eskort samsun

ÜNYENETHABER

Kadına yönelik şiddet;onursuzluk ve ahlaksızlıktır…

Kadına yönelik şiddet;onursuzluk ve ahlaksızlıktır…
25 Kasım 2016 - 22:25

sccss

Bugün Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Uluslararası Dayanışma Günü;

25 Kasım Kadına Şiddette Uluslararası Mücadele günü dolayısıyla İlçemizde panel düzenleyen duyarlı kurum ve kuruluşlara çok teşekkür ediyoruz. Ancak Kadına şiddet sadece kadınların sorunu değil, toplumsal sorundur. Toplumun tüm kesimlerini ilgilendirmektedir. Dolayısıyla çok olumlu olacağanı düşündüğümüz bu tür panellerin daha çok olmasını ve özel olarak bu panelde sadece kadınların değil gerek konuşmacı gerekse katılımcılar olarak erkeklerin toplumun tüm kesiminin katılımı olması halinde daha faydalı çözümcü olacağını düşünüyoruz.

Kadına yönelik şiddet; Anneye, eş’e, kardeş’e ya da herhangi bir kadın olarak zayıfa yapılan saldırı niteliğiyle onursuzluk ve ahlaksızlıktır…

Erkeğin kadınla ilişkisi insanın insanla ilişkisi içinde en doğal olanıdır. Bu açıdan insanın doğal davranışının ( erkeğin kadına davranışının) ne ölçüde insani olduğunu ortaya çıkarır. İşte bu nedenledir ki: Kadına yönelik şiddet; insan doğasına aykırı olduğu için İnsanlık dışıdır.

Kadına yönelik şiddet, insan hakları ihlalidir! Şiddet, her yerde var, sokakta, okulda, işyerinde, gözaltında, savaşlarda şiddetin her türü yaşanıyor. Ekonomik ve sosyal çöküntü bireylerde ve toplumda olağanüstü gerilim yaratması kaçınılmazdır.

Kadına yönelik şiddet toplumdaki şiddet sarmalının başlıca kaynaklarından olmakla, gelecek nesilleri tıpkı uyuşturucu gibi, hatta daha da kötü biçimde etkileyen niteliği ile bireysel değil toplumsal bir suçtur ve toplum düşmanlığıdır.

Sorumlular: “vahşi kapitalizm” ve genişleyen sosyopolitik yobazlık, adaletsizlik ve ekonomik bozukluk, eşit olmayan gelir dağılımıdır.

Şiddet korkutuyor, şiddet sindiriyor, acı veriyor, zarar veriyor.. Bir kısır döngü halinde evde, okulda, sokakta yaşanan şiddet giderek toplumun sağlığını bozuyor.

Dünyada, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ve Türkiye’de kadına yönelik şiddetin kaynağını araştırmaya kalktığımızda ortak bir nedene rastlarız: Eşitsizlik. Bunun kadınlar aleyhine nasıl işlediğine dair aşağıdaki veriler dikkat çekicidir. Kadına yönelik şiddetin bir çok boyutu, yönü ve oranı vardır. Biraz daha açıklayıcı olması açısından aşağıdaki veriler çok çarpıcıdır:

-Gelişmekte olan ülkelerde günde bir dolardan daha aza yaşayan 1.3 milyar insanın %70’i kadındır.

-Küresel üretimin %66’sı kadınlar tarafından gerçekleştirilmesine rağmen, küresel gelirden kadınların aldığı pay sadece % 10’dur.

-Kadınlar, dünya mal varlığının sadece %1’ine sahiptirler.

-Dünyada, okuma yazma bilmeyen nüfusun üçte ikisi kadındır.

-İşsiz kadın nüfusu işsiz erkek nüfusunun 1.5 katıdır.

-15 yaş üzeri kadın nüfusun iş gücüne katılım oranı AB ülkelerinde %42 iken, Türkiye’de %26’dır. Oysa ki, varılmak istenen oran, AB Lizbon Stratejisi’ne göre %60‘dır.

