Çaybaşı Belediye Baknaı İsmet Yanık kendi ve ailesi hakkında çıkan söylentileri yaptığı basın bildirisiyle cevapladı.

Yanık açıklamasında şunları kaydetti;

“Şahsıma yönelik sosyal medya ve farklı mecralarda yapılan haber ve ithamların hiçbirisi gerçeği yansıtmamaktadır. 15 Temmuz’da, önceden planlanmış programım dâhilinde İstanbul’da buluyordum. Hain kalkışmayı öğrendiğimde havalimanındaydım ve olayları birebir yaşayanlar arasındayım. Devletimize, hükümetimize ve milletimize karşı bu haince, sinsice organize edilen kalkışmadan dolayı uçuşların iptal edilmesi sebebiyle İstanbul’dan da Ordu ve Çaybaşı ilçemize gecikmeli dönebildim.

Bizim duruşumuz da yerimiz de belli.

Ancak bu süreçte, İstanbul’da havalimanından canlı telefon bağlantısıyla Çaybaşı Meydanı’nı dolduran değerli halkımıza seslenerek, devletimizin, hükümetimizin ve milletimizin yarınları adına dik durmaları ve müsterih olmalarını istedim. Sayın Kaymakamımız ve Sayın Garnizon Komutanımız ile istişarelerde bulunarak, halkımızı bu anlamda desteklemelerini tavsiye ettim ve istedim. Çünkü bu süreçte bütün dünya bir kez daha şahitlik yaptı ki, devletimizin sahibi milletimizdir. Devletimizi koruyacak ve kollayacak yegâne güç de milletimizdir dedim. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi, “Türk Milleti, vatanını işgal etme, ezanı susturma, bayrağını indirme, devletini yıkma peşinde olanlarla nasıl mücadele ettiğini, edebileceğini Çanakkale’de ve İstiklal Harbi’nde göstermiş bir millettir.” Akabinde, ilçemize döndüğümde de hiç uyku uyumadan demokrasi nöbetlerimize katıldım. 26 gün boyunca bilfiil nöbetlerde Sayın Kaymakamımız, Sayın Garnizon Komutanımız ve vatandaşlarımızla birlikte devletimiz, hükümetimiz ve milletimiz için dualar ederek, tüm demokrasi şehitlerimiz anısına mevlit programları düzenledik.

Şunu özellikle belirtmek istiyorum ki, devletimize ve milletimize olan sevgi ve saygımı hiç kimsenin sınamasına asla izin vermem. Bizler siyasete damdan düşer gibi gelmedik. Biz, “milli görüş” ve ahlak ile beslenmiş, büyümüş ve buna göre yaşantımıza yön vermiş insanlarız. Yaşam tarzımız ve şeklimiz bu yönüyle belliyken ve bilinirken, şahsımın bir takım şer odakları tarafından hain FETÖ ile bağlantılı olduğu yönünde söylentiler üretilmeye çalışılmaktadır. Ne ilginçtir ki, son aylarda bunu yapan şer odaklarından birisi de İpekyolu Gazetesi adındaki bir yayın organı ve bu yayın organının sahibidir. Bu şahıs da, FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında düzenlenen operasyonlar neticesinde güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınmış ve çıkarıldığı adli makamlar tarafından da tutuklanarak cezaevine gönderilmiştir.

Beni de ailemizi de herkes bilir.

Şahsım ve ailem, Türk örf-adet ve ananelerine bağlılığı, gerek akrabalarımız, gerekse 15 yıldır siyaseten görev yaptığım Çaybaşı ve İlküvez’de yaşayan hemşerilerim tarafından çok iyi bilinmektedir. Bu noktada gerek eski Meclis üyelerimiz, gerekse yeni Meclis üyelerimiz ve parti teşkilatımız da bu ilişkilere bizatihi şahittir. Bugün Çaybaşı Belediye Başkanı olarak ben, her daim sağduyu ve yapıcılığın tarafı oldum. Bizler anlımız ak, başımız dik bir şekilde Allah’ın izniyle yolumuza bu bağlamda devam ediyoruz. Biz tepkilerimizi gerek 17/25 Aralık olaylarında, gerekse 15 Temmuz işgal girişimi sırasında en ağır şekliyle gösterdik. Bu yüzden üzülerek söylemek zorundayım ki, bazı şer odakları ve kesimler tarafından suiistimal edilmeye çalışılıyor, yalan ve ithamlarla muhatap edilmeye çalışılıyoruz. Siyaset, dürüstlük ve erdemlilik ister. Bu iki titri taşıyamayanın halka verebileceği hiçbir şey yoktur. Siyaset yapanlar, önce kendi tabanına, sonra da halka güven vermelidir.

Halkımızın da bize verdiği teveccüh bu yöndedir. Bu yüzden karşılıklı güven, samimiyet, dürüstlük ve erdemlilikten yola çıkarak Çaybaşı ilçemizin her geçen gün gelişmesi kimi kesimleri de rahatsız etmekte ve kıskandırmaktadır. Başarımıza gölge düşürülmek istenmektedir. Fitne ve fesat üfleyenler bütün hayırlardan rahatsız olur. Bu anlamda fitne ve fesatlık peşinde koşan mahlûkatlar, unutmayın ki, Güneş balçıkla sıvanmaz!

Kızım onlarla yollarını ihaneti gördüğünde ayırmıştı.

Çok değerli halkımıza bir konuda daha seslenmek istiyorum. Kızım Bahar Yanık, 2011 yılında İzmir Şifa Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nü yüzde 50 bursla kazanmıştır. 2015 yılında da, bölümünde gösterdiği üstün başarılarından dolayı yüksek lisans yapmaya hak kazanmıştır. Ancak bu ihanet şebekesinin Türk Milleti’ne 17/25 Aralık olaylarını yaşatmasının ardından kızım bulunduğu görevinden istifa etmiş ve derhal memleketine geri dönmüştür. FETÖ operasyonları kapsamında da sadece bir dernek üyeliği sebebiyle bilgisine başvurulmak üzere gözaltına alınmış ve hakkında soruşturma başlatılmıştır. Yargı süreci tamamlandığında da, bu gerçek ortaya çıkacaktır. Ancak bu durumu fırsat bilen bazı art niyetli kesim, yine harekete geçmiş ve çeşitli ithamlarda bulunmuştur. Gerçeği yansıtmayan bu durumun yüce adaletimiz tarafından ortaya çıkarılacaktır. Bizler, “Kızım Fatıma dahi olsa elini keserim” diyen bir peygamberin ümmetiyiz. Hakkımızda gerçeği yansıtmayan, mesnetsiz ithamlarda bulunanları önce Yüce Allah’a  (CC), sonra da Türk adaletine havale ediyorum. Biz inananlar biliyoruz ki, Yüce Allah (CC) sabredenlerle beraberdir.

Dün olduğu gibi bugün de, yarın da Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’a olan samimiyetimiz, güvenimiz ve tavrımız nettir, kesindir ve ebediyen de devam edecektir. Allah (CC) hepimizin yar ve yardımcısı olsun. Saygılarımla.”