eskort samsun

ÜNYENETHABER

Su Doğanın Bir Armağanıdır.

Su Doğanın Bir Armağanıdır.
21 Mart 2017 - 21:11

E1Z-Still0320-00000-ScalaMice-C1959TA

Su doğanın bir armağanıdır.

Yaşama su ile başlıyoruz. İlk içeceğimiz olan anne sütünün yüzde 80’i, insan vücudunun ve gıda maddelerinin yüzde 70 ila 90’ı, beynin yüzde 90’ı sudur. Kısacası su, yaşamın olmazsa olmazı, yaşamın vazgeçilmez bir unsurudur.

Su, hayatın kaynağı, dünyanın 3/4’ü; vücudumuzun % 80’i su. Kana kana içtiğimiz, duş yaptığımız, yağmur olup yağdığında sevdiğimiz ama sel olup aktığında korktuğumuz su.

Doğal bir kaynak olan su, yaşayan bütün canlılar için en önemli doğal kaynaklardan biridir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı, ekonomik kalkınma, enerji üretimi, ulusal güvenlik gibi suyun gerekli olduğu birçok sektör vardır.

Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre her yıl 3,4 milyon insan içilebilir temiz suya ulaşamadığı için yaşamını yitiriyor.

Göller ve akarsular kirletilip, kurutuluyor. Gittikçe büyüyen bir sorunumuz olduğunun farkında mıyız? Biliyorum, hala önemsenmeyecek. Ancak başımıza gelince göreceksiniz ki iş işten geçmiş olacak. Çünkü doğanın geri dönüşü yok.

Yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının her ne şekilde olursa olsun kirletilmesinin önlenmesi sağlanmalıdır. Su kaynaklarını kirlenmesini önleyici tedbirler ödün vermeden uygulanmalıdır.

Sağlıklı suya ulaşmak her şeyden önce temel bir insan hakkı olarak değerlendirilmelidir.  Diğer bir deyişle su, toplumsal bir değer olarak düşünülmelidir. Su sorununun çözümüne öncelikle insanların suya bakış açılarını sorgulamakla başlanmalıdır. Günlük yaşamda sıklıkla duyduğumuz “sudan ucuz”, “sudan bahane”, “havadan sudan konuşmak” v.b. deyimler ne yazık ki suyun sınırsız, ucuz ve önemsiz bir kaynak olduğunu izlenimini vermektedir.

Herkesin temel ihtiyaçlarına yetecek miktar ve kalitede suya erişiminin temel bir insan hakkı olup, “Bu hakkın sağlanması devletlerin en temel görevlerinden birisidir. Su hakkı, Anayasada belirtilen temel haklar arasında yer almalıdır.

Ülkemizin yarı-kurak bir iklime sahip olduğu daima göz önünde bulundurulmalı, bütün su politikaları buna göre oluşturulmalıdır.

Tarım sektörü, belediyeler ve sanayi sektörü suyu en etkin ve sürdürülebilir bir şekilde kullanmayı değişmeyen bir kural olarak benimsemelidir.

Aksi takdirde gerekli önemler alınmazsa, Yapılan araştırma, istatistikler 2030 yılında nüfusu 80 milyona ulaşacak olan Türkiye, kişi başına düşen 1100 metreküp kullanılabilir su miktarıyla, su sıkıntısı çeken ülke durumuna düşeceği kaçınılmazdır.

Avrupa Çevre Ajansı‘nın raporuna göre, 2030 yılında Türkiye’nin pek çok bölgesinde orta ve yüksek seviyelerde su sıkıntısı yaşanacağı ifade edilmektedir.

Son 50 yılda yanlış su politikaları nedeniyle sulak alanlarımızın yüzde 40’ını kaybettik. Kalanları da kirletiyoruz.

Tarımsal ilaçlar ve böcek öldürücülerle kirletiyoruz göllerimizi, akarsularımızı. Sanayide kullanılan suyun büyük bölümü arıtılmadan doğaya bırakılıyor.

Ne olacak bu işin sonu? Kirlilik önemli sorun. Bugün Ülke geneline baktığımızda Menderes Nehri’nde akan suyu içebilir misiniz?

Ergene Nehrin’deki suyu bırakın içmeyi, nehrin yanına yaklaşmaya bile korkarsınız. Sakarya kirli, Gediz kirli. Suyu içilebilecek ölçüde temiz kaç nehrimiz kaldı?

Ülkemizde suyun kullanımıyla ilgili pek çok çarpıcı boyutta çalışma sürdürülmekte ancak, yürütülen politika ve uygulamalar, ihtiyaç belirleme aşamasındaki çelişkiler Türkiye’nin geleceği için ciddi tehlike oluşturuyor.