-Tüm dünyada, kadınlar erkeklere göre %20 – %50 oranında daha az maaş ve ücret almaktadır. Bu oran Türkiye’de %60’ dır.

-Türkiye, küresel göstergeler sıralamasında kadın hakları bakımından 136 ülke arasında 126. sırada olmuştur; Türkiye genelinde 3 bin 500 il genel meclisi üyesinin yalnızca yüzde 3,5’u kadındır. Muhtarlarda ise bu oran yaklaşık yüzde 1 düzeyindedir.

-Dünyada kadınların % 49’u psikolojik şiddet görerek yaşamlarını sürdürmektedir.

-Kırsalda yaşayan kadınların %41’i, şehirde yaşayan kadınların %27’si, evliliklerinde, en az bir kez fiziksel şiddete maruz kalmaktadır.

Kadına şiddet ayıptır, günahtır denilmekle çözüm olmuyor, Aile içi şiddet artık aynı zamanda kanunda yer alan bir suçtur.

Şiddetle mücadele için yasalar çıkarılıyor, kadın kuruluşları, avukatlar, kent konseyi kadın meclisleri, duyarlı yerel yönetimler ve STK ları Şiddeti önlemeye ve mağdurlara destek vermeye çalışıyorlar..

Ama her kurum kendi üstüne düşen görevi yapsa bile şiddet önlenemiyor. Çünkü çözüm için kararlı bir devlet politikası olması gerekmektedir. Yasalar var ancak yasalar uygulanamıyor.

* Kadına en az dört çocuk doğur demek, onu baskı altına almak demektir, bu bir tür şiddettir.

* Kadına doğumu nasıl yapması gerektiğini dayatmak, sezaryeni yasakladım demek nedir, bu da bir tür şiddettir.

* Karma eğitim kaldırılsın, Kız erkek ayrı okusun, Kız erkek ayrı otursun demek.. Cinsiyete dayalı ayrımcılıktır. Ayrımcılık ise şiddete yol açan temel nedendir.

* Çocuk gelinler sorununa göz yummak, kız çocukların eğitim hakkından yoksun kalmalarına yol açmak. Yine şiddete yol açan temel nedenlerden birini görmezden gelmek, demektir..

Peki, Şiddeti nasıl önleyeceğiz?

Kadına yönelik aile içi şiddet sadece kadının sorunu mu? Tabii ki HAYIR, bu sorun toplumsal bir sorun.. Bu nedenle, sadece kadınların mücadelesi ile şiddet önlenemiyor, önlenemez de.

Kadın birey olarak dikkate alınmadıkça, kadın erkek eşitliğinden de, gerçek demokrasiden de söz edilemez.

KADINA YÖNELİK ŞİDDET, TOPLUMUN TÜM KESİMLERİNİN ORTAK VE KARARLI MÜCADELESİYLE ÖNLENEBİLİR.

“Durmak zamanı değil, Şiddeti durdurmak zamanıdır.” Yasalar çerçevesinde Uğraş, didin, düşün, ara, bul, koş, atıl, bağır, haklarından vazgeçme..”

Bu duygu ve düşüncelerimizle;

Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği aydınlık yolda mücadelemizi kadın erkek elele sürdürelim, elele verelim şiddetin her türüne hayır diyelim, bölgemizde var olan tüm MYO Mezunları ile Teknik Program Mezunları Tekniker Kadın Meslektaşlarımızı Birliğimize, Derneğimiz üye olmaya davet ediyor, hep birlikte ülkemize yeniden aydınlık günleri getirelim diyerek sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Tüm MYO Mezunları Tekniker Kadın Meslektaşlarımız Adına

Musa KIRANLI

Türkiye Teknikerler Birliği Ordu İl Temsilcisi

Ünye Fen Adamları Derneği Başkanı

gggg6

Hava durumu
İMSAK-
GÜNEŞ-
ÖĞLE-
İKİNDİ-
AKŞAM-
YATSI-