Menfaat çetelerinin ve kirli ilişki ağlarının ardı arkası kesilmiyor. Uzun zaman Davutoğlu döneminin Yeni Ağ yapılanmasını deşifre etmiştik. Sonrasında bu yapının devamı veya benzeri yeni çetelerin de oluşum çabalarına dair uyarılarda bulunduk. Özellikle bürokraside yeni ağların operasyonel gücünü oluşturan bazı isimleri deşifre ettik.

Her ne kadar tasfiyeler gerçekleşse ve zamanla maskeler düşse de menfaat çetelerinin tam olarak tasfiye edildiklerini söyleyebilmek mümkün değil. Üstelik her şarta uyum sağlama becerisine (!) sahip türlü isimler var. Ancak gelinen aşamada, artık FETÖvari taktiklerle örgütlenme çabasına giren bu ağların tasfiyesi kaçınılmaz.

Kim bunlar? Yıllarca FETÖ ve muhtelif şebekelerle yolu kesişmiş, onların korumasında veya gölgesinde palazlanmış isimler. Bazıları bir yandan Ak Parti iktidarında çizilen istikamete ilerler görünürken bir yandan da FETÖ ile dirsek temasını koparmayanlar. Kimileri bu temasın da ötesinde tasmalı olanlar. Bazıları var ki her fırsatta yeni bir örgütlenmeye göz kırpan ve menfaat şebekelerin, bulup yamanmakta mahir isimler.

Bu ağları tek tek deşifre etmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki günlerde çarpıcı gerçekler açığa çıktıkça domino taşları da devrilecek.

Görünen köy zaten içler acısı. Şöyle bir göz atalım :

1. Davutoğlu döneminde çeteleşen bazı isimler şimdilik medyaya cephane sağlamakla ve köşede sinsice beklemekle meşgul. Bakan adayı, Başbakan danışmanı ve sair ünvanlarla “Yeni Dönem” hesabı yapanlar hala aktif. Bir milletvekilinin Ankara’da yakınının üzerine kayıtlı bir ofiste daha geçen hafta yapılan toplantıda “referandumdan hayır çıkma ihtimalini dikkate alarak partide muhalefeti örgütleme” planı yapıldığı iddiası yabana atılır gibi değil. Ege bölgesinden bir milletvekilinin “FETÖ rahat durmayacak, yeni bir 17-25 Aralık kapıda” söylemi de tahminden öte bilgiye dayanıyor mu, sormak lazım!

2. Referandum süreci başladığı halde teşkilatlarla temasını kurmayan ve göstermelik birkaç toplantı hariç sahaya inmekten imtina eden onlarca vekil olduğu iddiası vahim. Bazılarının, bir erken seçim olacağı ve tekrar aday gösterilme ihtimallerinin düşük olduğu kanaatiyle oyundan düştükleri söylenmekte. Doğruysa, bunun adı millete ihanetten başka ne olabilir!

3. Tarihi bir referandum eşiğinde ekonomi cephesinden de hala istenen güçlü sinyaller gelmiyor. Ekonomi bürokrasisi tam bir facia. Hazine Müsteşarı’nın ortak mülk edindiği kırk yıllık ahbabı FETÖ üyeliğinden KHK ile atıldı. Müsteşar Çelik’in Boydaklar ve diğer FETÖ bağlantılı isimlerle yakın olduğu iddiası ayyuka çıktı. Yine Müsteşar Çelik hakkında yeni lojman işinden yakınını torpille Müsteşarlığa aldırıp terfi ettirmeye kadar türlü sıkıntılı işlerini de herkes bilmekte. Bu ekibin ayrılmaz parçası BDDK Başkanı’nın kurumda hala kriptoları kolladığı iddiası ihmal edilemeyecek önemde. SPK Başkanı hakkında ise FETÖ bağı konusunda artık açıkça dillendirilen şüpheler söz konusu. SPK’da tasfiyelerin kriptolar tarafından ve ters operasyonla gerçekleştirildiği söylenmekte.

4. Belediyelerde FETÖ tasfiyelerinin istenen hızda ilerlemediği konusunda yaygın bir görüş var. Bir büyükşehir belediyesinde yakın zamanda ortaya çıkan bazı bilgiler şok edici mahiyette. İddiaya göre belediyenin kaynaklarını kitabına uydurup hala FETÖ’ye aktardığı tespit edilen bir kriptonun tasfiyelerde birçok sıradan ismi attırdığı ortaya çıkmış.

Ülke tarihi bir dönemeçte hem içeride toparlanma hem de küresel ölçekte oyun kurucular arasında yer alma çabasında. Ancak partiden bürokrasiye,  medyadan yerel yönetimlere değin birçok cephede hala gerçek bir mücadele havası yok.

Bu da yetmezmiş gibi, bir de menfaat şebekeleri ve Yeni Ağlar bürokraside ve devler kurumlarında yine operasyon peşinde. Hepsini isim isim deşifreye başlıyoruz. Artık tasfiye zamanı.

MİSAFİR KALEM