eskort samsun

ÜNYENETHABER

CHP Milletvekili Aday Adayı Nilgün Yılmaz Net Konuştu

CHP Milletvekili Aday Adayı Nilgün Yılmaz Net Konuştu
24 Mart 2023 - 1:52

CHP Ordu İl Kadın Kolları Başkanı ve CHP Ordu Milletvekili Aday Adayı Nilgün Yılmaz, A52 TV VE BRTV’de ortaklaşa yayınlanmakta olan İrfan Çavuşoğlu İle Panorama programına konuk oldu.

Milletvekili Aday Adayı Nilgün Yılmaz, Gazeteci İrfan Çavuşoğlu’nun sorularını yanıtladı;

2023 Türkiye’sinde Kadının Toplumdaki Yeri Nedir?

Aslında bu konu Dünya özelinde bir cevabı hak ediyor. Çünkü dünyada başlayan bu rüzgar tüm ülkelerin kadınlarında etki gösteriyor. Bunun en yakın örneği iran ve afganistan daki olaylar. Buralarda kadınlara yönelik haksızlıklar bir anda tüm dünyanın konusu olabildi. Türkiye’ye gelince, biz dünyada kadın haklarının öncüleri olabiliriz. Çünkü cumhuriyet döneminde atılan temeller Türk Kadınını dünyada kadın haklarının öncü konumuna getirdi. Özetle Türkiye’mizde hiçbir kadın ayrımcılığa ve şiddete uğramadığı bir Türkiye istiyoruz.

Türkiye’de Yaşayan Kadınların Genel Olarak Karşılaştığı Problemler

Yaklaşık 20 yılda 9 bine yakın kadın erkek eliyle öldürüldü, 100 binin üstünde kadın cinsel saldırıya maruz kaldı, 200 binden fazla cinsel taciz dosyası yargıya taşındı. Sizin de parçası olduğunuz AKP iktidarı döneminde taciz katlanarak arttı, koruma talebiyle açılan dava sayısı 1.7 milyona dayandı. Yaklaşık yarım milyon kadının koruma talepleri reddedildi. Sizin iktidarınız altında kadın, çocuk ve diğer dezavantajlı grupların korunmasını hedefleyen İstanbul Sözleşmesi hukuksuz bir biçimde feshedildi. Biz Seçimleri kazandığımız an itibariyle İstanul sözleşmesinin yeniden kabulünü sağlayacağız.

Millet İttifakının Tarım Projeleri

Tarımı elbet geliştirelim ama planlama yapmak çok kolay bir şey değildir. Türkiye genelinde planlama yapacaksanız yapacağınız planlamanın bölge bazında, il bazında ayrı ayrı ele alınması lazım. Mesela bazı ürünler belli bölgeler için stratejiktir. Örneğin fındık Karadeniz için, çay yine aynı şekilde Rize, Artvin için önemlidir; buralar için özel planlar, özel programlar yapmanız gerekiyor. Fıstık Antep için, Siirt için önemlidir; buralar için özel çaba göstermeniz gerekiyor. Dolayısıyla planlama sıradan ele alınacak bir konu değildir, işin uzmanları bir araya gelecekler.

Planlamadaki Amaç Nedir?

Planlamanın özü şudur: Herkes üretecek ama kimse zarar etmeyecek. Herkes kazanacak, Türkiye de kazanacak; bunu yaptığınız zaman planlama amacına ulaşmış olur. Kısaca şöyle söyleyeyim, planlamadaki amaç nedir?

Planlamadaki amaç şudur: Bir, çiftçi bir yıl önceden ne ekeceğini bilecek. Çiftçi bir yıl önceden neyi ekeceğini bilecek. İki, o ürünü kaça satacağını bilecek. Üç, sattığı üründen zarar etmeyeceğini bilecek. Dört, tüketici de evine ucuz ürün götürecek. Planlamanın özü budur bunu yapacağız. Bunu yaptığımız zaman fiyatlarda istikrar olur, politika olur, sağlıklı bir zemin yaratmış oluruz.

