A52 TV ekranlarından yayınlanan Gündem Özel programının bu haftaki konuğu Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ordu Milletvekili Seyit Torun oldu.

A52 Tv Genel Yayın Yönetmeni Yunus Zor’un sunduğu programa konuk olan Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, partilerinin çalışmaları hakkında bilgiler verdi.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ordu Milletvekili Seyit Torun katıldığı Gündem Özel programında şu açıklamaları yaptı;

“Fındık için eylem, miting ve toplantılar yapıp çözüm yollarını tartıştık. Şimdi mart ayındayız. Nisan ayı geldiğinde ne olacak bu fındığın hali denmeye başlanacak. Her sene maalesef aynı şeyler. TMO devreye girecek fiyat verecek mi, piyasadaki arz fazlası fındığa talep olacak mı bunları konuşuyoruz. Ancak konuşmamız gereken fiyat kadar da başka önemli konular da var.

DOĞRUDAN GELİR DESTEĞİ İLE OLMAZ BU İŞLER

Fındık çeşidinin ıslah edilmesi, miras hukukunun düzeltilmesi ve tekniğine uygun üretim yapılması için destek lazım. Üreticinin fındığını ne kadar fiyata satacağını önceden bilmesi gerekiyor. Biz diyoruz ki 5-20 yıllık bir planlama yapalım. Bu 1 senede düzeltilecek bir sorun değil. Hedeflerimizi koyalım ona göre yürüyelim. Dünya piyasasına fındıkta biz hakimsek neden fiyatı biz belirleyemiyoruz neden yetkili değiliz.

DEVLETİN FINDIĞA SAHİP ÇIKMASI LAZIM

Her ülkenin stratejik ürünü vardır. Fındığın %70’ini biz üretiyorsak bizimde stratejik ürünümüz bu olmalı. Fındıkta 0 girdiyle tamamen ihracat ettiğin gelir senin gelirin. Bundan ülke kazanıyor ihracatçı kazanıyor üretici kazanıyor. Herkesin kazandığı bir ürün haline gelmesi mümkün.  Bunu yıllık çözümlerle yapmak yerine TMO devreye girsin doğrudan gelir desteği verilsin. Bunların bir planlamasının yapılması lazım. Üreticiden o ürünü son tüketene kadar o zincirin halkalarını kurup yasal sorumluluk haline getirilmesi lazım. Bir fındık yasasını hazırlayalım bu konuyu artık siyaset zemini olmaktan birbirimizi suçladığımız alan olmaktan kurtulalım. Üretici her sene mağduriyet yaşamasın.

DONUN YARATTIĞI HASARLAR VAR

Bu yıl rekolte çok yüksek 800-1000 tonlardan falan bahsediyorlardı. Şimdi birçok bölgeye don vurdu. Bundan dolayı ciddi bir rekolte kaybımız da var. Bu tespit edildi mi hayır edilmedi. Don tehditti olduğu günlerde dedik ki tahsil bedellerini indirin. Vatandaş arazisini sigortalasın tedbirini alsın. TMO alıyorsa fındığı sezon başladığından bu yana aynı fiyat. Fiyatları biraz yükseltin alıcısı da görsün.

ESNAF ZOR DURUMDA

Ağırlıklı olarak esnaf ziyaretleri yaptık. Esnafımız artık kirasını ve işçisinin ücretini veremez durumda. Birçok kişi bu konuda şikayetlerini iletti. Pandemi bittiğinde ben bu iş yerimi nasıl açacağım ben zaten bittim diyor esnaflar çaresiz ve umutsuzluk içinde. Bu ülkeyi yönetenler sen burayı kapat ama sen nasıl geçineceksin demiyor. Verdiği 1000 TL sanki onunla tüm sorunları çözmüşler her şey hallolmuş bitmiş sorumluluğunu yerine getirmiş gibi davranıyor. Borçlar birikti sorunlar birikti. Bu halde esnafın ayakta durma şansı yok. Mutlaka kendisinin ayakta tutacağı bir kaynağın sağlanması gerekir. Bunların çözümleri var olması mümkün ama elindeki imkânı esnafın ayakta kalması için mi kullanacaksın yoksa sarayın etrafında belenen 5 tene firmaya mı vereceksin.

Gelişmiş ülkeler de dair birçok ülke bu süreç içerisinde az veya çok 100-150 milyar doların üzerinde vatandaşlara destek oldu. Bizi yönetenler bize 7 milyar dolar destek oldu. Bu süreç içerisinde 128 milyar dolar para harcandı. Bunlar nereye buhar olup gitti.

“BU ÜLKENİN HER TÜRLÜ PROBLEMİNİ ÇÖZERİZ

Ama ayrışırsa ötekileşir ve düşmanlaşırsak bu sorunların hiçbirini çözemeyiz.  Biz birlik ve beraberlikten yanayız. Hiç kimse bizim düşmanımız değil. Benimle aynı düşünmeyebilir farklı düşünebilir. Farklı düşünüyor diye o benim düşmanım değil. Ben kendi inandığım değerleri ortaya koyarım onu savunurum sizde başka bir şeyi savunursunuz. Biz hiçbir zaman düşmanlaştırmıyoruz birleştiriyoruz. Şu anda bir millet ittifakı var. İçinde muhafazakarı liberali milliyetçisinde var. Toplumun birçok kesiminden var. Bu ülkede amacımız birlik ve beraberlik içerisinde yaşamak. İddiamız adaleti egemen kılmak özgürlük alanlarını güçlendirmek ve güçlendirilmiş sorunları çözülmüş demokratik parlamenter sistemi getirmek biz bunu istiyoruz.

