Bilişim teknolojilerindeki yenilikler ve küresel ölçekte yaşanan e-dönüşüm süreci, ekonomik, sosyal ve kültürel hayatın her alanını ve toplumun tüm kesimlerini etkilemektedir.

Bilişim sektörü yüksek istihdam potansiyeli ve yarattığı katma değerle ekonominin yeni kalkınma gücü olarak değerlendirilmektedir.

Bilişimin en önemli tarafı toplumdur. Nitelikli insanların oluşturduğu toplumlarda, aşılmayacak sorun, ulaşılmayacak hedef yoktur. Nasıl ki bir insanın olmazsa olmazı kalbidir. Meslek Liseleri, Mesleki Eğitim, Meslek Yüksek Okulları ve burada yetişen gençlerde ülkenin kalkınmasında olmazsa olmazıdır. Ünye Mehmet Necati Vidinli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinin tasarladığı 10 Mayıs Bilim fuarının ilçemize ve ülkemize hayırlara vesile olacağına inanıyorum.

Bilim Fuarları; öğrenmeye istekli merak eden, araştırmacı, bilinçli bireylerin yetişmesine katkı sağlayan beyinlerin öğrenme metotlarından biridir. Bilim fuarları, genç beyinlerin bilimin önemini kavrayıp, birçok teorik bilginin gerçek yaşamdaki işleyişini fark etmelerini sağlar. Bu tür etkinlikler hayal gücü ile yaratıcılığın birleşimidir. Eğitim kurumlarının öncelikli amacı da bu yaratıcılığın ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktır. Bu fuarda çeşitli çalışmalarını sergileyen çocuklarımız ileride ülke yararına olacak büyük buluşların mimarı olabilirler. Her biri birer bilim adamı olarak ülkemizi çağdaş uygarlık seviyesine ulaştırabilirler ve bu projede emeği geçen tüm öğretmen arkadaşlara ve öğrencilere teşekkürlerimi sunarken gelecek yıllarda bu tür bilim teknoloji fuarlarının Üniversite-Mesleki Eğitim ve Sanayi esnaflarımız ile birlikte daha çok öncelikli olarak ilçemizin kalkınması için yöresel özellikli projeler ile insan yaşamını kolaylaştıran toplumsal projelerin yapılmasını ve tasarlanan projelerin halkın görebileceği şekilde sergilenmesini, bu tür fuarların geleneksel hale gelmesini temenni ediyor, özverili çalışmalarından dolayı danışman öğretmenlerimize saygılarımı,  öğrencilerimize de sevgilerimi sunuyorum.

Bilişim sektörü; yüksek istihdam ve katma değer yaratan bir sektör olması itibariyle, ekonominin büyümesi, toplumsal refahın sağlanması, işsizliğin azaltılması, güvenilir ve sürdürülebilir ekonomik dinamiklerin yakalanması, dijital uçurumdan kaynaklanan olumsuzlukların giderilmesi ve bilgi devrimine yetişilmesi açısından büyük önem arz etmektedir.

Yaşadığımız dünyada varlığımızı sürdürebilmek için bilgi ve bilgiyi kullanmaya ihtiyacımız vardır. Bilişim bize bilgi dünyası ile teknoloji dünyası arasındaki köprüyü kurarak günlük hayatımızı kolaylaştırır.

İş dünyasının iş yapma usulleri, kamu hizmetlerinin sunum şekilleri değişmekte, başta eğitim, sağlık, adalet, savunma sektörleri olmak üzere tüm sektörlerde köklü bir değişim ve gelişim yaşanmaktadır. Hayatın birçok alanında radikal değişiklikler getiren bu süreç, içinde yaşadığımız çağın bilgi çağı olarak adlandırılmasına sebep olmaktadır.

Bilişim teknolojilerindeki hızlı değişimler, ülkeleri bir yandan çeşitli ekonomik ve sosyal çalkantılar içine sürüklerken, diğer yandan da yeni ekonomik süper güçler yaratmaktadır. İster geri kalmış olsun, isterse gelişmiş, bilişimin gücünün farkına varan tüm ülkeler, teknolojik gelişmelere ayak uydurabilmek için var güçleri ile planlar yapmakta, mevcut sistemlerini sorgulamakta ve bilgi toplumunun temel taşı olan insan gücünü her şeyin önüne çıkarmaktadırlar.

Artık ülkelerin zenginlikleri para ile ya da doğal kaynaklarının zenginliği ile değil, bilgi ve insan kaynaklarının zenginliği ile ölçülmektedir. İnsan gücü yetiştirmenin tek yolu da eğitim ve öğretimdir.

Eğer bir ülkede eğitim kurumları öncelik sırasında arka plana itilmişse, genç nüfusa eğitim olanakları sağlanamıyor ve gençler toplum dışı etkinliklere itiliyorlarsa ve yetişen değerli beyinler başka ülkelere göç ediyorlarsa, o ülke kan kaybediyor demektir.

Tekniker (Teknik) ve meslek elemanları (İktisadi) lise ve ya ticaret veya teknik lise eğitimi üzerine 2 yıl meslek yüksek okullarında teknik ve mesleki eğitim alarak iş hayatına başlayan ve bu alanda ülkemizin bilgi ve teknoloji çağını yakalaması için belirli ölçeklerle tasarım ve proje yapan, uygulama da sahada en büyük sorumluluğu alan meslek guruplarıdır.

Avrupa Birliği’ne tam üye olma sürecindeki Türkiye’nin, genç ve dinamik nüfusu ile ekonomik bir güç oluşturabilmesi, bireylerini eğiterek bilgi toplumuna dönüşümü ile sağlanabilir. Bu, Dünyada model haline gelen Ülkemizin önündeki en önemli fırsatlardan birisidir.

Bu nedenle, Türkiye dünyada söz sahibi olmak varlığını sürdürebilmek için Eğitim Sisteminin özellikle de Mesleki Teknik Eğitimde ciddi bir biçimde yeniden yapılandırmak Mesleki eğitimdeki bakış açısı değiştirmek zorundadır. Meslek Yüksek Okulları, gördükleri teknik eğitim dışında iş arayan değil, aldığı teknik eğitim ile ilişkili iş üreten, istihdam yaratan, aranan elemanlar yetiştirmelidir. Ülke olarak Meslek lisesi ve Meslek Yüksek Okullarından mezun olan çocuklarımıza sahip çıkmalı ve güvenmeliyiz. Türkiye’nin yüksek öğrenimli teknik potansiyeli 2 milyon mezun farklı branşlarda Teknik Program Ön Lisans Mezunları teknikerlere yetki ve görev verildiği takdirde Ülkemiz bulunduğu yerden bir basamak daha yukarıya çıkacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın.

Musa KIRANLI

Ünye Fen Adamları Derneği Başkanı

Türkiye Teknikerler Birliği Ordu İl Temsilcisi