escort
istanbul escort
avrupa yakası escort
anadolu yakası escort
şişli escort
ataşehir escort
beylikdüzü escort
esenyurt escort
kadıköy escort
pendik escort
ümraniye escort
beşiktaş escort
büyükçekmece escort
esenler escort
sarıyer escort
tuzla escort
adalar escort
avcılar escort
beykoz escort
arnavutköy escort
bağcılar escort
kartal escort
bahçelievler escort
bakırköy escort
başakşehir escort
bayrampaşa escort
beyoğlu escort
çatalca escort
çekmeköy escort
eyüpsultan escort
fatih escort
gaziosmanpaşa escort
güngören escort
kağıthane escort
küçükçekmece escort
maltepe escort
sancaktepe escort
silivri escort
sultanbeyli escort
sultangazi escort
şile escort
üsküdar escort
zeytinburnu escort
mecidiyeköy escort
ataköy escort
aksaray escort
bahçeşehir escort
bostancı escort
kurtköy escort
halkalı escort
taksim escort
çapa escort
kayaşehir escort
kaynarca escort
sefaköy escort
şerifali escort
şirinevler escort

Taban Fiyatın Özü Nedir?

Taban fiyatın özü de şudur: Ekiyorsunuz, gübre kullanıyorsunuz, gübreyi, elektriği, tohumu her şeyi alıyorsunuz; bir maliyet oluşuyor işçilikle beraber. Maliyetin üzerine makul bir kar koyacaksınız, bunun adı taban fiyat olacak. Çiftçi taban fiyattan satıyorsa eyvallah, daha yükseğe satıyorsa eyvallah istediğine satabilir. Ama çiftçi belirlenen taban fiyatın altında bir alıma, satışa zorlanmayacak. Dolayısıyla çiftçi ektiği ürünün karşılığını, alın terinin karşılığını makul bir karla almış olacak, işin garantisi böyle olacak.

Planlama Olmayınca Ne Oluyor?

Bakıyoruz bu sene patates iyi fiyat yaptı, hep beraber patates ekiyoruz, ertesi yıl hep beraber batıyoruz. Veya soğan çok iyi, hep beraber soğan ekiyoruz; bir bakıyoruz ki herkes soğan ekmiş, ondan sonra hep beraber iflas ediyoruz. Planlamayla kim soğan ekecek, ne kadar ekecek, kim patates ekecek, ne kadar ekecek, kim kanolayı, nohudu, mısırı ne kadar ekecek ve ne kadar gelir elde edecek bütün bunlar planlandığı zaman sorun kendiliğinden büyük ölçüde çözülmüş olacak.

Ülkede Fiyatlarda İstikrarın Olmasını Tek Yolu Akılcı Politikalardır

Tarım Kanununun 21.maddesinden söz ettiler. Çiftçinin alacağının yeteri kadar ödenmediğini de ifade ettiler. Şimdi gıda fiyatlarında artış var, polisiye tedbirlerle bu işi çözmeye çalışıyorlar. Herkesin, özellikle Türkiye’de herkesin şunu çok iyi bilmesi lazım; fiyatları polisiye tedbirlerle indirmeye kalkarsanız o ülkede otoriter rejim vardır. Dolayısıyla baskıyla bu işin içinden çıkamazsınız. Fiyatların düşmesi, makul seviyeye gelmesi ve ülkede fiyatlarda istikrarın olmasını tek yolu akılcı politikalardır. Aklı kullanmayıp da copu kullanırsanız devleti yönetemezsiniz.

Ne Yapmalıyız?

Bir kez daha çiftçi kardeşlerime söylüyorum, inşallah iktidar olacağız, bütün bu çalışmalar aslında dersimize ne kadar iyi çalıştığımızı gösteriyor, her santimini, her olayı, gübresinden tutun elektriğe kadar neyin ne olması gerektiğini biliyoruz, bütün veriler elimizde var. Sadece Türkiye’nin değil dünyanın bütün verileri elimizde var, demek ki dersimize çalışıyoruz. Bunun uygulamalarını yerel yönetimlerde yapıyoruz, bütün belediye başkanlarımız olağanüstü başarıların altına imza atıyorlar, bu da güzel bir şey.

