Son yıllarda yurt dışına giden hekim sayısında meydana gelen artışların ardından Ordu Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Ali Coşkun konu ile ilgili açıklamada bulundu.

Başkan Ali Coşkun, yurt dışına gitmek isteyen hekimlere ve buna yol açan sorunları çözmesi için yetkililere seslendi. Başkan Coşkun hekimlere seslenerek; “Yurt dışına gitmek hiçbir zaman çözüm değildir. Asla ve asla ülkemizi terk etmenizi istemiyoruz. Kalın, bazı yanlışları birlikte düzeltelim.” dedi.

Yetkililere de seslenen Başkan Coşkun; “hekimlere şiddetin önüne geçmeliyiz. Bunu bir terör suçu  haline getirmek gerekmektedir. Sorunlar kalıcı çözümler bulunmadığı sürece hekimlerimiz yurt dışına gitmektedir” dedi.

Ordu Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Ali Coşkun açıklamasının tamamında şu şekilde konuştu:

“Son bir yıldır yurt dışına giden hekim sayımızda maalesef gözle görülen ve hissedilen bir artış olmaktadır. Özellikle 2023 yılının Ağustos ayında bu zirveye yakın bir duruma gelmiştir ve her geçen gün yurt dışına kaybettiğimiz hekim sayısı artmaktadır. Bu hem ülkemiz için hem de hekimlerimiz için iyi bir durum değildir. Gelecekteki sağlık hizmetlerine aslında içerden büyük bir darbedir. Bunu önlemenin birçok yolu vardır ama ben öncelikle yurt dışına gitmek için çaba harcayan genç hekim arkadaşlarımıza çağrı yapmak istiyorum. Lütfen pes etmeyin. Ülkemizdeki şartlar belki hekimlerimiz için zaman zaman sıkıntılı durumlar ortaya koyabilmektedir. Ama bu ülke bizimdir. Gayretle, el birliğiyle ve bizi yöneten kurumlarla işbirliği içerisinde, dertlerimizi daha iyi anlatarak bu sorunlara çare bulabiliriz. Yurt dışına gitmek hiçbir zaman çözüm değildir. Gittiğiniz yerde hiçbir zaman sizi çok güzel karşılamayacaklar, belki buradan daha sıkıntılı günleriniz olacak. Asla ve asla ülkemizi terk etmenizi istemiyoruz. Sizler hekimlik geleceğimizin mimarları olacaksınız. Bir abiniz ve Ordu Tabip Odası Başkanı olarak sizlerin yurtdışına gitmesini istemiyoruz. Kalın, bazı yanlışları birlikte düzeltelim.

Bizi yönetenlere gelince, lütfen hekimlerle ilgili olumsuz tabloları ortadan kaldıralım. Bunlardan özellikle iki tanesi başta gelmektedir. Biri hekimlere karşı yapılan fiziki ve sözlü, sosyal medya kullanarak şiddettir. Hekime karşı şiddeti terör suçu yapmadıktan sonra biz bu şiddetin önüne geçemeyiz. Hekim, bir insanın doğumundan ölümüne kadar hayatta tutmaya çalışan kişidir. Hekimlere karşı yapılan bu saldırıların önüne geçelim ve bunu bir terör saldırısı olarak nitelendirelim.

İkinci konu ise hekime yerli yersiz açılan davalar ve şikayetlerdir. Yani malpraktis davalarıdır. Bu da Türk sağlık sisteminde hekimliğin geleceğine dair yapılmış en büyük darbelerden biridir. Çünkü hekimleri geri kaçmaya yönelik, içine kapanık, her tedaviye veya ameliyata karışmamaya özen gösteren, defansif tıp uygulamaya meyilli ve niyetli olan bireyler haline getirmektedir. Hekim, hastasına müdahale ederken sadece hastasını hastalıktan kurtarmayı amaç edinmelidir. Hekim hastasına müdahale ederken, acaba bu müdahaleden sonra bana dava açılır mı, ceza alır mıyım, hasta yakınlarından şiddet görür müyüm diye sorularla hekim hastasına müdahale edebilir mi? Lütfen bizi yönetenler bu sorunlara çözüm bulun. Eğer bir çözüm bulunmazsa hekimlerimiz yurt dışına gitme eğilimindedirler. Bunu önlemenin tek yolu bu sorunlara kalıcı çözümlerdir.”