Saadet Partisi Ordu İl Başkanı  Avukat Erkan Temiz Fındık ile ilgili basın açıklamasında bulundu.

Basına ve Kamuoyuna….!!!

2019 yılı fındık hasat döneminin arifesinde, fındıkla ilgili rekolte, maliyet ve fiyat tartışmalarının had safhaya çıktığı, Ordu ve Karadeniz gündeminin birinci sırasını işgal ettiği günleri yaşıyoruz. Yıllardır uygulanan yanlış ekonomik ve tarım politikaları sebebiyle, birçok kesim tarafından konuşulan ancak çözüm üretilmeyen fındık konusu, bu haliyle daha çok gündem işgal edecektir.

2019 yılı fındık piyasası ile ilgili ilk olarak Mayıs ayında Dünya Sert Kabuklu Yemişler Birliği tarafından rekolte açıklaması yapılmış ve Türkiye rekoltesi olarak 815 bin ton fındık olacağı ifade edilmiştir. Bu açıklama sonrasında kamuoyuna yaptığımız değerlendirmede,  75-80 milyar dolarlık dünya çikolata piyasasının en önemli ham maddelerinden olan fındığın rekoltesinin yüksek gösterildiğini ve Türk fındığının ucuz fiyata alınmasının alt yapısının oluşturulmaya çalışıldığını ifade etmiştik. Zira doğru rekolte tespiti mayıs ayında yapılamaz. Doğru rekolte tespiti hasat öncesinde yapılır.  Fındığın rekoltesini etkileyen bir çok husus vardır. DSKYB’ninrekolte tespitinden sonra, fırtına, dolu gibi etkenler sebebiyle yüksek ilçelerimizde çok ciddi ürün kayıpları yaşanmıştır.

Daha sonra Tarım İl Müdürlükleri tarafından rekolte çalışması yapılmış ve 2019 ürünü fındığın toplam rekoltesinin 650 bin ton olacağı açıklanmıştı.

Saadet Partisi Ordu İl Başkan Yardımcımız, Ziraat Mühendisi Haluk Şensoy tarafından yapılan rekolte çalışmalarının neticesinde 2019 yılı tahmini rekoltenin 550 bin ton civarında olacağı tespit edilmiştir. Saadet Partisi Ordu İl Başkanlığı olarak, sayın Haluk Şensoy’un 10 yılı aşkın süredir fındık üretim alanındaki, tarım danışmanlığı, ziraat odası mühendisliği, özel sektör tarım danışmalığı gibi alanlardaki tecrübesi ve özellikle son 3-4 yıldan bu yana rekolte ve maliyet çalışmalarındaki tecrübesini dikkate alarak, kendisinin açıklamış olduğu rakamları esas alıyoruz. Zira geçen yıllarda, özellikle 2018 yılı maliyet ve rekolte çalışmasında %100’e yakın bir isabet sağlamış (500 bin ton rekolte tahmin etmiş, 515 bin ton gerçekleşmiştir) olmasını dikkate alarak, kendisinin çalışmalarını esas alıyoruz.

Bir çok siyasi figür tarafından daha önce yapılan açıklamalarda fındık fiyatı ile ilgili rakamlar telaffuz edilmiştir Bunların hiç birinin bilimsel dayanağı olmayıp, siyasi show yapmak amacıyla söz konusu açıklamaların yapıldığı ifade etmiştik. Özellikle son olarak iktidar partisine mensup bir milletvekilinin eski bir fotoğrafla yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanının fındık üreticisinin mağdur edilmemesi talimatı verdiğini ifade etmiştir. Bunun gerçekle bir ilgisi yoktur. Zira Cumhurbaşkanı icranın başıdır. Tek yetkili ve sorumludur. Eğer Cumhurbaşkanı fındık üreticisinin mağdur edilmemesini istiyorsa bu konuda bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayınlar ve TMO’ne yazılı talimat vererek, maliyet hesapları da dikkate alınmak suretiyle dolgun bir taban fiyatın açıklanmasını sağlar. Sayın milletvekili muhtemelen gördüğü bir rüyayı kamuoyu ile paylaşmıştır.

