BÖLÜM 1

Turizm şehri olma adına yapılan tüm yatırımlar boşuna. ‘Biz şöyle bir numarayız, böyle iyiyiz’ diye REKLAM yapan işletmeciler maalesef sınıfta kalıyorsunuz.

İstediğiniz kadar şık, modern, konforlu, gösterişli ve bol yıldızlı tesisler yapın fark etmiyor, zihniyet hepsinde aynı. Turizmin canlanması için ilk önce işletmeciliği öğrenmemiz gerekiyor.

Bu ister yıldızlı bir otel, ister çay bahçesi, kafe veya bir restaurant olsun. Güler yüzlü kalifiye eleman, kaliteli servis, en  iyi hizmet, tabiki dürüst ve ahlaklı bir müessese anlayışı olmadıkça bu iş yürümez. Kurumsal ve profesyonel yöneticilerle müşteriler memnun olur, işletme gelişir. Tabiki bunlar gerçekleşirse Turizm canlanır, bölge gelişir, yoksa aksi taktirde sadece birbirimizi ağırlar ve milyonluk yatırımlar boşa gitmiş olur.

Şimdi sizlere hafta sonu başımdan geçen yarısı fıkra gibi diğer yarısı ise hayati bir olayı anlatacağım…

Ünye’nin 4 yıldızlı oteline arkadaşımı yemeğe davet ettim. Beni çileden çıkaran ve aynı zamanda Turizm adına hayal kırıklığı yaşadığım anları sizlere paylaşıyorum.

Evet, arkadaşımla akşam yemeği için nezih ve kaliteli bir mekan olduğunu düşünerek 4 yıldızlı otelimizin yolunu tuttuk. Otele içeri daha adımızı atmadan sıkıntılar başladı.

Otele girmek için bayağı zorluk yaşadık. Sebebi ise otelde gerçekleşen düğün. Neyse düğüne lafımız yok, Allah muratlarına erdirmiş, biz mutluluk dileriz.

Olaya dönelim

Otele yaya geldik, içeri gireceğiz ama kaldırımda hareket etmemiz imkansız, kara yoluna inmek ise, karanlık vakti güvenlik nedeniyle işimize gelmiyordu.

Yine de mecburen kaldırımda hareket edemediğimiz için yola indik ama ne iniş. Araçlar yol kenarında park ettikleri için inanın o güzergahı kullanan yayalar yolun neredeyse ortasına kadar çıkıyor ve öyle yürüyorlar. Çünkü başka geçiş yok ve bizde yolun ortasını kullanarak yanımızdan son sürat geçen araçlara rağmen tehlikeli bir şekilde otele giriş yaptık.

Bu arada bir sürprizle daha karşılaştık otelin otoparkı boştu.

Sebebini sonra öğrendik otelde konaklayanlara otopark ayrılmış, diğer insanlara yer verilmemişti. Hatta bu işin kontrolünü kapıda bir görevli yapıyordu.

Otelin müşteriye bakışı ne kadar tuhaf değil mi ?

Müşteri ayırmak da ne demek ?

Anlayacağınız  200 tl verip oda tutuyorsanız aracınız otoparka alınıyor, aracınız yolda kalmıyor, özel muamele görüyorsunuz. 10.000 Tl ve üstü para verip düğün yapıyorsanız araçlarınız dışarıda kalıyor, ikinci sınıf hizmete tabi oluyor, misafirleriniz de rahat edemiyor…VAY BE NE İŞLETME ZEKASI

Bu Otelin dışında gerçekleşen bir olay, bir de içerisi var ki gülmeye hazır olun.

Neyse uzatmayalım, saat geç oldu diye beyaz et tercih ettik, yemekler geldi. Pek de memnun olmadan soğuk yemekleri yedik. Hesabı istedik ve bir sürpriz daha yaşadık.

Hesap yediklerimize göre fazla gelince adisyonu istedik ve garson adisyonu getirdi. Hesapta bizim beyaz etlerin kırmızı ete dönüştüğünü fark edince, garsona uyarıda bulunduk ve hesabı düzeltmesini istedik.

Bu isteğimize garsonu verdiği cevap tam bir fıkralıktı. 

Garson, ”Efendim adisyonu düzeltemiyoruz, biliyoruz tavuk yediniz ama bizim sistemde tavuk ücreti yazmadığı için et ücreti alıyoruz” diye bir de saçma bir savunmaya geçti.

Pardon nasıl yapıyorsunuz, bu bir şaka mı diye tepki verdi misafirim.”O zaman arada fark olmadığını söyleseydiniz de, kırmızı et sipariş verirdim ve  arkadaşıma kazık attırmazdım” dedi.

Garsonun cevabı gecikmedi ”Kırmızı et yeseydiniz efendim” dedi.

Arkadaşımla birbirimize hayretler için baktık ve aklımıza gelen malum Temel fıkrası ile gülmeye başladık. Sonra arkadaşıma hadi buradan çabuk gidelim, yoksa kalmadığımız odaya da para isterler dedim.

Kısacası ucuz yırtık, yoksa otelden içeri girdikten sonra hesabın kabarık gelme ihtimali, burada yaşadıklarımızdan sonra oldukça yüksekti.

Düşünsenize fıkrayı, “yeseydiniz, içseydiniz, kalsaydınız”. Dedim ya ucuz atlattık…

Bu arada şikayet formunu da anında kaşla göz arasında yok ettiklerini de belirtelim….

Bu hafta sonu başımdan geçen bu olay gerçekten bazı kurumlarımızın işlerini iyi yapmadığını gösteriyor.

500 kişilik düğün salonu olup otoparkı yetersiz olan işletmeye ruhsat veren belediyeye,

Otele 4 yıldız veren ve denetlemeyen Turizm il müdürlüğüne,

Araçların yola ve kaldırıma  park edilmesine müsaade eden emniyete,

En önemlisi kalifiye elman çalıştırmayan, otoparkı büyütmeyen, parayı insanların canının önünde tutup trafiği felç olan otel yönetimine,

Son olarak  güzel günlerinde eş dost davet edip, rahat etsinler diye tonlarca para harcayıp, davetlileri tehlikeye atan sizlere sesleniyorum…..

HİÇ BİR ŞEY İNSAN CANI KADAR DEĞERLİ Mİ ?

derhal gereğini yapın….

Kulağınıza küpe olsun

Otel olarak düğün organizasyonunu karşılayacak  gelen misafirlere yeterince park alanınız yoksa, bu durumda kapasitenizin üstüne çıkmayın, daha sonra başınız ağrımasın…

SİZİN GİBİ ÜNYE’YE DEĞER KATAN BİR İŞLETMEYE BU EKSİKLER YAKIŞMIYOR,

UMARIZ EN YAKIN ZAMANDA EKSİKLERİNİZİ DÜZELTİRSİNİZ…

 Devam Edecek,Bölüm 2 Yakında

Cihan Çakır

Çakır Medya Genel Yayın Yön.

Not: Bu yazıda kimseyi karalama niyetinde değiliz, sadece herkesi sağduyuya davet ediyor, önceliğin insan olduğunu ifade ediyoruz. Taraflar söz hakkı kullanabilirler….