Örneğin, son yirmi yıl içinde yürütülen yanlış uygulamalar, göz yumulan kaçak kuyu açmak ve atık suları akarsulara boşaltmak, HES gibi hukuksuz proje ve davranışlar nedeniyle yeraltı ve yer üstü sularımızın kalite ve miktarında ciddi azalmalar ortaya çıkmaktadır. 

Son yıllarda ülkemizde ve ilimizde yakın komşumuz Fatsa’da maden arama faaliyetleri ve çıkarılan cevherin yıkanması veya saflaştırılması sırasında yapılan işlemler yeraltı ve yerüstü su kaynaklarımızın ciddi bir şekilde kirlenmesine neden olabilmektedir. Balıkesir -Bigadiç’te, Eskişehir’de-Seyitgazi-Kırka’da bor madenleri, Kaz Dağları’nda ve Ege bölgesinde diğer yerlerde altın, kurşun vb. maden arama ve işletme çalışmaları yeraltı ve yerüstü su kaynaklarımıza ve çevreye zarar veren örneklerden bazılarıdır.

Akarsuları, Dereleri ile ünlü Ordumuzda yer altı sularımız ne durumda? Acaba Ordunun dereleri yukarı akıyor mu? Yoksa şarkılarda mı kaldı.  Ünye de su havzası Cevizdere’de yapılacak Çöp ayrıştırma tesisi sonrası insan sağlığı ve çöp yakma işlemi sonrasında oluşacak atık gazların havaya ve çevreye etkileri orada yaşayanları bizleri ne kadar etkileyecek? Ünye’mizin dericilik ve tabak işlemesinden adını alan Tabakhane deresi ne durumda? Derelerimizde akarsularımızdaki o süs balıkları diğer görsel eşsiz güzellik nerede?

Yerel yönetimler, bizleri idare etmek yönetmek için seçtiklerimiz; Kıymetli hemşerilerimiz; daha ne kadar kıyacağız? Allahın verdiği nimetleri ne kadar yok edeceğiz.

Düzensiz kentleşme, aşırı nüfus artışı, yanlış tarım ve sera uygulamaları ve aşırı sanayileşme dünyayı giderek “susuz” hale getiriyor. Suyun sınırlı olduğunu unutuyoruz. Yatırım yapacağız diyerek doğanın dengesini, insan yaşam hakkını yok ediyoruz.

Genelde ve yerel yönetimlerde artık Su politika ve uygulamalarına daha ciddi olarak bakılmalıdır.

Su, devletin yönetimindedir ve ekonomik değerinin yüksek olması ile birlikte asla sadece ticari bir mal olarak görülmemeli, ekolojik sistemin bir parçası olduğunun bilinci etkinleştirilerek yaygınlaştırılmalıdır. Yerel yönetimler bu hayati konuda üzerine düşeni yapmalıdır.

Dünya da su sıkıntısı yaşanırken Ülkemizde var olan geniş su rezervleri, su varlıklarına sahip çıkılmalıdır. Mevcut destekler devam ederken suyun bütün sektörlerde tasarruflu kullanımını özendirici yeni tedbirler alınmalı.

Araştırmama göre Ülkemizde, 3200 belediyenin yaklaşık 50 adedi, kanalizasyon sularını arıtmaktadırlar. Başka bir deyişle nüfusumuzun yaklaşık 50 milyonuna ait kanalizasyon suları doğrudan nehirlere dolayısıyla göl ve denizlere akmaktadır.

Allaha şükürler olsun ki, bizler bu konuda şanslıyız. İlimizde ve İlçemizde yapılan su arıtma tesisleri ve yatırımlardan dolayı merkezi ve yerel idareye emeği geçen herkese şükranlarımızı sunuyoruz.

Bir toplumun güvenli ve kolayca erişilen bir su kaynağı varsa, herkesin daha sağlıklı olma şansı vardır.

Suyun kirletilmesi konusunda ödün verilmemeli. Göllerimizin kirletilmesini yaşayarak öğrenmek kader olmamalı. Diyerek Türkiye Teknikerler Birliği Ordu İl Temsilciliği ve Ünye Fen Adamları Derneği olarak; 22 Mart Dünya Su Gününde  “Sağlıklı Bir Dünya ve Geleceğimiz için Temiz Su” dileklerimizle tüm vatandaşlarımıza sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.

Musa KIRANLI

Türkiye (Tüm MYO mezunları)Teknikerler Birliği Ordu İl Temsilcisi

Ünye(Elektrik Elektronik Mekanik ve benzer Meslekler Yapı)Fen Adamları Derneği Başkanı

uuuy

 

Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-