İlk yapacağımız iş; ilk bir haftada, çiftçinin ister bankalarda, ister tarım kredi kooperatifinden aldıkları kredilerin faizlerini ilk bir haftada sileceğiz. Bitti. Faiz yok. Anaparayı da makul şekilde alacağız. İki; hiçbir çiftçinin üretim araçları, asla ve asla, borcu ne olursa olsun haczedilmeyecek. Yüreğimi yakan şu fotoğraf var; çiftçi, haczedilen ve kamyona yüklenen traktörünü arkadan seyrediyor. Bu büyük bir insanlık dramıdır. Kişinin elinden traktörü aldın, ya bu adam ne ekecek? Ekecek, üretecek ki borcunu ödesin. Ne söylemiştim? Eğer copla bir şeyi yönetmeye kalkıyorsanız başarılı olamazsınız. Aklı kullanmanız lazım, aklınızı kullanmanız lazım. Çiftçinin taban fiyatı. Az önce söyledim, planlama yapacağız, evet gayet güzel bir planlama yapacağız; çiftçi bir yıl önceden neyi ve ne kadar ekeceğini bilecek, kaçtan satacağını da bilecek. Maliyeti de; çağıracağız ziraat odaları birliğini veya bu konudaki birlikleri, gelin kardeşim sulu arazi, susuz arazi ne ekiyorsan bunun maliyeti nedir, gübresi nedir, ilacı nedir, başka işçilik harcamaları nedir neyse, elektriği nedir bütün bunların maliyetini çıkaracağız. Üstüne makul bir kâr koyacağız, diyeceğiz ki kardeşim senin ürününü devlet olarak biz şu taban fiyatıyla garanti ediyoruz. Bir yıl önceden bileceksin. Sonra eğer bunun üstünde alıcı bulunursa satabilirsin, daha çok kâr elde edersin. Alıcı bulamıyorsan devlet tamamını taahhüt ettiği fiyattan alacak. Çiftçi zarar etmeyecek. Çiftçinin zarar etmesi Türkiye’nin zarar etmesi demektir. Bunu sağlayacağız.

Denetimlere Açık Olacağız

Tarım Kanununun 21.maddesindeki yüzde 1 oranı. Yüzde 1 oranını bütçeye koyacağız, ama bu bütçeyi yaparken çiftçi birliklerini mutlaka davet edeceğiz. Gelecek o yüzde 1’i görecek ve yüzde 1’in nerelere, ne kadar harcandığını da ayrıca denetleyecekler. Yani hükümet olarak biz denetime açık olacağız. Çiftçinin denetimine, onların temsilcilerinin denetimine açık olacağız. Denetimden korkmayacağız çünkü verdiğimiz sözü nasıl yerine getirdiğimizi çiftçi de görmüş olacak.

Taban fiyatı ne diye belirledik?

Maliyet, üstüne makul bir kâr. Ve çiftçi bakacak bu fiyattan ürününü satacak. Bu aklın gerektirdiği bir şeydir, kimse zarar etmiyor. Ama bir de bazen doğal olaylar oluyor. Sel oluyor, don hadiseleri oluyor veya işte hayvancılıkta hastalıklar oluyor, hayvanlar telef oluyor. O zaman araya ne giriyor? O zaman araya giren değerli arkadaşlarım sigorta oluyor. TARSİM devreye giriyor. Aklın gerektirdiğini bakın eğer siz üretiyorsanız, makul bir kârla satıyorsanız hiçbir sorunumuz yok. Bazen öngöremediğimiz olaylar olduğu zaman o zaman devlet de zor duruma düşmesin, bütçe de zor duruma düşmesin diye araya TARSİM giriyor. TARSİM’i de yeniden yapılandıracağız ve çiftçi dostu bir kurum haline getireceğiz. Yönetiminde mutlaka çiftçiler olacak. TARSİM’in yönetiminde çiftçi yoksa oranın denetlenmesi mümkün değil.

Mazota Düzenleme Getireceğiz

Başka bir şey daha. Yata mazotu hangi fiyattan veriyorsan, çiftçinin traktörüne de mazotu aynı fiyattan vereceğiz. Hiç ortası yok bunun. Kardeşim öbürü tatile gidiyor, eğleniyor vs. Çiftçi de tarlaya gidiyor, ekiyor biçiyor. ÖTV’yi kaldıracağız. Bu konuda da kararlıyız, bunun da gereğini yapacağız.

Köylere Veteriner Görevlendireceğiz

Hayvancılık yapılan yerlerde, kırsalda, her bölgeye, her ilçeye mutlaka veteriner görevlendireceğiz. Köyler varsa köylerde veteriner görevlendireceğiz. Eğer hayvancılık dışında tarım yapılıyorsa mutlaka ziraat mühendisi, ziraat teknisyeni olacak. Onlar, köylerimizde nasıl imamlar onurlarıyla, şerefleriyle görev yapıyorlarsa aynı köylerde ziraat mühendisleri, ziraat teknisyenleri, veterinerler de olacak. Çiftçiye her türlü desteği yapacaklar.

