ADD  FATSA ŞUBESİ

29 EKİM 2015 CUMHURİYETİMİZİN KURULUŞUNUN

92.YILI BASIN AÇIKLAMASI

Yıkılan Osmanlı İmparatorluğunun enkazından doğan ve Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün liderliğinde 29 Ekim 1923 günü Cumhuriyetin ilan edilmesiyle kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti 21 yıldır varlığını sürdürmektedir ve yine bizzat Büyük Önderin ifadesiyle “ İlelebet payidar olacaktır.”

Cumhuriyet rejimi halkın egemenliğini , özgürlüğünü ve kamu yararını, aklın ve bilimin rehberliğini esas alır . Ulusalcı ve katılımcıdır. Laikliği benimsemiş olan Cumhuriyet tüm dinsel etkilerden bağımsızdır. Cumhuriyetçi devlet ve yasalar , ülke yurttaşlarının eşitliğini sağlamak ve insanlarına hizmet etmekle yükümlüdür . Yine Atatürk’ün ifadesiyle “Cumhuriyet fazilettir.”

Cumhuriyetin ilanı Türk Devriminin en güçlü ve en yol açıcı ilk büyük adımıdır . Çünkü Türkiye Cumhuriyeti yok edilmek istenen bir ulusun yeniden dirilişini simgeleyen bir rejimin adıdır. Cumhuriyeti kuran güçlerden biri de Ordu’dur . Bu nedenle Ordumuzun cumhuriyetçi değerlerin korunması konusunda duyarlı olması ve bu duyarlılığını da her fırsatta dile getirmesi en doğal hakkı olmalıdır.

Cumhuriyetçilik , toplumun bütününü hedefleyen anlayışları temel alır . Özel çıkar ve özel kazançları destekleyen siyasetlerden uzaktır . İnsan haklarına önem verir. Kamu yararını ve kamu adaletini ön planda tutar. Cumhuriyet rejimi halkın kayıtsız ve şartsız egemenliğini benimser , olmazsa olmaz temel direği olan laiklikten ödün vermez. Atatürk devrimleri işte bu anlayışlar çerçevesinde uygulanmıştır. Bu nedenledir ki Atatürkçülük aynı zamanda Cumhuriyetçiliktir . Cumhuriyet ülkemizin bölünmez bütünlüğünü ve ulusal bir dili olması zorunluluğu görüşünü savunur ve benimser . Bu yüzden günümüzde Atatürkçülüğe karşı çıkanlar aynı zamanda cumhuriyet rejimine de karşı çıkmış olmaktadırlar .

ATATÜRK CUMHURİYETİ döneminden günümüze gelince :

– Demokrasiyi kullanarak ülkeyi bölmeyi ve parçalamayı hedefleyenlerin ve BOP çerçevesinde Sevr Antlaşmasının yeniden hayata geçmesi için uğraşanların baş köşelerde yer aldığı bir süreçten geçilmekte olduğu ,

– Dinci bir yapılanmayı getirmeyi düşünen güçler tarafından Cumhuriyetin kurum ve kuruluşlarının kuşatma altına

alındığı,

– Sosyal adaletin yok edildiği , hukukun zedelendiği ve yargının bağımsızlığına darbe vurulduğu, laikliğin içi

boşaltılıp demokrasi taleplerinin ve her türlü muhalif seslerin susturulmaya çalışıldığı,

– Sözde yeni anayasa yapma, demokratikleşme adı altında terör örgütü ile pazarlıklar yapıldığı, terör örgütü mensuplarına elden geldiğince hoşgörü gösterilirken en demokratik haklarını kullanan insanlara cop, biber gazi, gaz fişeği ile saldırılıp öldürüldüğü, tutuklanıp hapse atıldığı,

– Anayasanın, cumhuriyetin temel ilkelerini içeren, ilk üç maddesinin tartışılmaya açılıp değiştirilmeye çalışıldığı, anayasadan ve yasalardan Türk ve Türklükle ilgili kavramların, TC rumuzunun çıkarılmak istendiği, okullardan Andımız’ın kaldırıldığı,

– Toplumsal dengesizliklerin körüklendiği, işsizliğin ve yoksulluğun giderek arttığı bir sürecin yaşandığı,

-4+4+4 denilen sözde eğitim reformu ile Eğitimde Birlik Yasasının rafa kaldırılıp eğitimin dinselleştirildiği, sözde insan hakkı ve özgürlük diyerek türbanın ilkokullara kadar indirilip serbest bırakıldığı,

– Ülke tarımının gözden çıkarıldığı , Cumhuriyetin kazanımlarının özelleştirme adı altında yerli ve yabancı tekellere ve yandaşlara satıldığı , bankaların ve sigorta şirketlerinin yabancıların eline geçtiği, HES’ler, termik santraller, taş ocakları, nükleer santraller yapımlarıyla doğa ve çevrenin katledildiği gibi örnekleri daha çok sayılabilecek sorunlar üzüntü ile gözlemlenmekte ve halkımızın dikkatinden kaçmamaktadır.

23 Nisan 1920’de demokratik yollarla kurulan TBMM 29 Ekim 1923’te Cumhuriyeti ilan ederek elde edilen büyük başarıyı taçlandırmıştır. Bu sonuca ulaşabilmek için verilen Ulusal Kurtuluş Mücadelesi emperyalizme karşı verilen, başarıyla sonuçlandırılan ve mazlum ülkelere örnek olan ilk ulusal kurtuluş mücadelesi olarak tarihin altın sayfalarındaki yerini almıştır

Ancak bugün geldiğimiz noktadaki durum Atatürk Cumhuriyetine yakışan bir durum değildir ve bu nedenle Atatürkçü güçlere büyük görevler ve sorumluluklar düşmektedir. İşte böyle bir ortamda, Cumhuriyetimizin 92. kuruluş yıldönümünü daha büyük katılımlarla ve coşkuyla kutlamalıyız.

Yukarıda işaret ettiğimiz olumsuzluklara karşın Cumhuriyet ve demokrasimizin bu zor süreçten başarı ile çıkacağına ve yurdumuzun yeniden aydınlık ve mutlu günlere erişeceğine inancımız tamdır.

Bu inançla Atatürkçü Düşünce Derneği Fatsa Şubesi olarak; Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ”Benim en büyük eserimdir.” dediği, halkımızın EN BÜYÜK  ULUSAL BAYRAMI olan CUMHURİYET BAYRAMIMIZI en içten dileklerimizle kutluyor, ülkemizi bölme ve parçalama emellerine asla izin vermeyeceğimizi bir kez daha kamuoyuna önemle duyuruyor, başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi sevgi, şükran ve minnetle anıyor, aziz anıları önünde bir kere daha saygıyla eğiliyor, tüm halkımıza ve üyelerimize saygılar sunuyoruz.

Mustafa Kemal ERKEN

Şube Başkanı – ADD Fatsa Şubesi Yönetim Kurulu Adına