din görevlileri katıldı. Toplantı Kadılar Mahallesi Camii İmam Hatibi Osman Nuri Öztürk’ün Kur’an tilavetiyle başladıktan sonra toplantının gündem maddelerine geçilerek Diyanet İşleri Başkanlığı ve İl Müftülüğünden gönderilen talimatlar din görevlilerine tebliğ edildi. Gerçekleştirilen toplantının ardından Ordu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yavuz ÜNAL tarafından personellere “Cami ve Namazla Diriliş” konulu bir konferans verildi.

Öyle bir noktaya geldik ki ölen bir insan bizim için bir anlam taşımıyor
Verilen konferansta Prof. Dr. Yavuz ÜNAL görevlilere meslekleri açısından önemli tavsiyelerde bulunarak şunları söyledi; “Hepimiz aynı geminin içersinde bulunan ve aynı görevi üstlenmiş farklı karargâhlarda olan insanlarız.  Şöyle bir soru sormak istiyorum. Öldüğünüzü varsayın.  Ölene saygı ya da ailesine taziyeden ziyade bugün toplumumuzda öyle bir noktaya geldik ki, cenazede mutlaka gözükmeniz gerekiyor. Yani anlam değişti. Cenazeye dua etmek yerine, cenazede ibret almak yerine, bu ölen ben olabilirdim demek yerine ve düşünmek yerine bizler bugün bunları düşünmeyip bu cenazede gözükmem gerekir düşüncesindeyiz. Yani anlam değişti. Bugün cenazelerin başında üç kişi bekliyor ve diğer insanlar ayrı ayrı topluluklar oluşturmuş ve herkes ayrı bir kulis kurmuş onu konuşuyor. Kimi bahçedeki fındığı topluyor, kimisi komşusunu çekiştiriyor, kimi başka başka şeyler konuşuyor. Bunların konuşulacağı yer burası mı? Cenazelerde ibret almak yerine bunların konuşulması doğru mu? Öyle bir noktaya geldik ki ölen bir insan bizim için bir anlam taşımıyor. Altını çizerek söylüyorum: ”Biz ölümü ötekine yakıştırıyoruz. Biz hastalığı ötekine yakıştırıyoruz. Biz ve bütün ümmet sanki azadeyiz. Bize hastalık gelmeyecek, bize ölüm gelmeyecek. Zaten gelse de ölüm dediğin nedir ki, öteki dünya da yerimiz hazır, gideceğimiz yer buradan daha güzel olacak deyip böyle bir ruh haliyle bir hayat sürüyoruz. En azından böyle bir ruh halini kendi kendimize itiraf etmemiş olsak bile bizim yaşadığımız hayatın tomografisini çekerseniz bizim yaşadığımız hayatta böyle bir inanç çıkıyor. Gerçekten ahrete iman eden, gerçekten  hayatı ahret üzerine kurgulayan, ahretteki hesabı dikkate alarak bu dünya da ölçüsünü tartısını yolunu yordamını buna göre bir insan resmi çizmiyoruz”dedi.