Çiftçiye Ucuz Gübre Vereceğiz

Efendim gübreler çok pahalı, dışarıdan geliyor vs. özel sektör. Ne yaparlarsa yapsınlar, çiftçi ucuz gübreyi ve ucuz mazotu mutlaka alacak. Ucuz gübreyi alması için, eğer gerekiyorsa doğrudan doğruya fabrikayı devlet olarak biz kuracağız ve çiftçiye ucuz gübreyi vereceğiz. Tarımda kooperatifleşmeyi sağlayacağız. Birlikte olmayı, birlikte çalışmayı sağlayacağız. Az önce mevsimlik işçilerden söz edildi. Mevsimlik işçilerin de çok insani koşullarda çalışmalarının altyapısını hazırlayacağız. Bu konuda ilk çalışmayı yanlış hatırlamıyorsam Mersin Büyükşehir Belediyemiz yapmıştı. Diğer Büyükşehir Belediyelerimizle benzer uygulamaları inşallah önümüzdeki süreç içinde yapacaklar. Görüyorsunuz, kara toprağı işliyorsunuz, Aşık Veysel ne diyordu? “Benim sadık yârim kara topraktır”. Kara toprağa değer vereceğiz ki, o toprak sizin emekleriniz ve alın terinizle bizleri doyurabilsin. Biz buna hazırız, çiftçi kardeşlerimiz de hazır olsunlar, hiç meraklanmasınlar, az kaldı sabretsinler. İktidarımızda bütün bu sorunlar çözülecek. Tereyağından kıl çeker gibi tamamını çözeceğiz. Dostlarımızla beraber çözeceğiz. Aklımızla, mantığımızla, bilgimizle, birikimimizle çözeceğiz, bundan herkesin emin olmasını isterim.

Kahramanmaraş merkezli depremleri ve yaşanan sel felaketini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hükümet bu süreçleri yönetemiyor. Bunun birinci sebebi liyakat eksikliği. Siz bilimden ve metoddan uzaklaşırsanız sonuç bu olur. Sen liyakatten vazgeçersen, yangın olur uçağın olmaz, sel olur altyapın olmaz, deprem olur hazırlığın olmaz, peki sen ne yapacaksın? ne işe yarıyorsun hükümet olarak? Herkesin Hatay milletvekilimizin Suzan Hanımın meclis konuşmasını dinlemesini istiyorum. Askerimize bizim canımız feda, ama neden ilk dakikada gereken emir verilmedi? Özetle; Bir gece ansızın Yunanistan’a giren hükümet maalesef hatay’a 3 gündür gidemiyor.

Bir Karadenizli olarak Ordu’nun ve Karadeniz bölgesinin eksikleri nelerdir?

Karadenizin en temel problemlerinden birisi de ulaşım. Bölgenin kendi illeri arasında sadece karayolu ulaşımı mevcut. Biz denizciliğimiz ile ünlü bölgeyiz. Ama modern deniz taşıtlarımız yok. Kusura bakmayın sahildeki bir özel yata ruhsat vermekle, mevsimlik gezinti vapurları ile yatırım yapılmıyor. Bunlar tamamen göz boyama. Ayrıca açıkca söylüyorum, göreve gelirsem 5 sene boyunca en çok uğraşacağım konulardan birtanesi demiryolu. Karadeniz, Ordu işte bu yüzden kalkınamıyor. 21. Yüzyılın göbeğinde Ordulu demiryolunu kullanamayacaksa ne anlamı var? İlçelerimizi ve yakın illerimizi hızlıca gezebileceğimiz bu ulaşım aracının ticari hayatta, turizme katkısını hayal edebiliyor musunuz. Bakın Denizli-İzmir demiryoluna, 3 il bundna faydalanıyor. Bizim bu bölgesel ulaşım hatlarına çok acil ihriyacımız var. Bu tek bir ulaşım sorunu değil. Artık toplumsal bir sorun. Bir kez daha söylüyorum,hatta söz veriyorum. 5 senede demiryolu için gerekli tüm çalışmaları yapacağım. Bu benim hem en büyük hayalim, hemde en büyük vaadim. Hemşerilerime sözüm olsun.

Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-