Fındık fiyatının gündeme gelmesinden önce yaptığımız açıklamalarda, rekoltenin hasat döneminin hemen öncesinde doğru tespit edileceğini, bunun akabinde de maliyetin belirleneceğini, rekolte ve maliyet tespitinin yapılmadan yapılacak fiyat açıklamalarının hiçbir anlamının olmadığını ifade etmiştik.

Fındık 75-80 milyar dolarlık dünya çikolata piyasasının en önemli hammaddelerinden biridir. Dünya fındığının %75-78’ini üreten Türkiye üreticisi, emperyalist tekelci sermayenin insafına terkedilmemelidir. Üreticiyi tatmin edecek bir taban fiyat oluşturulmalı, devlet tarafından piyasaya müdahale edilmelidir. İtalyan şirketi FERRERO, Türk fındığını 14-15 tl’den alırken, İtalyan üreticiden 30 Tl’ye almaktadır. Türkiye’den kazandığı para ile İtalyan üreticisini kalkındırmaktadır.Fındık için verilecek dolgun bir taban fiyat, bu gün 1,5-2 milyar dolar olan döviz girdisini 4-5 milyar dolara çıkaracaktır. Meseleye bu boyuttan bakıldığında doğru sonuca ulaşılacaktır.

İl Başkan Yardımcımız, Ziraat Mühendisi sayın Haluk Şensoy’un yaptığı çalışmalar neticesinde  1 kg fındığın maliyetinin 15,50 Tl olduğu tespit edilmiştir. Bu maliyetin üzerine %25-30 oranında bir refah payı konulmalıdır. Yani fındığın taban fiyatı kesinlikle ve kesinlikle 20,00 Tl’nin altında olmamalıdır. Ancak, geçmiş yıllarda üreticinin yaşadığı kayıplar dikkate alındığında bu fiyat tatmin edici değildir. Şöyle ki; 2018 ürünü fındığın maliyeti 13,90 TL olmuş ancak üretici 13-14 Tl gibi bir fiyatla ürününü satabilmiştir. Üretici 2018 yılından alacaklıdır. Daha önceki yıllarda yaşanan kayıplar da mutlaka dikkate alınmak zorundadır. Örneğin bu ülkede fındık üreticisi 1 kg fındığını sattığında 22 ekmek (400 gr’lık) alabiliyordu, arabasına 5 lt benzin koyabiliyordu(1996-97 Refahyol iktidarı). Bu kayıplarında telafisi dikkate alınmak zorundadır. İtalyan ve İspanyol fındık üreticileri 2018 yılı ürünlerini ortalama 30,00 Tl fiyatla satmışlardır.  Geçmiş yıllarda yaşanan kayıpların telafisi ve bu yılın rekolte ve maliyet miktarları dikkate alındığında 2019 ürünü fındık için verilmesi gereken taban fiyat 25,00 Tl olmalıdır.

Sonuç olarak Saadet Partisi olarak siyasi iktidara çağrımız şudur; fındık üreticisini küresel emperyalist tekelci sermayenin insafına terk etmeyiniz. Fındık üreticisinin emeğinin ve alın terinin sömürülmesine müsaade etmeyiniz. Bunun için, hasat başlamadan önce taban fiyatı açıklayınız.

Arzetmiş olduğumuz veriler doğrultusunda belirlenecek taban fiyat 25,00 Tl’nin altında kesinlikle olmamalıdır. Böyle bir fiyat hem üreticiye hem de devlete kazandıracaktır. Küresel sermaye değil üreticimiz ve devletimiz kazanacaktır.

Basınımızın ve kamuoyunun bilgilerine saygılarımızla arz ederiz.

Av. Erkan TEMİZ

Ordu İl Başkan