GEÇEN DE GEÇMEYENDE DOLAR ÜZERİNDEN PARASINI ÖDÜYOR

Bir tek adam yönetimiyle bir kişinin iki dudağının arasına kaderimizi teslim edersek bu doğru olmaz. 2014’den bu yana görevde. 2018’den bu yana da cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle yönetiliyoruz. Rakamlara bakın Türkiye’de bu ülkede ne olmuş millî gelir mi ihracatı mı insanların yaşam standardı mı artmış. Benim ödediğim gelir belli ama şimdi hastaneleri yolları köprüleri özel sektör yapıyor.

NEREYE GİTTİ BUNLAR

Ben her şeyi parayla satın alacaksam benim ödediğim vergiler nereye gidiyor. Bu ülkede 2 trilyon 400 milyar dolar vergi toplandı. Ayrıca 80 miyar dolarlık özelleştirme yapıldı.120 miyar dolarlık borç çıktı 400-450 miyar dolara. Bu kaynaklar nerede. Yol yaptık köprü yaptık diyorlar teşekkür ediyoruz ama bu paralar yollarla köprülerle izah edilecek gibi değil. Biz diyoruz ki sen bu parayı milletten topladın nereye harcadın. Bunları sorduğumuzda biz suçlu oluyoruz. Hakaret yiyoruz ve sanki bu ülkenin aleyhine bir şey söylüyormuşuz gibi oluyor. Biz bu ülkede emeğimizin karşılığını nasıl alacağız.

TÜRKİYE’NİN HANGİ SORUNU ÇÖZÜLDÜ

Bu ülkeyi yönetenler istiyor ki biz çalalım oynayalım bize de kimse karışmasın. Her şeyin en iyisini biz biliyoruz diyorlar. Biliyorsan benim durumum neden böyle. Yaptıkları yolun köprünün parasını milletten alıyorsun. Bu bir hizmet değil hizmet dediğin vatandaşa karşılıksız yaptığın şeydir.

TÜRKİYE’NİN GELDİĞİ NOKTA BU MU

5G internet alt yapısına geçtik diye övünüyordu uzaktan eğitime geçtik EBA’ya ama 2 milyon öğrenci faydalanamıyor. Ne olduğunu bilmediğimiz bir şekilde Türktelekomu sattın. Şu anda alt yapımız Afrika ülkelerinden bile daha geride.

KENDİLERİNDEN OLMAYANA HİÇİBİR YAŞAMA HAKKI TANIMIYORLAR

Demokrasi bunların kendileri için kullandığı bir alet. Sadece Ankara İstanbul değil birçok büyükşehrimizde de aynı sorunları yaşıyoruz. Kendilerine geldiği zaman devletin kaynakları ağzına kadar açılırken bizim belediyelerimize bir damla su dahi vermiyorlar. Vermedikleri gibide yasal haklarını da ellerinden alıyorlar. Pandemi sürecinde bağış toplamaya kalktılar. Pandemi haricinde de Eskişehir belediyemiz yıllardır vatandaşlarımıza sıcak yemek veriyor. Hayır sever vatandaşlarımız oraya bağış yapıyor. Orada olan bağışları bile engellemeye çalıştılar.

YAPILANLAR SADECE GÖZ BOYAMADAN İBRET

Ordu büyükşehir yapılınca hemşerilerimiz hizmette büyüyecek daha fazla kaynak gelecek fazla iş yapılacak gibi düşündü. Yaklaşık 7 yıllık bir süreç içerisinde görüldü ki Ordunun sorunları devam ediyor. Büyükşehir olmanın kaynak olarak da avantajları var. Ama bu kaynaklar vatandaşın çözümüne değil çok farklı yerlere kullanılıyor. Orduda bir botanik bahçe yapıldı 15 milyon para harcandı. Hastane yapılacak dendi orası yıkılacak dümdüz edildi. Hesap soran ne oldu diyen yok.

VERİLEN SÖZLER YERİNE GETİRİLMELİYDİ

Geçmişte yapılan vaatlerin verilen sözlerin birçoğu yerine getirilmedi. Yapılana teşekkür ediyoruz ama bu imkân ve kaynaklarla daha iyisi yapılmalı.

BANA HANGİ GÖREV VERİLİRSE BEN O GÖREVİ YAPARIM

Benim amacım faydalı olmak ülkeme hizmet etmek. Ama hiç kimsenin iradesi üzerinden ipotek koyarak ben şunu olurum demek benim haddim değil. 2014 yılında vatandaşımızdan yetki istedik. Biz bugüne kadar verdiğimiz sözleri tuttuk. Ama vatandaşımız irade kullandı ve bizi göreve getirmedi. Parlamento seçimlerinde muhalefet yetki verdi. Bizde şu andan muhalefette görevimizi yapmaya çalışıyoruz.

Ben bu vali ordudan gidene kadar ben vipi kullanmayacağım dedim ve kullanmadım ama vali gittikten sonra kullanmaya başladım. Üzüldüğüm nokta şu bir devletin valisine komplo kurmak yakışmaz. Biz demeden kendisin demesi lazım vipten geçin normal yerden geçerseniz yolcu akışını oradaki insanları engellerseniz siz buradan gidin demesi gerekirdi. Ekrem İmamoğlu İstanbul büyükşehir belediye başkanı seçilmiş ve tekrar seçime girmiş bir insan.

Ben millet vekiliyim benimle birlikte olan heyetinde geçiş hakkı var. Biz oraya gidiyoruz sanki teröristiz çevik kuvveti havaalanının içinde önümüze diziyorlar. Biz Türk insanı olarak misafirperver insanız. Ama nezaketten uzak tamamen komplocu bir anlayışla bize orada tuzak kurmaya kalktı. Ben kendisine bunun bir valiye yakışmadığını bu görevi hakketmediğini açık bir şekilde söyledim.” dedi.