METROPOLHABER

TBMM’ nin 26. Yasama Döneminde Plan ve Bütçe Komisyonuna seçilen CHP Ordu Milletvekili Seyit Torun, yasama çalışmalarına katılarak, “Ordu’muzun bütçeden hak ettiği payı almasında katkı sağlamak için Plan Bütçe Komisyonundayım” dedi.

“ORDU’MUZUN İÇİN BÜTÇE KOMİSYONUNDAYIM”

TBMM’de yasama çalışmalarına katılan CHP Ordu Milletvekili Seyit Torun, “Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan kanun tasarı ve tekliflerinin büyük çoğunluğu esas komisyon olarak, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülür. Türkiye bütçesinin belirlendiği,  kaynakların ve gelirlerinin nasıl kullanılacağı, harcanılacağı, hangi kurumlara ne kadar ödenek ayrıldığı burada görüşülür, incelenir ve TBMM Genel Kuruluna sevk edilmeden önce burada kabul edilir. Bende Ordu’muzun bütçeden hak ettiği payı almasında katkı sağlamak için Plan Bütçe Komisyonundayım” dedi.

“VERGİ KALEMİNDE CİDDİ AYRILIKLAR YAŞANIYOR”

Torun, “2013 yılında büyükşehir yasası çıkarıldı ve Türkiye yerel yönetimi ikiye bölündü; bir kısmı büyükşehir yasasına göre, bir kısmı da il belediye yasasına göre ayrıldı. Maalesef, birbirine komşu 2 il biri büyükşehir aslında ‘bütünşehir’ demek lazım. Biri büyükşehir yasasına göre yönetilirken diğeri il belediye yasasına göre yönetiliyor. Bakıyorsunuz, işleyişi, geliri ve yönetim şekli apayrı ve bir köy birbirine yakın, sınır olan 2 köyde birinde büyükşehire bağlı su işletmesi kaynak sularını dahi ücretlendirirken hemen komşu köyde maalesef böyle bir şey yok. 2 köy arasında ciddi anlamda haksız rekabet söz konusudur. Birçok vergi kaleminde ciddi ayrılıklar yaşamaktadır” diye konuştu

“BELEDİYELERE, İKTİDAR – MUHALEFET AYRIMI YAPILIYOR”

Torun, “Bir ildeki uygulama hemen komşu ile geçtiğinizde değişmektedir. Kaldı ki yasa Türkiye’nin ihtiyaçları değerlendirilerek de yapılmamıştır. Dünyada gelişmiş ülkelere baktığımızda yerel yönetimler güçlendirilirken, belediye sayıları artırılırken, maalesef ülkemizde 3 bin 300 civarındaki belediye 1 bin 800’e düşürülmüş, yönetimi merkeze çekilmiştir. Bu yapıyla hem hizmet verimliliği hem hizmet akışındaki sağlıklı yapı kurulamamaktadır. Gelirlerin harcanmasında ve toplanmasında da ciddi sıkıntılar ortaya çıkmaktadır. Tabii, şunu da belirtmem gerekiyor; Maalesef belediyelerin, iktidar belediyesi ve muhalefet belediyesi ayrımı da her geçen gün şiddeti artmaktadır. İktidar belediyesi hazine garantili krediyi çok çabuk bulmasına rağmen muhalefet belediyesi hazine garantisini bile alamamaktadır. Bu yapılan sadece kredilendirilmeler de değil, Millî Emlak’a ait olan ve yerel yönetimlere devredilmesi gereken hazine arazilerinde de aynı sıkıntı yaşanmaktadır.  Bu ayrım sorunu her geçen gün daha da derinleştirmektedir” şeklinde konuştu.

“ORDU’DA VATANDAŞ VERGİ YÜKÜYLE EZİLİYOR”

Torun, “Büyükşehir olan kentlerde altyapı ve üstyapı anlamında belli bir noktaya geliyor. Buna sahip olmayan taşıma nüfuslarla büyükşehir yapılan illerde büyük bir sorun yaşanıyor. Ülkenin yerel yönetimde ikiye bölündüğünü ve ayrıştırılıyor. Ben, zorla büyükşehir yapılmış, taşıma nüfusla büyükşehir yapılmış bir kentten geliyorum ve o kentte de yıllarca yerel yöneticilik yaptım. Şu anda vatandaşımız maalesef vergi yükünün mali yükün altında ezilmekle birlikte karşılığında o hizmeti alamamaktadır. Artık yapı öyle bir hâle gelmiştir ki merkezden yapılan bütün yatırımlar amacına uygun değildir. O yörede yaşayan insanların düşünceleri alınmadan, ihtiyaçları belirlenmeden maalesef keyfî bir şekilde yapılmaktadır. Bugün, hani diyoruz ya ‘tüyü bitmemiş yetimin hakkını’ korumak, her kuruşu vicdani olarak harcamak, her kuruşu yerinde harcamak. Maalesef şu anda, bu özellikle büyükşehirlerimizde, çakma büyükşehirlerimizde yerine gelmemektedir. Bunun bir an önce düzeltilmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

“İKTİDAR BELEDİYELERİNE MÜFETTİŞ GİTMİYOR”

Torun, sözlerine şunları ekledi: “Ordu ve Giresun olarak, çok yoğun yaşıyoruz. Düşünebiliyor musunuz bir kentin valisi, il özel idaresi yetkileriyle, en ücra köşelere hizmet götürme yetkisi var. Bir kentin valisi de sembolik olarak orada ve duruyor ve hiçbir yetkisi yok. Bu gerçekten her geçen gün daha da ciddi ayrışmaya, ciddi farklılaşmaya yol açmaktadır. Bunun bir an önce düzeltilmesi gerekmektedir. Muhalefet belediyelerinde gerek mülkiye müfettişleri gerek Sayıştay müfettişleri hiç eksik olmazken maalesef iktidar belediyelerinde şu ana kadar müfettiş dahi gitmemiştir. Bu ülkede hep beraber yaşıyoruz ve yerel yönetimlerin önemini en iyi Sayın Cumhurbaşkanı bilir, kendisi yerel yönetimden geliyor. Bu anlamda gerçekten ülkemizde yerel yönetim anlamında ciddi bir sorun yaşanmaktadır. Eğer bu sorun tez elden ele alınıp çözülmezse önümüzdeki günlerde bu ayrıştırmanın bedelini hep beraber ödeyeceğiz ve yarın işin içinden de çıkılmaz hâle gelecek. Bu anlamda gerek gelir gerek harcama anlamında bu düzeltmelerin yapılması gerekmektedir.”